SULTAN-2
Şşşşş....Dinle !
Sesler geliyor derinden.
Ateş su ve çelik suratlı seslerin mavi ışıklarla raks ederek köşelerden süzülüp kaybolmasını seyrediyorum.
İnce çizikler halinde yürüyen tiz ve ne dediği anlaşılamayan mavi ışıkların ötesinde duranlar Sultan’ın kulağına fısıldıyor.
Bana bakmadan başı önde ve titreyerek bir şeyler söylüyor Sultan.
Acı çektiğini görebiliyorum.
Gözleri önce kan doluyor Sultan’ın.
Mavi dumanların arasından iki kol uzanıyor.
Sultanın gözlerini kavrayıp dışarıya çekiyor.
"Sami" diyor acılar içinde eliyle yokluyor boşluğu usulca.
Yüzünden aşağıya akan kan çenesinden yere damlıyor.
Gözleri iki yanağının üzerinde damarlarından sarkıp bir o yana bir bu yana dönüp duruyor.
Söylediğini yapmadığımdan mı bu öfke?
Bana " sakın ben söyleyinceye kadar gözlerini açma " demişti.
Dayanamadım, korktum ne yapayım.
Karanlıkta değirmenin tavanına vuran mavi ışıklar yavaş yavaş koyulaşıyor. Sultan hiçbir şey söylemeden duruyor.
Birden karanlıktan uzanan bir el beni çekiyor kendine, iradem boşalmış.
Engelleyemiyorum.
Sultan ağlıyor.
Dudakların birbirine yapıştı.
Ağzım kupkuru oldu.
“Sabah” nerdesin?
Kulağıma fısıldıyor tahtaların arasından sızan bir şey “ Narh suma dehsen”
Ellerimi iki yana açıp “anlamadım” diyorum. Tekrar ediyor “ Narh suma dehsen”
Sultan “konuşma, cevap verme onlara” diyor ağlayarak.
Sultan “sana sırrı söylemek arzuluyor” diye haykırıyor.
Rüzgârı hissediyorum. Etrafımı dolanıp duran bir soğukluk hissediyorum.
Bana sarılan bir şey var.
Susuyor her şey.
Sesler yükseliyor, değirmenin köşelerinden alevler çıkmaya başlıyor.
Birden Sami olduğu yerde titremeye başlıyor,ağzı köpükle doluyor, Sultan eline bir sopa alıp Sami’nin sırtına vurunca sendeleyip tahtaların üzerine düşüyor.
Bir müddet sonra kendine geliyor “Beni cin mi çarptı?” diye soruyor Sultan’a.
Sultan başını sallıyor “Hee,biraz daha yavaş konuş Sami” diyor.
“En büyükleri burada, benimle konuşmak ister” diyor Sultan.
Kulağını çıkarıyor siyah yazmasının altından.
Ses geliyor “Narh suma dehsen”
İçimi kaplıyor kuru bir soğuk ve cevap veriyorum o sese :“ Hasiha tuhna gehasse”
“Narh zehleh mehi”
“Kunh haba dodo”
“Kukuuuu manadidi kuku”
“Hufuş hufuş ananı bada budo”
“Lan Sami sen misin?”
Aman Allah’ım bu yıllar önce sel sularına kapılıp giden o mavi gözlü çocuğun, İsmail’in sesi.
“Huffa Şollis mahabuhahadal”
“Hass…r len”
“Küfürlü konuşma bak!”
“Oğlum bu ne dümen lan mavi ışıklar falan”
“Lan ben oto elektrikçiydim ya”
"Sultan’ın gözleri?"
"Oğlum onlar oyuncak yaylı gözler var ya onlardan"
“Dooru ya, peki neden böyle bir numara yaptın”
“Ya sorma Sami, ben biliyorsun Sultan’a sevdaydım. Babası ‘sana vereceğime köyün itine veririm’ deyip bir ay sonra da kocası olacak deyyus ile nikâhlayınca olan oldu”
“Nasıl yani? Ne oldu ?”
Bir gece Sultan beni çağırdı.Kocası dövmüş,dişleri kırılmış, gözüne bir yumruk atmış az kalsın kör olacak,ocağın üzerinde bir kazan kaynamış yağ..işte gerisini biliyorsun”
“Neee !”
“Heee, sonra biz işi kime yıkalım derken aklımıza her aksi işten sorumlu olan şeytan ile cinler geldi, biz de cinlere yıktık cinayeti”
“Ben de yedim”
“yahu gardeşim bir kazan kızgın yağı adamın kulaklarından aşaa döküp biz yaptık mı diyecektik, olayı yıktık cinlere”
“Haaa”
“Haa ya, ben eski değirmene mavi led ışıklı kablo döşedim, gece yarısından sonra da vahşi doğa sesleri kaydedilmiş ses kaseti yayını yapınca oldu burası “Perili Değirmen””
“E Sultan da herkesin yanından geçmeye korktuğu değirmene ayakyoluna gider gibi rahat girip çıkınca “Cinli Sultan “ oldu”
“Ben sel sularına kapılmadın Sami abi, sel suları bana kapıldı. O gece biraz fazla yağmur yağınca değirmenin ark’ını değiştirip bu yola verdik. Köylü burayı seyrederken ben de kendimi suya attım. Buradan aşağıya düşünce de gizlendim. Ahali beni suya kapılıp gitti zannetti”
“Ama Sultan saçları? İnce çığlığı?”
“Ya o kadar saf olma Sami abi, saçlarını sarı saç boyası ile boyadıydık, tiz sesi de kendi çıkartıyo valla”
“Peki, beni çarpan Cin nerden geldi?”
“Sami seni çarpan Cin yok ,sen elini benim döşediğim elektrik kablolarının açık yerine dayamışsın be abi,seni cereyan çarptı anlıycan”
“Peki şu önceki yazıdaki “aşağıdaki Link?”
“sami abi onu da erolabi yazdı, adam klavyeden istediğini yazıyor,biz müdahale edemiyoruz valla,istese şimdi seni oyduru burada ,isterse beni ya işte anla,yoksa sen o aşağıdaki Link’e tıkladın mI?”
“Yok, be ne tıklayacam”
“Yok estafirullah da abi bazı arkadaşlar ‘tık’ lamış da “
“Yapma ya, kim?”
“Söylemem valla “
Bu sırada dışarıdan bir ses duyulur;
“İçerdeki manyaklar alo alo ben candarma kumandanı İlyaz baççavuş, alo içerdekiler ben üç diyene kadar dışarı çıkmazsanız ateş açılacak değirmene ,bizim mermiler de MKE malı,cinlerin şeysine benzemez……..”
“Üüüüç”
YORUMLAR
Nihayet Sultan!
Anlamıştım cin işi olmadığını. İnsanlar cinleri solladı aslında :)
İyiyidi Vallahi.
Yalnız Sami'nin dışında orada anlatıcının da bulunduğu gibi bir anlatım var ki sultan'ın gözlerinin dışarı çıktığını vs.görüyor. Onun için hani anlatan Sami mi başka biri mi anlayamadım ben.
Yine de çok güzeldi.
Emeğinize sağlık Erol Abi. :)
Saygılar.
şairziye tarafından 2/22/2013 1:49:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
erolabi
Cinler zaten tembelleşti .
İnsanlar hallediyor her bi şeyi.
Selam ve saygı ile teşekkür ederim yorumun ve uyarın için...