MAYDANOZUN HATIRLATTIKLARI
Sevgililer gününde eşimle hasta olan ablasını görmeye gidiyorduk.Çiçek satan insanlar nerdeyse trafiğin akışını engelliyordular. Öyle ki açık bıraktığım camı kapamasaydım ısrarla uzatılan çiçekler ağzıma girebilirdi.Eşim birden ‘’Sana çiçek alayım mı ?’’dedi.Bende’’ İstemem’’ dedim hiç yüzüne bakmadan.İnsan hiç sana çiçek alayım mı diye sorar mı?Hızımı alamayınca’’ Ben senin sevgilin miyim ,bugün sevgililer günü ‘’dedim.’’ Hatırlarsan biz aşık olup da evlenmedik,mantık evliliği yaptık ,insanlara bakıp da numara yapmak zorunda hissetme kendini ,klişeleşmiş olaylardan nefret ederim ‘’dedim.’’Eşimsin aynı şey değil mi’’ dedi.’’Hayır aynı şey değil ,yarın yapacağım sarmaya maydanoz lazım sen bana iki bağ maydanoz al,birini sarmaya koyarım biri de evde kalır ‘’dedim.’’Unutmazsam ,hatırlat ‘’dedi.
Ablasını gördük,eve geri döndük.Diğer gün akşam zil çaldı.Kapıyı açtım ,eşimdi.Arkasında bir şey saklıyordu.’’A niye böyle erken geldin ,ne oldu işin erken mi bitti ‘’dedim. ‘’ İnsan bir hoş geldin der ‘’dedi. ‘’Bende hoş geldin ‘’dedim.’’Aman ne olacak sanki unuttum birazdan doğal olarak diyecektim zaten klişe davranışları da çok seversin’’ dedim. ‘’ Neden geldin denilir mi hasbinallah ‘’dedi. ‘’ Bende hiç erken gelmezsin ya şaşırdım ,seninle de konuşmak çok zor büyük jüri önünde hep imtihandayım sanki‘’dedim.Arkasında bir şey saklıyordu. ‘’Ne o elinde ne var’’ dedim . ‘’Sana bir sürprizim var ‘’dedi ve iki bağ maydanozu uzattı.Çiçek gibi sardırmış süsletmişti.Görünce çok sevinmiş gibi yaptım . ‘’Böyle faydalı şeyler al işte ‘’dedim. ‘’Ben hoşlanmam öyle çiçek ,miçek anlamam.Ben bir laz kızıyım bana bütün yeşiller ot görünür ‘’ dedim.İçeri girdi,yemeğini yedi bir daha da hiç konuşmadık. Kırıldığımı anlamış olmalı ki konuşmaya cesaret edemedi .Ona maydanoz sipariş ederken şaka yapmıştım.Belki oda bana şaka yapmıştı ama beni çok kırmıştı.Çiçek gibi sarılan maydanozun anlamı sen bundan anlarsın değil de neydi?
Ayrıca çocukken milletin içinde ‘’Bak sana ne aldım kızım’’ diyen babamın yaptıklarını hatırlatmıştı bana.Heyecanla ve gururla açtığım paketin içinden hep muşamba bir don çıkardı.Ondan sonra gel de ‘’Ne almış ,ne almış diyen meraklı gözlere anlat.Nasıl saklayacağımı şaşırır içinden bir böcek çıkmış gibi atardım.
Şimdi ben böyle bir hayal kurdum aslında ablasına gittiğimiz ve çiçek alayım mı dediği gerçek tabiî ki benim de kabul etmediğim .Maydanoz diye bir olay yok.İnsan yaşadığı her olayı bu şekilde kafasında kurgular mı?Bu normal bir şey olabilir mi?Sürekli kafamda olaylar şekil değiştiriyor.Bazen kendi kendime gülüyorum . Birden kendi kendine konuşup gülmek çok garip tabi fakat boşa değil .Şimdiki gençlerin sürekli ‘’Canım sıkılıyor’’ demelerini anlamıyorum.Ben kendi kendimle bile çok eğlenebiliyorum.Çocuklar anne sen niye böylesin diyorlar.İşte o zaman yani bana deli gibi davrandıkları zaman kendilerine yetemediklerini ,insanın zevkleri olması gerektiğini vs anlatma fırsatım doğuyor.Doğuyor da ne oluyor ,hiç.Garip bir yaratık gibi beni seyrediyorlar.Kuşak farkı denilen şeyi en az yaşayan bir insanım belki onları da anlayabiliyorum ama sürekli hayatı bilgisayar oyunlarıyla geçirmeyi anlayamam.Gençlik ,şu zamanın gençliği ayrı bir konu.Güzel yanları da var kötü yanları da.İş denilince ben varım diyen yok mesela .İdealist bulmuyorum şu anki gençliği.En baş rolü de versen istemiyorlar.Bu gençler çok nefsini yenmiş de biz çok mu nefsimize düşkündük Elbette ki hayır! Bence tek nedeni tembel ve ümitsiz olmaları.Kazançların iş de yükleyeceğini iyi biliyorlar.Ne balı ne iğnesi diyorlar.Neyse ben yine başka olaylara daldım.Hayal gücünün olması kötü mü acaba?Belki de her şeyin fazlası zarardır.
Bu durum zihni çok yoran bir şey.Bazen birisi bir şeyler anlatırken ben başka yerde oluyorum .Kötü olan yanı ne derseniz,arkadaşım annesinin hasta olduğunu diyalize girecek damarının bile kalmadığını anlatırken ben gülümsüyorum mesela.Berbat bir durum tabi.Bazen anladın mı diyor beni tanıyanlar bende hayır kafam gitti yine diyorum.Tekrar anlatıyorlar,gülüyoruz halime.Yabancı olunca veya yeni tanıştığımız birisi anlamıyor alınıyor ,telafi etmesi yine bana düşüyor.
Bazen bir gülüş bir bakış insana bir pencere açar ya!Bana binlerce pencere açıyor.Bir yakınımın böyle işlerle uğraşma bunlar boş işler ,ilim öğren demesi de beni çok etkilemişti.Başta güldüm,biraz kırıldım ama acaba da geçmedi içimden desem yalan olmaz.Bu doğal olarak gelişen bir şey olduğu için anlatmam zor .Sanırım benim çok uğraşarak yazdığımı sanıyordu.İlim öğrenmek güzel bir şey ama benim işim değil ,tez canlı birisi olduğum için sıkıntıdan çatlayacağımı ,yürütemeyeceğimi iyi biliyorum.Yazmak kendiliğinden döküldüğü için yorucu değil bana göre.Fakat sürekli zihnimdeki kurgular beni yoruyor,ama elimde değil.Belki bir gün kendiliğinden ,aniden kesilir.
Değerli hocam Hay bin Yakzan ile Robinson u karşılaştırırken de aynı şeyi yaşadım.Hay İslam coğrafyasını temsil eder Robinson batı zihniyetini.Hay doğayı tahrip etmeden hayatın anlamını araştırırken Robinson adayı talan etmiştir.Hay insanı ve fıtratı korumayı tercih ederken Robinson bencil ve çıkarcı davranışları ile yaşadığı yeri mahvetmiştir.Robinson adaya ilk gelen insana kendini ben senin efendinim diye tanıtırken aynı zamanda da köpek gibi kullanmış.Hay ise tam tersini yapmış gelen kişiden ilim ve konuşma öğrenmiştir dedi.Hocam değişim olayını anlatırken herkesin içi burkulmuştu.Benden başka herkes neredeyse ağlayacak hale gelmişti.Ben ise kendimi gülmemek için zor tutuyordum.Bir anda Karadeniz in bir köyüne gitmiş tim.
Yine dişi ağrıyan bir kız ilçeye gitmiş,dişini çektirmiş ve kısa bir süre sonra köye geri gelmişti.Arkadaşları kulaktan kulağa köye döndüğünü ve çok değişmiş olduğunu yaymışlardı.Köyün kızları arkadaşlarının halini merak edip soluğu yanında aldıklarında,kızın ağzında koca pamukla İstanbul Türkçesi parçaladığını görünce şok olmuşlar hayran hayran onu izlerken ,köyün asi ve güzel kızı çıka gelmişti.Bir yandan ilk önce onu izleyip söylentilerin doğru olup olmadığını izleyen kız arkadaşının kırılarak Türkçe konuşmasını duyunca kalabalığı yarıp’’ Bana bak üç saat sürmedi gidip gelmen ,ne oldu sen şimdi İstanbullu mu oldun.Ağzına bir tane indirirsem görürsün kırıtmayı ‘’ der demez kız yanakları pembeleşirken hemen orayı terk etmişti.
Değişim denince benim aklıma gelen bu işte .Değişim budur anında yıldırım düşer gibi.Hoca ne bilecek memlekette ne ani değişimler var.İçimden o anlattıkça hep’’ Oda bir şey mi hocam ben ne değişimlere şahit olmuş birisiyim ‘’demek istedim.
Hocamın üzücü olayları anlatırken, benim gülmem gerçekten onun açısından sinir bozucu olabilirdi.Neyse ki beni iyi tanıdığı için yine aramızdan kopanlar var diyerek gülümsüyordu.