BU EKMEK SENDEN

• 17 Şubat 2013 Pazar 11:32:00

Cennet gerçekten Anaların ayakları altında mı…
Hadi canım sen de..
Öyle analar var ki cehennem ateşi bile onları odun olarak kabul etmez..
Her türlü yiyecek içeceğin. Göğüsleri henüz tomurcuklanmamış hurilerin erkeklerin emrine sunulduğu. Görmeyi hayal ettiğin her şeyin anında gerçeğe dönüştüğü ve herkesin 18 yaşında olacağı altından ırmaklar akan yan gel yat yeri mi..
Bütün bunlar bu dünyanın bakmalara doyulamaz akıl almaz tabiat güzelliğini gezip görenlerin. Her türden dünyevi zevklerin tadını bilenlerin tek bir dişinin kovuğunu bile dolduramaz bana kalırsa..
Hele ki bu cennet ülkenin bu cennetlik insanlarının…
***
Kara para cennetiymiş
Olsun
Aynı zamanda aklama cenneti de değil mi
Hak yiyen adaletsiz hırsız uğursuz talancı ve eli kanlıların cennetiymiş
Olsun
Bu ülkede en makbul olanlar popoları başlarda gezdirilenler bunlar değil mi..
Suçlar borçlar ülkesiymiş
Olsun
Aflar ne güne duruyor
Ama asıl övünülecek iki yanı var ki bunları din kitapları yazmaz!
Birisi dünyanın en büyük hayal ustalarının varlığı
İkincisi güldürü malzemelerinin insanı çıldırma noktasına vardıran bolluğu çeşitliliği ve renkliliğidir..
Ama benim resimlerimdeki gülen yüzüm gerçeği yansıtmıyor o başka.
Gülüşlerim gözyaşlarımı örtmeye çalışan ağır işçilerdir.
Sözünü kendime öyle çok yakıştırırım ki..
***
Dünyanın en zeki insanları Karikatüristlerle çok iyi birer hayal ustası olan Senaristlerdir bence..
Sevgili Başbakanın son bir hayalini çizmişler ki hayallere zarar!
Anıtkabirin üstünde kocaman bir AVM!
Gerçi Başbakanın kurduğu hayallerin başlattığı açılımların birçoğu başarılı olmadı. Hiç hayır etmedi. Hatta geri tepti bile denebilir.
Ama benim asıl değinmek istediğim bir tarım ülkesi olan bu topraklarda ilk önce o mübarek ekmeklerin nasıl bozulmuş olmasıdır..
Yediği ekmeğe ihanet edenler nelere etmezdi ki..
Ettiler de nitekim..
Başbakan da bu konuda birbiriyle çelişkili laflar etmedi değil: Beyaz ekmek yemeyin. Hatta ekmeği fazla tüketmeyin, derken..
Şimdi öyle bir uygulama başlatmak üzere ki fırıncılarla müşteriler ekmek yerine birbirlerini yiyeceğe benziyor!
Görürsünüz bak!
***
Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olan ülkede çocuk sayısını artırdıkça arttıran hatta bu konunun üstüne şaşılası bir ısrarla gitmesini anlamak mümkün değil.
Bakanlardan biri de: Zina hata tecavüz sonucu bile olsa bu çocuğu sakın aldırmaya kalkışmayın! Çok günah! Doğurun! Size hiç yük olmaz bu çocuklar. Biz bakacağız onlara! Demiyor mu…
Zaten bu hükümetin bakanları vekilleri iki laf etsin vatandaş en ağır ameliyatlara narkozsuz girer hem Vallahi hem Billahi!..
Aman bana ne bütün bunlardan canım!
Ben artık sahalardan çekilmeye kararlıyım. Mahalle maçları dahil bütün maçları ve küçüklü büyüklü her renkteki takımları yarı uykulu bir gözle seyrederim en fazla..
Dünyanın en güzel kokusuna sahip canım ekmeğimin başına gelecekleri düşünüyorum şu an itibariyle..
Bizim semtte yalnızca iki fırın var. Eve çok yakın olmasalar da yolumun üstündeler.
Bu uygulamaya ben de uymak istesem başıma neler gelirdi acaba..
***
Merhaba usta. Uygulama başladığı için ben de bayat ekmeğimi alıp geldim. Yerine tazesini alacağım. Ekmekler de yeni çıkıyor fırından..Oh..
Kasadaki adamın yüzü anında bir cellat’ın yüz ifadesinden daha ürkütücü bir hal aldı benim bu sözlerim karşısında..
Hemen arkasında harıl harıl yanan fırına ekmekler bir yandan pişmeleri için sürülürken bir yandan pişmiş olanlar fırından çıkıyordu harika görüntüleriyle..
Kendisiyle birlikte beş kişiydiler..
Bazen farklı kişileri görüyordum. Ama kendisi hemen her zaman oradaydı.
Ya fırının asıl sahibiydi ya da baş ortağı..
Suratsızın kavgacının biriydi. Yanında çalışanlarla sert kavgalarına kaç kez tanık olmuştum.
-Ee hadi alayım ekmeğimi..
-Ekmek mekmek yok!
-Aa nasıl yani..
-Yok işte!
-Ha, anladım. Taze ekmek almak için getirdiğin ekmeğin de aynı fırından alınmış olması şartı varmış..
-Git işine kardeşim. Bu işler bize göre değil. Mecburiyet de yok. Ödersin parasını alırsın ekmeğini!
-Ama bu ekmeği ben sizden aldım. Cumartesi günü sabahı..
Bu genç verdi ekmeği bana hem de..
-Ben görmedim!
-Göremezdin zaten. Çünkü sen yoktun! Bu ekmek sizden! Sen de biliyorsun.
Sık uğramasam da yılların müşterisiyim. Hatta kasada genç bir bayan vardı. Hem telefonuyla konuşuyor hem kasaya bakıyordu. Benim bu ekmekle tanışıklığım o sabaha rastlar..
Sımsıcak hakiki buğday tenine dokunmam. Onu gözümden sakınır hatta kıskanır gibi olmam da yine o sabaha ait..
Tam tamına iki lira iki yüz elli kuruş ödedim. Bu ayrıcalıklı ekmeğe sahip olabilmek için. Aslında ona yan gözle bakmak bile bizim gibilerin haddi değil ya..
Oldu bir kere. Sabah sabah canım çekti işte..
Çocuk da: Fırından yeni çıktı. Organik hakiki buğday ekmeği, deyince büsbütün ağzımın suyu aktı..
Yine fırından yeni çıkmış simidi görünce kızım için bir de simit aldım. Ona da bir lira verdim.
Çocuklar gibi şen mutlu bir şekilde eve koştum. Kızımla şöyle karşılıklı bir kahvaltı eldim diyordum. Bir gün önce de şöyle elimin yarısı kadar kaşar peyniri almıştım. Sıcacık hakiki buğday ekmeğinin arasında..Ay!..
Aslında kendimi kandırıyordum böyle düşünmekle.
Kaşar peynirinin içine patates karıştırdıklarını söylemezler mi! deli olurum sinirden!
Yalana bak! Yıllardır paramızla ölüm satın alıyoruz oysa.
Bana tek bir tane doğal bir ürün göstersinler ben kendimi köprüden atarım yahu!
Ortalıkta ne kadar kokuşmuş küflenmiş peynir atıkları varsa hammadde olarak onlar kullanılıyor.
Kaldığımız yerden devam ekmek kavgasına..
-Doğru konuşmuyorsun. Ekmeği bu kadar isteyerek aldın da niye yemedin. Bayatlayıp geri getirdin!
-Ben evden çıkarken kızım uyuyordu. Arkamdan o da çıkmış. Benim düşündüklerimi düşünüp bir iki kahvaltılıkla diğer fırından sımsıcak ekmeklerden o da almış..
Onun aldığını yedik. Bunu dolaba kaldırdım. Bu durumu duyunca alıp getirdim..
-Beni ilgilendirmez!
-Bu ekmeği sizden aldım diyorum!
-Hiç hatırlamadım!
-Hatırladın da üstünde kalmasın diye böyle söylüyorsun!
-İspat et!
-Edeceğim tabii!
Değil mi ki sen beni hiç tanımıyormuş gibi yapıyorsun..
Değil mi ki senin olan bu mübarek ekmeği beden değil, diye inkara kalkışıyorsun..
Gör bak nasıl ispat edeceğim bunun senden olduğunu!
-Nasıl yapacakmışsın bunu!
Ekmeye DNA testi yaptıracağım!