- 747 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK
İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK
Sizlere bu ilk yazımda bir yaşadığım olayı anlatayım,1962-1963 ders yılının sömestre tatiliydi. O yıllarda Ankara TCDD Meslek okulunda okuyordum.Memleketim Turgutlu olduğu için her sömestre tatilinde memleketimize gelir on beş gün de olsa ailemizle hasret giderirdik.Ancak o yıllarda şimdiki gibi kara yolu yoktu. Hep terenle gider gelirdik tam 26 saat sürerdi İzmir Ankara arası eğer teren tehir yapmazsa.Bir de tehir yaparsa 30 saati bile bulduğu olurdu.O yıllarda çok kalabalık olurdu tren.Yer bulmamız kolay olmazdı.Bu yüzden daha tatile gelirken İzmirli arkadaşlarımızla dönüş günümüzü kararlaştırır ve onların bize yer tutmalarını rica ederdik. Turgutlu’ya geldikleri zaman bize pencereden el ederler biz de rahat rahat binerdik.
Yine o gün de öyle olmuştu.Kompartmana girdiğim zaman camın kenarında oturan bir sarışın genç gördüm. Belli ki yabancıydı.Arkadaşlara sorduğumda “bu kim” diye “alman” dediler.Talebe mübadelesinden gelmişti. O yıllarda Almanlarla böyle bir anlaşma yapılmıştı.Bizden de Almanya ya öğrenciler giderlerdi. Alman bir öğrenciyle okulda öğrendiğimiz almanca ile konuşacağımız için sevinçliydim.Biraz konuştuktan sonra o kitap okumaya daldı bizde arkadaşlarla tatilden söz ederken Uşak a geliverdik hiç anlamadan, zaten havada kararmaya başlamış yemek zamanı da gelmişti.Birimiz trenden indik istasyon büfesinden iki şişe şarap aldık,Alman misafirimiz vardı ya.Tren hareket edince kompartman ın ortasına bavullarımızı üst üste koyarak güzel bir yemek masası yaptık.Annelerimizin evde hazırladığı yolluklarımızı çıkarıp masayı güzelce donattık.Neler yoktu ki kızartılmış tavuk, kızartılmış patates, sarma,dolma,köfte. Kaynamış yumurta,patates,çeşit çeşit börekler birde kırmızı şarap iki şişe, masamız ziyafet masası gibi olmuştu elbette biz misafir ağırlıyorduk ya.Her şey hazır olunca,
“Buyurun,” dedik “arkadaşlar buyurun”
Hepimiz sofraya yanaştık ama Almandan ses yok, o hala başı kitapta kitabını okuyor.Tekrar “sizde buyurun” dedik “hep beraber yiyelim” okul Almanca mızla söyleyebildiğimiz kadar. O başını kaldırdı
“Danke danke” “teşekkür teşekkür” dedi iki defa sonra yine kitabını okumaya daldı.
Tabi biz şaşırdık niye bizimle yemiyor diye hatta kızdık bile “galiba domuz eti yok içinde ondan yemiyor” diyenler bile oldu içimizde.Niye yemediğini sorduk kendisine “biz misafirperver bir milletiz neden yemiyorsunuz” diye ısrar edince, kitabı bıraktı başını kaldırdı
“Biz” dedi “biz harpten yenik çıktık her tarafımız yandı yıkıldı insanlarımız perişan oldu tahmin edemeyeceğiniz kadar açlık çektik, şimdi bizim hükümetimiz bir karar aldı biz iktisat yapıyoruz,benim akşam yemeği hakkım bir marktır(o zaman marktı Alman Parası) benim komanyam yukarıda tam bir mark tutarında siz buyurun ben sonra kendi yemeğimi yiyeceğim” dedi. Biz Türk üz ya hemen pratik düşünürüz.
“Sen bizimkilerden ye senin bir markın da kar kalsın sana” dedik
“Olmaz” dedi ben mutlaka çok daha fazla yerim bedava olduğu için benim Almanya da ki arkadaşım yarı aç sofradan kalkarken benim başka bir ülkede yemek yemem karnımı tıka bas doyurmama sebep olur,bu da onlara ihanet sayılır ben bunu yapamam lütfen siz yemeğinizi yeyin” dedi.
Bütün bundan sonra bizde elimiz ayağımız kesilmiş yemek yiyecek hal kalmamıştı zaten.
İşte iyi insan yetiştirmek budur.Vatanseverlik budur.Vatanına saygı budur.
Acaba biz böyle bir nesil yetiştirebildik mi?
Hep sormuşumdur kendi kendime uzun yıllardan boyunca..
Belki yetiştirdiklerimiz de vardır ama sanırım çok azınlıktadırlar.
Hüsnü Sönmezer.09.şubat.2013
YORUMLAR
Hüsnü bey öncelikle hoş geldiniz,
Paylaşmış olduğunuz anekdot gerçekten ibret verici. Savaş her zaman felakettir ve kazananı olmaz. 2. dünya savaşı sonrası Almanya'nın yaşadığı felaket gerçekten çok büyük. 1. dünya savaşını kaybetmiş bir devletin ikinci kez savaşması ve yenilmesi tabi ki büyük acıları da beraberinde getirdi. Ama onlar 2. dünya savaşını emperyalist hayallerle başlatmıştı, hüsranla sonuçlandı. Oysa biz kendi bağımsızlığımız için savaştık ve bu savaşta yaşanan olaylar tüm insanlığa ders niteliğindedir.
Güzel paylaşımdı, yenilerinde buluşmak üzere...