- 1612 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAKLARIN ÇOCUĞU
Elli altı yaşında(bulunduğum yaş) ölen bir yazarımızın, kitaplarını okudukça kendimden geçer adeta transa geçmiş gibi hayal aleminde yüzerim. Kahramanlar bana uzak değildir. 1970(O.Kemal’in öldüğü yıl) öncesinin insanları, hala günümüzde varlığını sürdürmekte ve kendi yaşam dilimimizde bu insanlara rastlamak her zaman olası.
Sokakların çocuğunu bitirdiğimde içim burkuldu. Zira yaşanmamış çocukluğumun bütün izlerini tekrar buldum satır aralarında. Okurken gözlerim buğulandı, daldım maziye…
Biraz içeriğinden bahsedecek olursam:
On beş yaşlarında kara, kuru Cevdet isminde ki çocuğun başına gelmedik kalmıyor. Varoşlarda yaşam. Haliç’in yoksul bir mahallesi. Sarhoş bir baba. Anaya sürekli şiddet. Anasının ölümünden sonra analığın evdeki soğuk davranışları. Analığının dostu; şoför Adem. Cevdet’in babasının fabrikaya ait paralarını çalması( analık ve analığının dostu ile birlik olup) suçu üstlenip içeri düşmesi. İçerde arkadaş edinmesi. İçerdeki arkadaşının babası tarafından avukat tutulmak suretiyle dışarı çıkarılması.
Mahmutpaşa’da hanlardaki iş yerlende çalışması. Çingen kızı Cevriye ile yakınlığı. Çevriye’nin ailesinin kendine has yaşantısı.
Cevdet’in arkadaşları ile birlikte işportaya çıkması ve yaşamla yüzleşerek edindiği deneyimler.
Cevdet’in hayal dünyasındaki kahramanlar gibi olmaya özenmesi. Kit, Thomson,v.s. Elinden düşürmediği Sinema Soygun’u kahramanına özenerek soyguna yeltenmesi ve tekrar hapishaneye girmesi.
Kahramanlar içsel konuşmaları, insanı sürüklüyor…
Kısaca böyle. Daha teferruatlısını anlamanız için siz okuyucularımıza bu kitabı öneriyorum.
Saygılarımla.