- 621 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ÇIKMAZ SOKAK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Eski paltosunu geçirdi sırtına, kapıyı çaresizliğinin yüzüne çarparak, onuru da camları gibi kırılmış kulübeciğinden, yani dert ortağından, yani tek sırdaşından, belki bir daha dönemem sana dercesine bir bakışla, bir hasret sağanağıyla ayrılırken yaşı genç, ruhu ihtiyar adam.
Gelişi güzel yere bırakılmış, gözlerden uzak sanılan geceden kalma isterik kahkahaları eziyordu sanki tüm gücüyle yok etmek ister gibi, işte bu zevk kırıntılarınız sizin göremediğiniz, işte bu aptalca gururunuz taşımakta aciz olduğunuz, işte benim asil ayaklarım her şeye şahit olan suçlu kaldırımları döven.
Bilemezsiniz, bilemeyeceksiniz de asla, yeryüzü toprağı şefkatli bir tokat gibi patlar vicdanda nankörlükle kirletildiğinde, yakanızdan tutup sizi, silkeler pasınızdan. Eski paltolar, yamalı düşler, onuru kırılmış evler bırakırsınız arkanızda.
Sessiz bir kalp üstünde, titrek adımlarla, ıslak kirpiklerin anlamlı birlikteliğinde yaşanır tüm gerçeklik, geri dönmek imkânsız, bırakıp gitmek de. Daha bir hırpalanır sevginiz, daha bir örselenir. Elinizde ne yoksa vermek gerek değil mi? Çıkmaz sokakları her şeye rağmenle buluşturmak için.
Evlerden yükselen huzur ritmine kaptırırsınız kendinizi hiç farkında olmadan. Perdenin arkasında gizlenen sır cezbeder merak ve kıskançlık hissinizi. Kendi yaşantınız gelir gözünüzün önüne, ilk pişmanlığınız, son tartışmanız. Koparak, yaralar açarak giden kalbinizin yarısı.
Adımlarınız artık daha sert basıyor tüm suçu yüklediğiniz kaldırım taşlarına, tutku bölünüyor, hırs parçalanıyor, ilişkiler en ulaşılmaz rafta çarpılmayı bekliyor sırasıyla. Sevgi, aşk, adına ne diyorlardı onun. Unuttunuz mu yoksa unutturdular mı siz istemeden?
Bakmaktan yıpranan gözleriniz anılarda takılı kalmış. Maziyi bu ana kilitleyip takvimlerde kaybolmak geliyor içinizden, hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bile bile. Tutunacak dal arıyor yitip giden mutluluk. Elleri cebinde camları kırılmış evine dönüyor yaşı genç ,ruhu ihtiyar adam.
Cam kırıklarını tamir edebilir belki, ama ya kalbindeki kırıklar ve onulmaz yaralar,onlar orada öylece kalacak biliyor. Kapıyı çaresizliğin yüzüne çarpmadan yavaşça kapatıp giriyor içeriye, tek sırdaşıyla, dert ortağıyla kendini teselli rıhtımında demir alacak bundan böyle.