Biliyorum ancak bir yıldıza tutulurdu bu deli yürek, kilometrelerce uzak ve erişilmez.
Kabına sığamayan, sınır tanımayan bu asi yürek, ancak böylesi bir sevda yaşardı; yakan, kavuran, kül eden…

Sığ ve durgun sevdalar yakışmazdı bu yüreğe...
Erişilmez olduğu ölçüde tutkulu, tutkulu olduğu sürece hüküm sürer bu yürekte,
Ve ancak böylesine tutkulu bir sevda hissettirirdi yaşadığını, var olduğunu bu isyankar yüreğe…

Ah bir mucize olsa, hiç kaybolmasa yıldızım, sonsuza kadar parlasa göğümde...
Biliyorum gün doğumuyla birlikte bırakıp gidecek beni oysa ki,
Bilemezsin yokluğunda nasıl da buz keser bu küçük yürek nasıl üşür bilemezsin...
Ne deli fırtınalara kafa tutmuştur da bu asi başım, bir bununla baş edemez.

Nasıl dayanılır bu acıya bilinmez.

Oysa ki hiç değmedi bakışlarımız birbirine biliyorum.
Hiç yaslamadım başımı göğsüne ve hiçbir sabaha birlikte uyanmadık biz…
Yağmurun dokunuşlarını sen saydım ben, yüreğimde büyüttüm sevdamı, hayalimde yarattım dokunuşları, düşlerimde can buldu sevişmeler.

Biliyorum kavuşmak sadece tatlı bir düş benim için, uzak sevda ülkelerinin gizemli perisi.

Ama yine de sen esirgeme ışığını benden, ışığın hayattır yüreğime. Can katar bu cana varlığın...

İçimin gülen yüzü sensizliğe terk etme beni.

09.10.2006

Bilge Dişsiz