- 1506 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HEKİMLİKTE ELLİ YIL
HEKİMLİKTE 50 YIL
Dr. Sadık Özen
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 1958 yılı mezunlarındanım. 50 yıllık meslek hayatımı bu yıl dolduruyorum. Mensubu olduğum Antalya Tabip Odası tarafından verilen bir plaket alacağım. Bu gün benim hayatımda önemli bir yer tutacak. Sağlıklı, bilinçli ve çalışabilir durumda bu güne erişebilmenin mutluluğunu yaşıyorum. Genç meslektaşlarımın; tıpkı benim gibi, hatta daha da ileri yaşlara kadar, sağlık ve esenlikle mesleklerini icra edebilmelerini diliyorum.
Hekimlik mesleğinin sahip olduğu kutsal değeri ve kişilere kazandırdığı onur yanında, aynı derecede sorumluluk taşıyan güç ve sıkıntılı yanlarının da olduğu bilinmektedir. Görevimi yerine getirirken sorumluluklarımın bilincinde olabilmeye çalıştım ve bunun karşılığını manevi olarak fazlasıyla aldım. Bu, hiçbir maddi değerle ölçülemeyecek büyüklükte bir kazanımdır. Bu yüzden Hekimlik Mesleği’nin bana verdiği haz ve mutlulukla, mesleki yaşamımı bir türlü sonlandıramıyor ve hala sürdürmeye çalışıyorum. Sahip olduğum her şeyi borçlu olduğum sevgili halkımın, bu yaşımda bile bana gereksinim duymakta olduğuna inanıyorum.
İçimdeki insan ve vatan sevgisi her zaman için rehberim olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bugüne kadar, hiçbir maddi kaygı içinde olmadan, yaptığım “Hekimlik Andı”na ve onun içerdiği “Tıbbi Etik” kurallarına bağlı kalarak görevimi vicdani sorumluluk içinde yerine getirdiğime inanıyorum. Sahip olduğum İlke ve duygularımın genç meslektaşlarımca paylaşılmasını diliyorum. Zira, Hekimlik Mesleği’nin kutsallığı ve toplum içindeki saygınlığının korunması buna bağlıdır. Genç meslektaşlarımın bu önemli hususu göz ardı etmeyeceklerini umudederim.
Hekimlik; bilimselliği yanında, aynı zamanda bir usta-çırak mesleğidir. Bu yönüyle, alınan bilimsel eğitim kadar, her biri kendi alanında otorite olan Tıp Hocaları’nın bilgi ve deneyim aktarımları bu mesleğin gelişiminde ve hekimlerin yetişmesinde büyük önem taşır. Bu vesile ile, Rahmetli İlkokul öğretmenim Şükriye Özkan’dan başlayarak, bana emekleri geçen bütün hocalarımı saygı, sevgi ve minnetle anıyor, kendilerine tanrıdan rahmet diliyorum. Hiçbir zaman aklımdan çıkarmadığım “Hekim Allah’a en yakın insandır” sözünü Değerli Hocam Prof. Dr. Rasim Adasal’dan, kendime rehber edindiğim “İyi bir hekim olabilmek için önce iyi bir insan olmak gerekir” sözünü Değerli Hocam Prof. Dr. Süreyya Gördüren’den öğrendim. Sevgili Hocam Prof. Dr. Emin Faik Üstün ise Büyük Atatürk’ün “Doğru bildiklerinizi söylemekten korkmayınız” sözünü bana aktararak, ilkelerimin sağlamlaşmasında ve cesur bir yazarlık kimliği kazanmamda etkili oldular.
Hekimlik yaşamımın ilk on yıllık dönemini pratisyen olarak geçirdim. İçimdeki meslek ve insan sevgilerinin ve insan hayatına verdiğim değerin gereği olarak, içinde bulunduğum mahrumiyet ortamlarında, büyük bir cesaret göstererek, hastalarım ve benim için riskli sayılabilecek müdahalelerde bulunmak zorunda kaldım ve çok şükür ki hiç olumsuzluk yaşamadım ve başarılı oldum. İlk görev yerim olan Ahlat’ta bana karşı bir anne, bir abla şefkati gösteren Rahmetli Halime Ablam’a ebediyyen minnet duyacağım. Aynı şekilde, Darende Sağlık Merkezi’nin emektarı ve halkın sevgilisi, gece-gündüz, dağ-bayır demeden görevim sırasında beni hiç yalnız bırakmayan Hastabakıcı Arkadaşım Bekir Özel’e büyük bir şükran borcum var.
İç Hastalıkları Uzmanı olarak yetişmemde büyük katkıları olan; SSK Ankara Hastanesi
I. Dahiliye Kliniği Şefi değerli İnsan Dr. Necdet Okan ve yardımcıları Dr. Erdoğan Lostar ve
Dr. Burhanettin Tezel’i, birçok konuda kendilerinden bilimsel ve moral destek aldığım Değerli Ağabeyim Prof. Dr. Kaya Kılıçturgay’ı saygıyla yad ediyorum. SSK’da görev yaptığım dönemde kendilerini yakından tanıma fırsatı bulduğum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mahir Ablum, Müsteşar Sayın Mazhar Kısacıkoğlu, Genel Müdürler Sayın İsmet Kaya Erdem, Sayın Hikmet Erinç, SSK Başmüfettişi Sayın Yaşar Sirman’ı ve Personel Daire Başkanı Rahmetli Erbil Türe’ye,
Geçen 50 yıl içinde hafızamda yer eden Sağlık Bakanlarımız Değerli Hocalarım Prof. Dr. Nusret Karasu ve Prof. Dr. Necdet Menemencioğlu, değerli insan Dr. Yusuf Azizoğlu ve bulunduğu kısa dönemde ülkemizin sağlık sistemine büyük katkılarda bulunan Sayın Prof. Dr. Kaya Kılıçturgay’a, birlikte çalışmaktan, güven, sevgi ve yakınlıklarını kazanmaktan büyük mutluluk duyduğum Ankara Sağlık Müdürü Değerli Ağabeyim Dr. Cahit Demirbaş’a,
Ahlat Kaymakamı Sayın Vahit Rüştü Heper, Darende Kaymakamları Sayın Ahmet Naci Ekşioğlu ve Sayın Ünal Özgüdek, Kalecik Kaymakamı Sayın Semih Sansoy ve Keskin Kaymakamı Sayın Bayram Özen’e, Bitlis Valisi Sayın Muhsin Gökkaya, Malatya Valileri Sayın Sadullah Verel ve Sayın Rafet Küçüktiryaki ile Antalya Valileri Sayın Kadir Uysal, Sayın Yılmaz Türkçetin ve Sayın Bahaeddin Güney’e en derin saygı, sevgi ve şükranlarımı arzediyorum.
Türk Tabipler Birliği’nin 50 yıllık üyesiyim. Bu dönem içindeki Merkez Konseyi Başkanları Sayın Prof. Dr. Erdal Atabek, Sayın Prof. Dr. Nusret Fişek ve Sayın Prof. Dr. Füsun Sayek’e saygılarımı sunuyor, ölenlere tanrıdan rahmet diliyorum. Sırasıyla; Bitlis, Malatya, Ankara ve Malatya Tabip Odaları’nın üyesi oldum. 31 yıldır Antalya Tabip Odası’nın üyesiyim. Bir hekim olarak Odama bağlılıkta ve koyduğu kurallara uymakta saygılı oldum. Bana bu plaketi veren Antalya Tabip Odası Başkan’ı Sayın Prof. Dr. Gültekin Süleymanoğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri’ne, özellikle de oda çalışmalarında büyük emeği geçen Sevgili Arkadaşım Dr. Selçuk Koçlar’a en derin sevgi, saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Meslektaşlarıma karşı son günlerde yoğunlaşan ve kısa süre önce değerli iki meslektaşımızın hayatını tehlikeye sokan hain saldırıları, sebepleri ne olursa olsun nefretle kınıyorum. Siyasal iktidarların ilkesiz ve olumsuz tutumlarına bağlı ve toplumun diğer kesimlerindeki yozlaşmaya paralel olarak hekimlerin sürüklendikleri ortam, ne yazık ki gelecek için umutsuzluk yaratacak bir durum almıştır. Sağlık hizmetlerinin devlet güvencesinden çıkarılarak tamamen özel sektöre devri girişimleri iyi sonuçlar vermeyecektir. Yürürlükte olan Anayasamız’daki “Devlet vatandaşın sağlığını korumakla yükümlüdür” ibaresi yeni yapılacak olan değişikliklerle ortadan kaldırılmak üzeredir. Tarihimiz boyunca çok önemli görevler üslenmiş, Cumhuriyetimiz’ in temel ilkelerine, Atatürk İlke ve Devrimleri’ne bağlı Türk Hekimleri olarak, ulusal egemenlik ve bağımsızlığımızı korumak ve kollamak için, bugün de, bu uğurda gereken her türlü çaba ve direnişi göstermek zorundayız.
Son olarak, benim için önemi ve değeri büyük olan bu günde şunları söylemek istiyorum: Geçen 50 yıllık sürecin kırk sekiz yılını benimle birlikte yaşayan, hekimlik mesleğinin tüm sıkıntılarını benimle paylaşan, sevgili ve fedakar eşimin bu günlere gelişimde büyük payı olmuştur. Bu nedenle; aldığım bu plakette benim kadar onun da hakkı olduğuna inanıyor, kendisine olan saygı, sevgi ve bağlılığımı bu vesile ile bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Saygılarımla…
YORUMLAR
Tebrik ediyorum doktor bey.. Ben de her zaman (tanıdığım doktorlara kıyasla) doktorların neden bu kadar para delisi olduklarını ve hastalarına tıpkı bir hayvana yapılabilecek tarzda davrandıklarını merak etmişimdir. Böyle olmayan doktorların da var olduğunu bilmek az da olsa içimi rahatlattı. Artık doktorların da doktorluk mesleğinin de gözümde hiçbir yeri kalmadığı şu günlerde yazınızı okuyunca gerçekten umutlandım birazcık her hastanın bizim gibi doktorlarla karşı karşıya kalmadığını düşünerek. Her şeyden önemlisi bir hayat kurtarmanın verdiği tattır tabii ki, bundan alınacak para değil. Ama maalesef öyle bizim doktorlarımız. Öyle olmadığınız için tekrar tebrik ediyorum sizi..