- 792 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TUZ KOKTU
Genellikle saçların dökülmüşlüğü “maden olan dağda ot bitmez” diye yorumlanır. Oysa bazıları dağ olmasına dağ da, zemheri soğuğu yemiş dağ. Dışı da, içi de üşümüş. Yaprakların dökülmesi üşütmüşlüğün sonucu. Artık onu yeşertmeye çalışmak taşa tohum ekmek kadar boşuna bir emektir.
Bir yerde söylediklerini dinleyecek kulak kalmadıysa, hiç boşuna nefes tüketmeye gerek yok, bulunduğun yeri değiştirmek gerekir.
Beyinler üşümüş olunca yeşilliklerin farkına varmak bile artık imkânsızlaşır. O kuru ve koca gövdesine bakıp hayıflanmakta, zamansız ve mekânsız çıkışlarla etrafındakileri mahcup etmekten çekinmemektedir. Kıyamet günü Allah’ın kullarından en kötülerini ikiyüzlü olanları oluşturur. Onlar bir tarafta ayrı öbür tarafta ayrı söyler. Bir tarafa ayrı, öbür tarafa ayrı yüzleriyle giderler.
Devlet malını babasından miras kalmış, öz malı gibi görmek zihniyetiyle tasarrufta bulunmak nasıl bir ahlâk anlayışıdır, anlayamam.
Adamın birinin yol kenarında iyi bir tarlası vardır. Bir çiftte iyi öküzü. Tarlasını sürmektedir. Yoldan geçen birisi selam verir. Sorar:”Bu tarla senin mi?” Çiftçinin cevabı çok enteresan, bir o kadar da düşündürücü. “Hayır, sadece sırası benim.”
“Ant olsun ki ilk yarattığımız gibi yapayalnız, teker teker huzurumuza geleceksiniz.” Enam 6/ 94
Kendi kazancını bırak, babasının o kıt varlığını bile dirhem dirhem kullanmaktan korkanlar, devlet malına gelince çok cömert oluyorlar. Onu bağışlamak suretiyle, o kuru kafalarının idrak edememesinden olmalı ki kendilerine itibar edinmeye çalışıyorlar veya öyle sanıyorlar. Oysa bilmiyorlar ki “el elin eşeğini türkü çağırarak arar.”Ve fırsat bulunca da yapacağını yapar.
Her insan kendi yaptığından sorumlu olduğu gibi, sorunlarını da, sıkıntılarını da kendisi çözmek durumundadır. Çünkü insan genellikle başkasına sürmek istediği çamura bulanır.
Yoksulun biri İskender’e;
Az bir şey olsun ihsan etmez misin? Der.
Az şey bana layık değildir.
O halde çok ihsan ediniz.
O da sana layık değildir. Cevabını alır.
Şurası unutulmamalıdır ki; “eğreti ata binen tez iner.” Elde bulunan yetkiye veya yetki saydıklarına güvenerek, isteklerini kolayca gerçekleştireceğini sanmak veya yapmak en azından bizim de içinde bulunduğumuz toplumu rahatsız eder.
Dünyada ikiyüzlü olanların, kıyamet günü ateşten iki dilleri olur. İkiyüzlü Allah katında emin kimse olamaz
Dünya Süleyman’a bile kalmamış. Ki O dünyanın en güçlü ve kudretli kişisiydi. Bazılarının altından oturağını çekiniz, ayakta durmaya bile mecalinin olmadığını göreceksiniz. Yapabileceği oracıkta kıç üstüne oturmaktır. Bu haliyle bile kendini kral sanmak acınacak bir durumdur.
Unutmayalım ki, bu dünyada her şey bir baş eğme karşılığıdır. Ve yine unutmayalım ki diline sahip olmayanlar kendi sonlarını kendileri hazırlamış olurlar.
Her şeye rağmen, kendi yerini sağlam görmekten başka, hısım ve akrabaya kıyak yapanları varlığına üzüldük. Ahde vefanın bu kadar ucuzladığını bilmiyorduk. Yazık.
Dostlar: “Et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa,” demiş atalar. Artık devir tuzun koktuğu devirdir. Bazı haddini bilmezlerin yüzünden.
Unutmayalım ki: Ağanın atı sattığı adamın elinde ölür.