MANOLYA AĞACI
Bugün yine her zamanki gibi erken kalktım, hastane beni bekliyor. Yine bir yığın tahliller yapılacak. Artık emin olduğum şey benim bu heyecanım asla bitmeyecek. Otobüs durağında bir iki kişiden başka kimse yoktu, derin bir sessizlik vardı. Durağa genellikle 10 dakika önce gidiyorum eğer ilk otobüsü kaçırırsam diğer durakta en az yarım saat beklemek zorunda kalıyorum. Bu da hastaneye gecikmek demek.Neyse ki ilk otobüse bindim.diğer otobüste tam zamanında geldi.Yol boyunca kafamın içi karmakarışık, hiç bir şey net değil. Aklımda bir sürü soru işareti,hislerim çıkmaz sokak hislerim belirsiz.Hissettiğim yalnızca yorgunluk.sonunda hastaneye vardım.Hastanenin bahçesinde dikkatimi ilk çeken ağaçlar oldu.Ağaçların hepsini budamışlardı.Aklıma hemen onkolojinin bahçesindeki manolya ağacı geldi.Belki o bölüme güzellik katan tek canlı oydu,acaba ona dokunmuşlar mıydı? Bence hayır ama yinede tedirgin olmuştum.Neyse ki tedirginliğim yersiz çıktı.Hastaneye ilk gidişimi hatırlıyorum da,her şey ne kadar yabancıydı.Allah’ım benim burada ne işim var demiştim.Koridor hasta ve hasta yakınıyla doluydu.Kimini sedyede taşıyorlar, sanki ölü gibi tükenmişler, bitmişler yalnızca nefes alıyorlar.Kimi tekerlekli sandalyede elinde bir yoğurt kovası kusuyor.Renkleri limon gibi olmuş,ne kaş ne saç kirpikleri bile dökülmüş çoğunun.Kiminin acısı gözlerinden belli ışığı sönmüş.Kimi ağlıyor ağrıları dayanılmaz halde yaşadıkları acı feryat olarak yükseliyor.Bir an boğulduğumu hissettim,kendimi hastanenin bahçesine zor attım.Benim burada ne işim var diye düşünen ben,kendime kızdım.Benim o insanlardan farkım neydi.Bir zamanlar tıpkı onlar da benim gibi sağlıklı birer insandılar.Onlarında tıpkı benim gibi hayata dair umutları vardı.Hayalleri vardı,gerçekleşmeyecek kadar büyük hayalleri beklide ama asla şuan da içinde bulundukları durumu hayal etmiş olamazlardı.Kimin aklına gelir ki zaten.Kafamda bu düşünceler,yüreğimde acı onkolojinin bahçesine çıktım.Bahçeye çıktığımda kocaman bir ağaç karşımda duruyordu.Muhteşem bir güzellik diye düşünmüştüm.Adını bile ilk kez öğrendim,manolyaymış.Yemyeşil olanca güzelliğiyle insana huzur veriyor.Gölgesine uzanmış hastalar vardı.Kim bilir dili olsa neler anlatırdı,ne çok acıya şahitlik etmişti.Kim bilir kaç kişinin gözyaşı ıslatmıştı, köklerini.Kaç kişinin çaresizce haykırışına ortak olmuştu.Kim bilir ...