- 564 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN ÜSTÜNE
KADIN ÜSTÜNE
Kadına sahiplenmeyi değil
Sahip çıkmayı öğrenmeliyiz
Çünkü kadın
Erkeği de yetiştirendir
Onun için
Ona En büyük değeri vermeliyiz
Yoksa
İyi insan yetiştiremeyiz
Ve de
Toplumu geliştiremeyiz
Rahmetli ninem hep sık sık bir öykü anlatırdı çocukluğumuzda, arkasından da eklerdi.
“kulaklarınıza küpe olsun emi” diye
Önce öyküyü size de anlatayım.
Bir zamanlar bir aile varmış,geçim mücadelesi içerisinde karı koca koşuşurken tek oğulları büyümeye başlamış. Sekiz yaşlarına geldiğinde “anne baba bende size yardım etmeliyim” diyerek her gün eve bir şeyler getirmeye başlamış.Önce bir yumurta getirmiş,annesi başını okşayıp “sağ ol oğlum” demiş.Bir süre sora her gün bir tavuk getirmeye başlamış baba “nerden buluyorsun bunları sakın hırsızlık filan yapmayasın” dediyse de annesi yine her seferinde başını okşayıp “sağ ol aslanım benim” diye sevmeye devam etmiş.Daha büyüyünce,fırından ekmek, kasaptan et, komşudan koyun kuzu, daha sonra eşten dosttan para çalmaya başlamış. Kadın her seferinde oğlunun başını okşayıp onu hevesle sevmiş,teşvik etmiş.En sonun da çocuk büyüyünce büyük bir hırsız soyguncu ve katil olmuş.Elbet bu işlerin bir sonu var.Bir gün yakalanıp hakim karşısına çıkarılmış.Hakim uzun süre mahkeme ettikten sonra onu idam cezasına çarptırmış.İdam edileceği gün darağacına getirilip kalabalığın önünde ip boynuna geçirildiğinde hakim “son arzun ne” diye sorunca,
“Annemi” demiş “annemi görmek istiyorum getirin lütfen”
Alıp annesini karşısına getirmişler,sarılıp öpüşmüş önce anne oğul, sonrada annesine
“Dilini çıkar anne onu da öpmek istiyorum” demiş azılı hırsız ve katil.
Kadın dilini çıkarıp da uzatınca dişlerinin arasına alıp ısırarak yarısını koparmış.Kadın acı içinde kıvranırken seyredenlere dönüp
“ Onun dilini neden kopardım biliyor musunuz. Hırsızlık bir yumurta ile başlar.Ben çocukluğumda eve yumurta, tavuk, ekmek çalıp getirdiğimde hep benim başımı okşayıp suçumu babamdan saklayarak aferin derdi, hiç bir gün bana bunun hırsızlık olduğunu,hırsızlığında kötü olduğunu söylemedi, bunun için kopardım, keşke “bu hırsızlıktır sakın bir daha yapma” deseydi bende böyle azılı bir soyguncu ve katil olmasaydım”
İşte değerli dostlarım kadının bir toplumda neden bu kadar önemli olması gerektiğinin, bir söylenti dahi olsa kanıtıdır bu kısa öykü.
Eğer bir toplumda kadın dövülüyorsa,eve hapsedilip onun “karnına sıpa sırtına sopa gerekli” deniyorsa,Erkeklerin bir adım arkalarından gelmeleri isteniyorsa birde “saçı uzun aklı kısadır ” diye horlanıyorsa o toplum bir türlü medenileşememiş ve gelişememiştir.
Kadını erkeğin bir adım gerisinden yürüyen toplumlar hep medeni toplumların bir adım değil kilometrelerce gerisinde kalmışlardır.
Bunun böyle olduğunu açıkça göreceksiniz bir dönüp de bakarsanız dünya üzerine.
Lütfen, kadını da erkeği de dokuz ay karnında taşıyan,ağrılar içinde dünyaya getiren, emziren, rüşt olana kadar büyüten besleyen hastalık da uykularını terk edip başında bekleyen,ayrıca erkeğe kadınlık yapıp çocukları doğurup yetiştiren,evi çekip çeviren kadınlarımıza sahip çıkalım,onların sahibiymiş gibi davranmayalım, horlamayalım, sövmeyelim, dövmeyelim,öldürmeyelim.
Çünkü erkekleri de yetiştiren onlardır.
Onlar sayılmaya ve sevilmeye layıktırlar.
Onlar bizim baş tacımızdırlar.
Lütfen bunu böyle bilelim. Hüsnü sönmezer 19.şubat.2013
www.bodrumzeushaber.com
gazetesinde yayınlanmıştır