- 3747 Okunma
- 12 Yorum
- 2 Beğeni
SAHİPSİZ ÇOCUKLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ailesiyle ilişkisini koparıp 24 saat sokaklarda yaşayan çocuklara "SOKAK ÇOCUKLARI" diyoruz .Kimi zaman suça bulaşıp zaman zaman tiner, bally gibi uçucu maddeler kullanan ya da bunlara gereksinim duyan, sokağın özgür ortamını mekan edinen çocuklardır.Bu çocukların aile , okul, çocuk kurumları gibi kendine karşı sorumluluğu olan kişi yada kurumlarla hemen hemen hiç temasları bulunmamaktadır. Çeşitli nedenlerle evden kaçmış, aile ve toplumla olan bağları tamamen kopmuş olan bu çocuklar kümeler halinde, kendilerine özgü kurallarıyla köprü altı yaşamını seçmiştir.Yaşamı ve yaşam kaynakları için sokak onların 24 saatlik meskenleridir.
Bu çocukları sokağa iten sebeblerin başında aile ve yaşanan ekonomik sorunlar gelir.çoğunluğu parçalanmış ailelerin çocuklarıdır. yapılan araştırmalara göre Babaların eğitim düzeyleri çok düşük, annelerin çoğu ise hiç okula gitmemiştir.Ailelerin sahip oldukları çocuk sayısı çok fazladır.sokak çocuklarının sayısında hergün önemli bir artış görülmektedir.
Bu sahipsiz çocuklar şiddet, fiziksel ve cinsel istismar, başkaları tarafından suç işlemeye zorlanmak, yanma-yaralanma, kronik-tehlikeli bulaşıcı hastalıklara yakalanma, bakımsızlık sonucu oluşan sendromlar, kaçırılma, öldürülme.gibi tehlikelerle karşı karşıyadır.
Sokaktaki şiddete karşı durabilmek ve dayak yediklerinde acı hissetmemek, sokaktaki soğuğa dayanabilmek, yaşadığı zorluklara karşı bedensel ve duygusal güç oluşturabilmek yani kendilerini güçlü ve cesaretli hissedebilmek , halüsinasyonlar görüp güzel şeyler hayal edebilmek ve utanma duygularını yok ettiği için rahatlıkla başkalarından yemek isteyip, dilenebilmek ve özgürce konuşabilmek için uçucu maddelere gereksinim duyarlar. Bunun dışında, sokaktaki grupların ortak yaşam biçimine ayak uydurarak gruba kendini kabul ettirebilmek için en ucuz olan tiner ve bally gibi maddeler kullanırlar.
NE YAPMALI
Her şeyden önce "sokağın cazibesi ortadan kaldırılmalı" diyen uzmanların atılması gereken adımlara ilişkin görüşleri şöyle:
» İlkokul çağına gelmiş çocukların ilk öğretime başlamaları sağlanmalı, eğitimi yarıda bırakanlara tekrar imkân verilmeli
» Çocukların ailelerinin bulunduğu yerlere Toplum Merkezleri açılmalı
» Sokağı cazip hale getiren göç olgusu ortadan kaldırılmalı
» Sosyal güvenlik sistemi tekrar elden geçirilerek aileleri mağdur etmeyecek bir çatı oluşturulmalı.
» Ergen işsizliğini ortadan kaldıran imkanlar oluşturulmalı.
» Tiner, bally gibi uçucu maddelerin satışı kontrol altına alınmalı.
» Çalışan çocukları topluma kazandırmaya yönelik örneğin spor gibi faaliyetler desteklenmeli.
» Alanda çalıştırılmak üzere yeterli miktarda sosyal hizmet uzmanı, psikolog gibi meslek elemanlarının sayısı artırılmalı.
» Çocuklara tütün ve alkol satışı yasaklanmalı, bu alandaki denetim artırılmalı.
» Okul yakınlarındaki istihbarat çalışmalarına ağırlık verilmeli.
» Sokak çocuklarını tanımlayabilmek ve tanıtmak kadar onların tıbbi, sosyal ve mesleki rehabilitasyonu sağlanmalı.
» Mümkünse her ilde veya belli bölgelerde madde kullananlara yönelik bir hastane kurulmalı.
» Çocuk hakları sıkı takip edilmeli
Bu çocuklariçin devlet ve ferd olarak elimizden gelen herşeyi
yapmalıyız.Onlar bizim çocuklarımız.
AĞLASIN KALDIRIM UTANSIN SOKAK
Her çocuk, günahsız gelir dünyaya.
Sonraları başlar korkulu rüya.
Bir izbe, bir metruk, bir kuytu veya,
Bir köprü altında,elinde tiner;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
Sahipsiz bir çocuk,yatağı sokak;
Üç beş tahta yakıp az ısınacak.
Nasibi olmadı bir yanan ocak.
Bir köprü altında,elinde tiner ;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
Kimse annen gibi sarmadı seni.
Kimse aramadı, sormadı seni.
Baban,belki bir kez görmedi seni.
Bir köprü altında elinde tiner;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
Önünden geçer de okul bilmezler.
Tebessüm ederler belki,gülmezler.
Gözyaşları akar durur ,silmezler
Bir köprü altında elinde tiner;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
Ceket yırtık pırtık,kundura patlak;
Ayaz fena vurmuş,elleri çatlak;
Ağlasın kaldırım,utansın sokak !..
Bir köprü altında,elinde tiner;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
Suçun kenarında ezik ve korkak;
Gece yorgan olup onu saracak.
Beden yorgun,yürek gamlı,göz ıslak;
Bir köprü altında elinde tiner;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
Bu yük çok ağırdır,bu yol çok çetin
Zannetmeyin bu yük yalnız devletin;
NİL diyor ki bu yük,bütün milletin.
Bir köprü altında,elinde tiner;
Dünyası boşlukta döner ha döner.
NİLÜFER SARP__________17.MAYIS.2010
YORUMLAR
Hiçbir çocuk, sıcacık yuvasını bırakıp buz gibi köprü altlarında gönüllü sabahlamaz. Bunun anlamı; ev diye sığındıkları ortam köprü altlarından daha tehlikeli olmalı ki kendilerini karanlığın kollarına atıyor bu çocuklar.
Bu durumdaki çocukları, kendi kara kaderleri ile başbaşa bırakan toplumda suçlu. Bu çocuklara bir şekilde kucak açılmalı, devletin korumasına alınmalı, ya da koruyucu aileler tarafından himaye edilmeli. Yoksa, hiçbir çocuk kendi isteği ile sokağa düşmez/düşürülür.
Böyle bir konuyu gündeme getirdiği için sevgili yazara teşekkür ve tebrik ederim.
Sayın Yazarım,
Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim,
Sadece iğrenerek bakıp, arabaya sürtünmesinden korkarak ,
yarım gaz vererek kurtulmaya çalışan insanlar acaba onları
gaz odalarında mı yok etmeyi düşünürler diye hep sorarım kendime.
Onların sosyal bir devletin şevkati ile saramamanın utancını duymuyor,
kendimizden bir parça kabul etmiyor, bizim veya çocuklarımızın da
onlar gibi olabileceğine inan mıyorsak, konuşmaya ne hacet,
kapatın gözlerinizi veya başınızı öte yana çevirin olsun bitsin.
Saygılarımla.
Duyarlılığınız için size teşekkür ediyorum.
"Sokak çocuğu" dediğimiz canların vatanı sokaklar ve bizler gün içinde hep onların vatanında misafir kalıyoruz. Kâh görüyor umursamıyor kâh görmezden geliyoruz aslında. Sokak evimizin önü değil mi? Evimizin önünde olandan bîhaberiz, belki de vurdumduymaz. Halbuki geceleri her türlü tehlikenin kol gezdiği sokaklarda, çocuklar kendini korumaya çalışıyorlar ellerinden geldiğince. Başaramayanlar ise; büyük insanların alkolle sorunlarından uzaklaşmaya çalıştıkları o çıkmaz sokağa kaçışı çare görüp tinere ballye yöneliyorlar.
Tek çare var aslında, biraz sevgi, biraz şefkat ve en önemlisi dolu dolu empati yapmak gerek.
Amerika da köprü altında bir kız çocuğu yazarın dikkatini çekiyor. pislik içerisinde olmasına rağmen elinde kalın bir kitap. neden buradasın ve neden kitap okuyorsun? deyince. Sokak çocuğu: Birgün inanıyorum kurtulacağım, o gün boş olmak istemiyorum der.
Ve bizzat kendim yaşadığım bir anı, önümüzü kesti iki tinerci çocuk, ellerinde tiner şişeleri. Çocukların gözlerinde sevgiye özlem vardı. dışlanmak değil, anlaşılmaktı dertleri!
Kınayan gözler öfkelerini pekiştiriyorken sevgiyle bakan gözlere kucak açıyordular.
Onlar da kurtulmayı bekliyorlar!
İyilik yapma imkanı varken yapmıyorsak bence suça ortaklık etmiş oluruz.
Tebrikler...