- 13201 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHNAME-FİRDEVSİ ve İRAN
Mustafa CEYLAN
*********************
370/981 Yılında yazmaya başladığı "Şahname ya da Şehname"adlı eserini ilâvelerle 394/1004 yılında tamamlayan Firdevsî, eserini bitirdiği yıl 37 yaşındaki oğlunun vefat acısını yaşamış. Geçim sıkıntısına da düşen şair,
"Çok sıkıntı çektim bu otuz yılda
Dirilttim İranlıyı ben bu Farsçayla..."
dediği ve toplam 50 İran hükümdarını öve öve bitiremediği, efsâneleştirip her birini, özellikle Türk Milletine düşman edip; EFRASİYAB, yani ALPER TUNGA’ yla çarpıştırdığı, kendince düş dünyasından çıkarıp, İran milliyetçiliği ile yoktan- sıfırdan İranlıyı dirilttiğini anlattığı eserini o dönemin en ünlü Türk Hükümdarı GAZNELİ MAHMUD’a sunmak ve karşılığında büyük bir "altın yağmuru" na kavuşmak istemiştir. İstemiştir istemesine ama, Gazneli Mahmud, onun beklediği ilgiyi kendisine ve eserine göstermemiş, şair, hayâl kırıklığı içinde yana-sızlaya-hattâ nefret duygularıyla taşlamalar da yazarak köşesine çekilmek durumunda kalmıştır.
Şimdi, tarafsız bir analizle Kutadgu Bilig’e, Safahat’a, Atebet’ül Hakayık’a bakıyorum, sonra da gelip bu Firdevsi’ nin eserine bakıyorum. İnanın, arada müthiş bir anlayış ve seviye farkı, hattâ kalite farkını görüyorum.
Firdevsi, açık açık İran adıyla bir Millet yaratmaya çalışmış.
Muhayyilesinden bulup çıkardığı kahramanlarla, hattâ kahramanların oğluyla; İran Hüdaynamelerini, Âvesta tefsirlerini bile geride bırakan bir düş bahçesi sunmaktadır.
Fidevsi İran’ın millî şairi, Akif’de bizim millî şairimiz.
Her ikisini mukayese etseniz, Şehname ile Safahat’ ı karşılaştırsan; her iki şairi imbikten süzercesine mukayese etsen birisinin muhteşem üstü muhteşem olduğunu, ötekinin de yırtına yırtına, tarihi tersine çevirerek, hakikatlerin üstünü örterek, yanıltarak, yer yer balçıkla sıvayarak kendi egosunun türküsünü söyleyen bir şair olduğunu göreceksiniz...
İran’ın millî şairinin millî destanıymış Şehname... Hep böyle söylediler, böyle bellettiler bize.
Madem ki öyle, bu Şehname’de ne var? İçindekiler, fihristi, konularının ana başlıkları nedir diye soracak olursanız, isabetli bir soru sormuş olursunuz ki, bölüm başlıklarından eserin içinde nelerin olduğunu çıkarmak- öğrenmek ve bilmek kolay olur.
Biz de bu düşünceden hareketle, "yorumsuz" olarak, Şehname’nin içindekileri sunalım istedik.
BUYURUN...
ŞEHNAMENİN İÇİNDEKİLER :
-Tanrı’yı övüş, Aklı Övüş, Âlemin yaradılışı, İnsanın yaratılışı, Güneşin yaratılışı, Ay’ın yaratılışı, Hazreti peygamber’i ve Ashâbını övüş.
-Şehname’nin yazılışı, şair Dakikî’nin macerası, Kitabın yazılışı ve bir dostu öğüdü, Mehmed oğlu Ebu Mansur’u övüş, Sultan Mahmud’u övüş.
-Acem Padişahlarının ilki olup 30 yıl saltanat süren Keyûmers’in tahta geçmesi ve Ehrimen adlı ifritin onu kıskanması.
-Hûşeng : Saltanı 40 yıldı.
-Tehmûrs: Saltanatı 30 yıldı
-Cemşîd : Saltanatı 700 yıldı
-Dahhâk : Saltanatı 1000 yıldı, Dahhâk’ın Demirci Kâve’yle Macerası.
-Ferîdun : Saltanatı 500 yıldı, Ferîdun’un yeryüzünü oğulları arasında paylaştırması.
-Menûçehr: Saltanatı 120 yıldı
-Zâl’in doğması
-Sâm’ın Zâl’e padişahlık vermesi
-Rüstem’in Doğması
-Nevzer : Saltanatı 7 yıldı
-EFRÂSİYÂB’ın İRAN’ a GİTMESİ, Barman’la Kubat’ın Savaşı ve Kubat’ın ölmesi,
EFRASİYÂB’ın NEVZER’LE yeniden savaşması,
NEVZER’in EFRASİYÂB ile üçüncü defa savaşması,
NEVZER’İN Efrasiyâb’a tutsak olması,
Vîse’nin oğlunu ölü bulması, Şemâsâs ve Hazervân’ın Zâbilistân’a saldırması, Zâl’ın Mihrâb’ın yardımına gelmesi,
EFRASİYÂB’ın Nevzer’i ÖLDÜRMESİ,
Zâl’in Nevzer’in öldürülmesini duyması, Eğrirer’in kardeşi tarafından öldürülmesi,
-TAHMASB’IN OĞLU ZEV: Saltanatı 5 yıldı.
-GERŞÂSP: Saltanatı 9 yıldı.
-Rüstem’in Rahş’ı yakalaması,
-Zal’in EFRASİYÂB’a karşı ORDU GÖNDERMESİ,
Rüstem’in Keykubat’ı Elburz Dağından getirmesi,,
-KEYKUBAT: Saltanatı 100 yıldı.
-Rüstem’in EFRASİYÂB’la SAVAŞMASI
-EFRASİYÂB’ın babasının yanına gitmesi
Peşeng’in Keykubat’tan barış istemesi, Keykubat’ın İstâhr’a gitmesi,
-KEYKÂVUS: Saltanatı 150 yıldı.
Zâl’in Kâvus’a öğüt vermesi, Kâvus’un Mazendaran’a gitmesi, Kâvus’un Zal’e haber yollaması, Rüstem’in Yedi övün yolundan gitmesi,
Birinci Övün:
Rahş’ın Aslanı öldürmesi,
İkinci Övün:
Rüstem’in susuzluktan bitkin düşüp bir koyunun klavuzluğuyla çeşmeye ulaşması,
Üçüncü Övün:
Rütem’in ejderhayı öldürmesi,
Dördüncü Övün:
Rüstem’in cadı karıyı öldürmesi
Beşinci Övün:
Ulât’ın Rüstem’in elinde tutsak olması,
Altıncı Övün:
Rüstem’in devlerden Erjeng’le savaşması,
Yedinci Övün:
Rüstem’in akdevi öldürmesi, Kavus’un Mazendaran padişahına mektup yazması, Rüstem’in Mazenderan Padişahının yanına elçilikle gitmesi, Kavus’un Mazenderan padişahıyla savaşması, Kavus’un İran’a dönmesi ve Rüstem’e izin vermesi, Kavus’un Hameveran, Berber ve Mısır padişahlarıyla savaşması, Kavus’un Hameveran padişahının kızı Sûdâbe’yi istemesi, Hemeveran Padişahının Kavus’u tuzağa düşürmesi,
EFRASİYÂB’ın İran’a hücum etmesi,
Rüstem’in Hameveran padişahının yanına gitmesi, Rüstem’in üç padişahla savaştıktan sonra Kavus’u hapisten kurtarması,
-Kavus’un Rum Kayserine ve EFRASİYÂB’a haber göndermesi,
Kavus’un yeryüzüne Yeni bir düzen getirmesi, Şeytan’ın Kavus’u ortadan kaybetmesi ve Kavus’un göklere çıkması, Rüstem’in Kavus’u alıp gitmesi,
**********************
Burada biraz duralım ve bir kaç cümle ile gülden bir virgül atalım olmaz mı?
Evet, Yukarıda Şehname’nin içindekileri, işte bu noktaya kadar, yani : Kavus’un Rum Kayseri’ne ve EFRASİYÂB’a mektup yazması bölümüne kadar sıraladık.
İranlı padişahların hüküm sürdüğü zaman dilimlerine ne dersiniz?
40,30,100,700,1000 yıl devam eden hakimiyet. Eserin ne kadar hayâlci olduğunu ortaya koymaya yetmektedir.
Bizim ALPER TUNGA’ mıza, yani, Farslılara göre EFRASİYÂB’ a gelelim.
Şair, 120 yıl hakimiyet süren Menuçehr zamanında önce RÜSTEM ’i doğurur, sonra da birdenbire konunun içine İran şahı Nevzer zamanında EFRASİYÂB’ı İran’a getirir, ardından Bizim Alper Tunga’mıza Nevzer’i öldürtür...
Ve Nevzer döneminden itibaren, Şehname’NİN ANLATIMINDA TEK KONU VARDIR EFRASİYÂB... Bir insan ömrü ile asla bağdaşmayacak uzunca bir süre bizim Efrasiyâb ona göre yaşamış ve İranlılarla savaşmıştır.
Eserin daha yarısına bile gelmemişken, Efrasiyâb; bu destanda, İran Padişahlarından
-Nevzer-7 yıl
-Tahmasb oğlu Zev-5 yıl
-Gerşâsp:9 yıl
-Keykubat:100 yıl
-Keykâvus:150 yıl olmak üzere tam tamına 271 yıl eder ki sadece, eserin bu kısmında 271 yıl ve artı savaşacak yaş en azından 25 olsa, Efrasiyâb’ın yaşının 296 olması gerekir.
Bakalım, eserin sonunda Efrasiyâb kaç yaşına gelecek?
Takip edip göreceğiz...
İlerleyen sayfalarda-içindekilerde-eserin sonuna kadar takip edelim hele, daha neler göreceğiz.
Bir milletin milli destanı, bir başka milleti, Türk Milleti’ ni karşısına alarak, Kürt, Mısırlı Berberileri ve başka milletleri aşağılayarak, onlara gerekçesiz, hakikat dışı, sırf yok olmuş, silinmiş, hattâ kökeni ARİAN ÇİNGENELİĞİ’ne dayanan bir toplumu uyandırmak için yazılırsa böyle olur işte. Efsânelerle hamur edilerek, kendilerine göre 60.000 beyitten oluştuğu belirtilen Şehname’ de İranlılar’ın Araplara yenilmesinden 400 yıl sonra X.yüzyılda kaleme alınarak, kaybolmuş bir İran toplumu diriltilmeye çalışılmıştır.
İran’ın millî şairi Firdevsi’nin yazdığı ve İranlıların önemli destanı olarak söylenen ve bugüne kadar da, ALPER TUNGA DESTANI’mızı oradan kopyala yapıştır yoluyla acemi nesircilerle, bazı kopyacı kürsü sahiplerinin bize sunduğu bilgi ve belgelerin asılları üzerinde incelememize devam ediyoruz.
Şehname’nin İÇİNDEKİLER’i sunuyorduk.
Kaldığımız yerden itibaren devamı şöyle:
-Yedi pehlivan hikayesi,
-Rüstem’in TURANLILARLA Savaşması
-Pîlsem’in İranlılarla Savaşması
-EFRASİYÂB’ın Savaş Meydanından kaçması.
-Sohrâb’ın hikâyesi, Sohrâb’ın doğması. Sohrâb’ın kendine bir at seçmesi,
-EFRASİYÂB’ın Barman ile Humân’ı Sohrâb’ın yanına göndermesi.
-Rüstem ile Sohrâb’ın 3. Kez savaşması ve Sohrâb’ın ölmesi, Rüstem’in Kavus’tan ilâç istemesi, Rüstem’in Sohrâb’a ağlaması, Rüstem’in Zabilistan’a dönmesi, Sohrab’ın ölümünü annesinin duyması,
-Sudabe’nin SİYAVUŞ’a aşık olması,
-Siyavuş’un ateşten geçmesi,
-Kavus’un EFRASİYÂB’ın gelişini haber alması,
-Siyavuş’un savaşa gitmesi, Siyavuş’un Kavus’a mektup yazması, Kavus’un Siyavuş’a cevabı,
-EFRASİYÂB’ın rüyâ görmesi,
-EFRASİYÂB’ın rüyâsını mabetlere tabir ettirmesi,
-EFRASİYÂB’ın hükümetin ileri gelenlerine danışması,
-Gersivez’in Siyavuş’un yanına gitmesi,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’la barış yapması,
-Siyavuş’un Rüstem’i Kavûs’un yanına göndermesi, Rüstem’in Kavûs’a barış haberini getirmesi, Rüstem’in Sîstan’a dönmesi, Kavûs’un Siyavuş’a cevap yazması, Siyavuş’un Behram ve Zenge’ye danışması,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’a haber göndermesi,
-EFRASİYÂB’ın Siyavuş’a cevap yazması,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’a sığınması,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’la karşılaşması,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’ın önünde hünerler göstermesi,
-EFRASİYÂB’la Siyavuş’un ava çıkması,
-Pîrân’ın kızını Siyavuş’a vermesi, Piran’ın Siyavuş’la Fergîs hakkında görüşmesi,
-Pirân’ın Ferngis’i Siyavuş için EFARSİYÂB’dan istemesi,
-Ferngis’in Siyavuş’la evlenmesi,
-EFRASİYÂB’ın Siyavuş’a bir ülke bağışlaması,
-Siyavuş’un Gengdij’i yapması, Siyavuş’un gelecek hakkında Pîrân’la görüşmesi,
-EFRASİYÂB’ın buyruğu altındaki ülkelerden vergi toplamak için Pîrân’a mektup göndermesi,
-Siyavuş’un Siyavuşgird’i yaptırması, Piyan’ın Siyavuşgerd’e gitmesi,
-EFRASİYÂB’ın Gersivez’i Siyavuş’un yanına yollaması,
-Siyavuş’un oğlu Furûd’un doğması, Siyavuş’un Gûy oynaması,
Gersivez’in EFRASİYÂB’ın yanına dönerek Siyavuş’u kötülemesi,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’a mektubu
-EFRASİYÂB’ın Siyavuş’la savaşmaya gitmesi,
-Siyavuş’un EFRASİYÂB’a tutsak olması,
-Ferngîs’in EFRASİYÂB’ın yanına gelerek ağlaması,
-Siyavuş’un Gerûy’un eliyle öldürülmesi
-Keyhüsrev’in doğması,
-Pîran’ın Keyhüsrev’i EFRASİYÂB’ın yanına götürmesi
-FİRDEVSÎ’nin İHTİYARLIKTAN ŞİKÂYETİ
-Oğlunun intikamını almak için EFRASİYÂB’ın hazırlık yapması
-Rüstem’in Pîlsem’i öldürmesi,
-EFRASİYÂB’ın Rüstem’den kaçması
-EFRASİYÂB’ın Hüsrev’i Hoten’e göndermesi,
-Rüstem’in TURAN’da ki saltanatı 7 yıldı. Rüstem’in TURAN ÜLKESİ’ni yakıp yıkması, Rüstem’in İran’a dönmesi,
-Giv’in Keyhüsrev’i bulmak için Turan’a gitmesi, Giv’in Keyhüsrev’i bulması
-EFRASİYÂB’ın Keyhüsrev’in peşine düşmesi,
-------------------------------------------------
DEVAMINI İÇİNDEKİLERİ AŞAĞIDAKİ LİNKLERDEN BAKABİLİRSİNİZ :
www.gulceedebiyat.net/images/sehname_a.jpg
www.gulceedebiyat.net/images/sehname_b.jpg
www.gulceedebiyat.net/images/sehname_c.jpg
www.gulceedebiyat.net/images/sehname_d.jpg
-----------------------------------------------------
Evet,
Görüleceği gibi, Şehname, baştan bir iki genel girişten sonra, sonuna kadar EFRASİYÂB, İran ve Turan savaşını anlatmaktadır. Bizim ALPER TUNGA adını verdiğimiz İranlıların EFRASİYÂB dedikleri TÜRK KAHRAMANI’ nı ve cihana hakim olmuş, asırlarca İran’ı ve Turan’ı yönetmiş olan kahramanımızı yerden yere vurma gayreti içine girmiş; onu korkak, savaştan kaçan, her çarpışmada yenilen ve en sonunda da öldürülen bir asker olarak ele almıştır. Ona göre bizim bu kahramanımız-anlattığı İran padişahlarının hüküm sürdüğü yılları dikkate alacak olur isek, ( 360-400 ) yıl yaşamış, İran hükümdarlarının torununun torunu ile de savaşmıştır. Zal ve oğlu Rüstem isimli hayâl kahramanlarını hep galip getiren bir destan bu.
Kaynağı Avestâ, Tevrat ve Hudaynâmeler olan bu eseri, bu haliyle, yani birçeşit Türk düşmanlığı ile elbetteki Türk Sultanı olan GAZNELİ MAHMUD kabul edemezdi ve şairini ödüllendiremezdi. Türk hakanının böylesi bir eseri kısaca da olsa gözden geçiremeyeceğini, geçirmeyeceğini sanan Firdevsi yanılmıştır ve düş kırıklığına uğramıştır.
Anlatılanlara göre,
Firdevsi, Gazneli Mahmud’a eserini sunduğunda bir kaç gün de eserini Sultan’a okumuştur. Tarihî Sistanî’ de : (( Ebû’l Kâsım-i Firdevsî Şahnameyi yazdı. Sultan Mahmud’a sundu. Birkaç gün eserini Sultan’a okudu. Şairi dinleyen Sultan:
-Bütün Şehnamede sadece bir Rüstem’den söz etmişsin, benim ordumda Rüstem gibi bin tane kumandan var" dedi.
Bunun üzerine Ebu’l Kasım:
-Hükümdarımın ömrü uzun olsun. Ordusunda Rüstem gibi kaç adam var bilmiyorum? Ancak, şunu biliyorum ki; yaratıcı Rüstem gibi birisini daha yaratmadı" karşılığını verdi. Bu sözlerin ardından büyük şair saygı ifadesi olarak yeri öptü ve Sultan’ın huzurundan ayrıldı. ( Zebîhûllâh Safâ, Tarih-i Edebiyyat Der İrân, I, s.481, Saîd Hâmîdiyân, "Firdevsî", Danişnâme, I,s.652)
Nizâmî-yi Arûzî’ nin Çehâr makale’deki aktarımlarına göre, Sultan, şaire 20.000 dirhem hediye etti. Beklentilerini karşılamayan bu bağış karşısında üzülen şair, hamama giderek içki içti ve aldığı dirhemleri oradakilere dağıttı. Herat’a giderek orada gizlendi. Sultan’ın onu bulmak için görevlendirdiği ekibin Tûs’dan geri dönüşüne dek altı ay süreyle şair Ezrâkî-yi Herevî’ nin (ö:1072)babası İsmail-i Varrak’ın evinde saklanmak zorunda kaldı.
Ardından yıllarını verdiği Şahname’yi alarak Taberistan’a gitti ve Emir Şehriyâr’ın huzuruna çıktı. Sultan Mahmud’a yazdığı hicviyeyi ona sundu. Ancak, Şehriyâr, Sultan’a olan sevgisinden şairin hicviyesinin her beytine bin dirhem vererek aldı ve bunları imha etti. Söz konusu manzumeden sadece altı dize kaldığı aktarılır." ( Nizâmî-yi Arûzî, Çehâr Makale, s.80, Bediüzzaman Furûzânfer, Sohen u Sohenverân, s.51, Firdevsi, Şahname, nşr. Julius Mohl, Giriş, s.z, E.G.Browne, ez Firdevsî Ta Sa’dî,s.195-196, Zebîhûllâh Safâ, a.g.e,I,s.483-484, Saîd Hamîdiyân, ag.m, I, s.652)
İşte buyurun milli kahraman(!)bu...
Yaptığına bakın...
Hediye, kese ve altın beklentisini göremeyince, eserinde övdüğü Türk Hakanına bu sefer taş yağdırmakta, hicvetmekte.
Ya Türk Sultanının dostu olan Şehriyâr’ın davranışına ne dersiniz. Ortalıkta, orda burda sürünüp durmasın diye, her beytine 1000 dirhem vererek satın alıp, hicviyesini imha etmesine....
Yaaa işte böyle olur, Türk’ün töresi....
Bizim Cennet mekân millî şairimiz Akif’e bakın bir, bir de şu İranın millî şairi Firdevsi’ye bakın Allah aşkına... Bizim Akif, fakir,yoksul olduğu halde, kendisine TBMM tarafından bağlanan maaşı bile kabul etmemiştir.
Bizim Akif, kimse karşısında eğilip bükülmemiştir. Yedi kandilli süreyyayı uzatırken Türk şehidinin kabrine,"Kâbe’yi bu taşındır diyerek diksem başına" demiştir...
Ve Mısır’da, diyar-ı gurbette çektiği sıkıntılar...
Of ki offf!!!!
Arada dağlar var fark olarak değil mi?
Arada okyanuslar, dağlar var ...
*
IX.Yüzyılda İranlı şairler ve yazarlar el ve fikir birliği ederek halk efsânelerini yeniden dile getirerek şiirleştirmeye çalışmışlar ve Fars Edebiyatı’nın şahnamecilik piri-önderi Mes’ûdî-i Merzevi’nin açtığı yoldan ilerlemişlerdir. Ve Firdevsi’den başka, Samaniler döneminde yaşamış olan, ilk mensur Şehname yazarı olan Ebu’l-Müeyyed-i Belhî de eski İran rivayetleri, tarihi destanlarını konu alan Şahname-i Bozorg’u yazmıştı. O dönemde, ayrıca, Ebu Alî-yi Belhî, Ebu Mansurî gibi şairler de Şehnameler yazmışlardı. Firdevsi, bunların eserlerinden istifade ederek, kendi deyimiyle "yoktan bir İranlı kahramanı" yani, Zaloğlu Rüstem’i diriltmiş ve ona yaslamıştır kendi soy köklerini...
*
Peki destanın bitiminde bizim EFRASİYÂB kaç yaşında dersiniz?
Siyavuş’un yeryüzüne yeni bir düzen getirmesi sırasında 296 yaşında olması gerekir idi, ardından Rüstem’in 7 yıl süren Turan’daki iktidar dönemi ve 60 yıl hükmeden Keyhüsrev’den bahseder destan. Arada geçen zamanı yok saysak bile, sadece Şahname’de verilen zaman sınırlarına göre bizim Türk kahramanı EFRASİYÂB 363 YAŞINDA olmalıdır.
Ancak,
Zamanı kalemine oyuncak yapan destan anlatıcı, zaman üstü kahramanları nakışlarken, rakip gördüklerini yaşlı, yorgun, korkak, kaçak, yenik de yapmaktadır.
Bir kalede sıkışmış olan EFRASİYÂB’ın kaleyi kuşatan Keyhüsrev’e oğlu ile gönderdiği mektup da (( ALTMIŞ YAŞINA GELDİM)) dediğini de söylemeden geçemez.
Destanı yazan Firdevsî ise, 76 veya 80 yaşında vefat etmiştir.
Ona göre, EFRASİYÂB, korkak kaçak, yorgun, insanlık düşmanı, kötü, eğlence ve şaraba düşkün bir kişiliktir. Hattâ ömrü boyunca da zırh kuşanıp ordunun başında savaşa girmemiş, kendini sarayında saklamış ve kaçmış birisidir. Anlatıcı yazdırdığı mektupda bunları da kaydeder.
Rakibi büyük ve kahraman olmayan savaşa savaş mı denilir ? Babadan oğula, oğuldan toruna akan, intikam ve kinin sebebi korkak bir kişiliğe olan kin ve nefret olamaz ki...
Destandır, ne derse yeridir mi diyeceğiz.
Buyurun bakın manzaraya....
*
Gelelim Rüstem ve Zal’a...
İran için en önemli kaynaklardan birisi olan Avestâ’ da bu iki isim yok. Diğer Pehlevice eserlerin hiç birinde de bu iki isimden ve öykülerinden en küçük bir şekilde bahsedilmez. Sadece İslâmiyet’in kabulünden sonraki dönemlerde Doğu İran’da Pehlevice yazılmış bazı eserlerde Rüstem’in adı geçer. Dolayısıyla Şahname, İran Avesta ve Zerdüşt eksenli bir anlatı değil, Doğu İran kültür ve gelenekleriyle harmanlanmış bir anlatıdan ibarettir. Eserde eski İran sülâlesi olan Medler, Ahâmenişler yotur, bunların yerine Pişdadîler, Keyâniler ve Sasaniler hakkında mitolojik tasvirler vardır. Anlatılardaki efsânelerin çoğu Aryâ kökenlidir.
*
En önemli özelliği de Arap kültür ve Arap Dil etkisini kırarak kendi millî dillerini ve ulus kahramanlarını nakış nakış işlemiş olmasıdır. Fars dilini o dönemde yeniden canlandırmıştır diyebiliriz. Keyûmers’den III.Yezdicerd’e kadar 50 İranlı hükümdarın dönemini mitologya ile süsleyerek anlatmasıdır...
*
Bu eserin içinde;
-Arzu ile Kamber
-Hüsrev ile Şirin
-Şapur ile Malike
-Rüstem ile Tehmine
gibi bugün ülkemizde de bilinen bazı aşk hikâyeleri de vardır.
*
Bizim ALPER TUNGA’mızın nasıl öldürüldüğüne dair ayrı bir inceleme yayınlayacağım...
*
Son söz olarak;
Temel Türk Destanlarımızı bugüne kadar "nesir" olarak bizlere sunanların, Firdevsî’nin baştan sona hayâl kahramanlarını övdüğü ve Türk kahramanı ALPER TUNGA’yı elinden geldiği kadar aşağıladığı bu, bana göre biraz da "deli saçması" olan ve Gazneli Mahmud’un kuruş etmez diye nitelediği, İran milliyetçiliğini anlatan eseri nasıl olup da kopyala yapıştır yoluyla sunduklarına şaşarım hep.
Ve
Türk Destanları’nı doğru bir şekilde kaleme alan GÜLCE EDEBİYAT AKIMI kurucularından HARUN YİĞİT’e ve TÜRK KAHRAMANLARI’nı destanlaştıran-Gülceleştiren OSMAN ÖCAL kardeşlerime çok teşekkür ediyorum...
Saygılarımla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.