- 573 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLMEDEN EVVEL ÖLMEK...
Gecenin siyaha boyanmasına takiben loş bir ışığın titrekliğinde umut içi dolu su bardağı ne fazla nede az ile kavileşiyorum doğal hakkım olarak, düşüncelerimin her bir zerresi akan nehir coşkusun da lakin. Avuçlarımda kayıp giden bir damlanın gidiyor sezgisi içime ince bir sızı şekillenir....
Konuşmaya tahamülüm yok bir yanımda akıp giden zaman hiç dönüp geriye bakmıyor. Gidenin hiçbiri çığlığa dönüp baktığı umursadığı kesinlikle yok....
Ruh bedenin dışında atmaya öyle hazır ki. Aldığın soluğa güven verecek hiçbir şeyin olmadığını hatırlamana ramak kala, sendeki seni, ancak içsel bir kargaşa ile sorgularsın, aynen söyle.
Gel gizlerin ayakucuna Düşüncelerimi bıraksam mı?
Kısmet bu ya gideceği noktada belki beni bekleyen bir vardır.
Kim bilir? Demek yerine içimde karamsar bir geçiş yön değiştirir adı bulanık olan akıntıya kapılmadan.
Yoksa ben suskunluğu içinde, bana düşen her ne varsa kendime saklama benciliğine mi ? yenildim
kısa vadeli umuda esir düşen yüreğimin parçalarını saklayacak yeri kaç vakit sonra bulurum aynı sıcaklıkta.”bu acıya nasıl katlanırım” diyen içimde ki sesin hakikatle hesaplaşması idi.
Hey çığlığım dönersin bana Ayakları yer basmaz, nereden gelirsin sorgusu dilimin ucunda zaten geldin soluklanmadan gittin bile…
Eyvahlar mı kendi ellerim ile dara çekenim ben....
Bunda ötesi…
Suskunluk çığlık kadar iki başlı dev gibidir. Suçun karası boynunda, olup bitenin hesabına girmen için şu karşıki dağların heybeti kadar senin sessizliğine ve çığlığına da sahip çıkan birileri olmalı. Nihayetin ortada sen sende varsın ötesine varacak dermanı bulur mu?dizlerin orası meçhul.
Uğraşıp didinip yalan dünyaya kendini sevdirmeye çalışman. Kendi alın yazını değiştirmek çabası var iken yok olmanın da sahici yanını saklayıp hüznü görmeye tahamül edemeyişini. Nasıl açıklarsın kim dinler seni dedikçe, hep soru işareti karşında.
Ben dinliyorum hakikatin bütün şeceresini…
Anlımda boncuk boncuk iniveren terlerin acaba ecel terimidir? Hataların silgisi olmadığını sıkıca kav-ramıştır zaten ruhun bedeninde yok iken. Teslimiyet tamam feryadına sağırdır küllü kâinat
Bozguncu bir ruh hali ile insanların fikrine tuz biber olmakta beni rahatsız edeceği garantisini vere-mem, gözün gördüğü yüreğin hiç katıksız yaşadığı hayal kırıklığı cümlede uçurumun ucunda ise
Gözünü sıkıca yumup ağzına gelini sıra verdim. Allah rüzgârın avuçlarına bu vebalin içinde ister kuru
Gazel alır başını gider isterse de taze bir gül dalı.
Bir garip düşün peşinde, ser sefil dolandı ömür.
Gâh kuş tüyüne özendi, gâh kendinde ağır demir…
Elbet Karşı konulamaz, haktan gelir ise emir
Bu vakti göçerliğimde, dolu gelinip giden var mı?
Uzaktan uzağa kulak misafir olurken konuşulanları hiç duymamış gibi çekilirsin köşene, ateşin harı yüze dokunuşu. Bazen acısının hissi çok fazla his ettirmesine galip gelen ölümün soğuk havası. nereye dönüp baksam orada üşüyorum ben… Ama yinede yanan bir odun parçası değil de yüreğimin ta kendisi idi bu gerçeği baş başa kaldığım yalnızlığıma gömülürken.....gördüm......
YORUMLAR
Biliyorum canım acın var başın sağ olsun Rabbim mekanını cennet eylesin eniştenin
Ölmeden evvel ölmek gerekirmiş çok doğru söylüyorsun
Tebrikler gönül kalemine sevgimlesin hep ablam
Şadiye gürbüz(zaralıcan
:-( bu gece uzun olacak gibi...
Yürek daralmış anlaşılan.
Güzeldi anlatımınız...