- 427 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
“Şimdüçbuçuk Okuyan Derin Danışman Olur”
“Şimdüçbuçuk Okuyan Derin Danışman Olur”
“Şimdüçbuçuk okuyan derin Danışman olur” Yunus Emre
Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu” Yunus Emre
İnsanlık gelişim sürecinde; her şeyin bir ilki, aslı vardır!
“Ey sözlerin aslın bilen, gel de bu söz kandan gelir
Söz aslını anlamayan, sanır bu söz benden gelir
Söz karadan aktan değil, yazıp okumaktan değil
Bu yürüyen halktan değil, halık avazından gelir” Yunus Emre
Fussilet 43. “(Resûlüm!) Sana söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Elbette ki senin Rabbin, hem mağfiret sahibi hem de acı bir azap sahibidir.”
İnsanlık tarihindeki gelişim süreci gözlenirse; tarihsel süreçteki ilk uygulamaların değişik toplumlarda aslı aynı kalarak şeklinin farklılaştığı görülür. Tüm insani ilişkileri düzenleyen dinsel veya geleneksel kuralların bir ilki elbet var. Günümüzde bu uygulamalar üzerinden toplumsal, ideolojik, dinsel, hatta mezhep kavgaları yapılıyor. Oysa bu uygulamalar yeni değil. Zaten var!
Mesela erkeklik organının sünnet edilmesi çok eskidir! Fakat bu uygulama üzerinden nerdeyse din belirlemeye varan bir taassup var! Nikah, çok eskidir ama bazıları sadece kendi dinlerinde var da diğerleri nikahsız zannı var! Benzer çok toplumsal kural var ve hiç biri yeni değil… Hırsızlık ve insanların birbirine zarar vermesi tarihsel süreçte hiçbir dönemde hoş karşılanmamıştır. Öyle ki yağma, talan yapanlar bunu din üzerinden, hatta mezhep üzerinden meşrulaştırma yoluna bile gitmiş. Haçlı seferleri ve cihat bahanesi ile yapılan yağma ve talanlar tarihsel çıplak gerçeklerdir! Türlü kutsal bahanelerle insanların malı ve namusu da ayaklar altına alınmış. Kölelik ve cariye müessesesi günümüze kadar ulaşmış. Yani çoğunlukla kavga dinsizlerin, dinlilere saldırması şeklinde değil; dinsel nedenlerle olmuş! Peygamber torunları dahi mezhep kurbanı olmuş…
Yunus ne güzel söylemiş; “Şimdüçbuçuk Okuyan Derin Danışman Olur”. Toplumsal alanda makam ve menfaat elde etmek, öne çıkmak için bazıları “Danışman” kisvesine bürünerek kendi menfaati için toplumları fesada vermiş! Her alanda insanları gütmeye ve toplumsal kabulleri kullanarak çıkar elde etmeye çalışmışlar. Bunlar; ideoloji, din, mezhep, ırk, dil, gelenek ve toplumsal kabuller üzerinden kendilerini göstermek ve kabul görmek adına pek çok uydurma söylemi de topluma yaymışlar. Egemenlerin bu danışmanları ne maksatla kullandığını da zihni bulanmamış olanlar bilir…
Üstünlük bir zandır…
Diğerlerinden üstün olduğunu zannedenler; bu üstünlüklerini de ideolojik, dinsel, ırksal öğretilerden aldıklarını sanırlar. Oysa hiçbir insan diğerinden ırkı, dili, dini ve ideolojisiyle üstün olamaz! Herkes kendi özgür tercihini “Doğru” olarak algılama hakkına sahiptir. Bunun kavgası olmaz!
Hala eski “Orta Çağ” söylemleri üzerinden insanları ayrıştırmak ve kavgayı sürdürmek isteyenler olabilir! Bunlar kendilerini bu şekilde göstermek ve toplumda söz sahibi olup menfaat elde etmek için eski söylemleri kullanabilir!
İnsanlık gelişmek zorunda…
Yeni dönemde insanlık çok daha ileri bir anlayışı kazanacak! Bu dönem başladı!
Özellikle kadınların eski “Orta Çağ” söylemleriyle ikinci plana atılması ve ezilmesi konusunda uyanış başladı. Ve bu süreç her alanda tamamlanacak. Uyanış kaçınılmaz. “Derin danışman” ların işleri de zorlaşacak!
Son tahlilde; kimse dini , dili, ırkı, ideolojisi üzerinden kendini diğer insanlardan üstün sanmasın! Sağa sola eski zaman söylemleriyle dalaşmasın! Kimse kimseyi de ayıplamasın; kendi üstün sandığı öğretilerini zorla kabul ettirmeye de kalkmasın! Bunun sonuçları öyle şiddetli bir azap şeklinde olur ki maazallah, Cehennem hafif kalır. Allah kimseye torpil yapmaz, yalakalığa da aldanmaz. İnsan gibi insanlığın yararına olan şeyleri hep beraber alalım, kullanalım. Başka dinlerde, ideolojilerde, ırksal tavırlarda, geleneklerde olan güzellikleri de sırf başkalarına benzememek ve onlardan üstün olmak adına reddetmek gafletine düşmeyelim. Güzellikler evrenseldir, herkes kendi güzelini seçme özgürlüğüne sahiptir. Başkasına zararı olmayan eyleminden kimse ayıplanmasın.
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
“Ey sözlerin aslın bilen, gel de bu söz kandan gelir
Söz aslını anlamayan, sanır bu söz benden gelir
Söz karadan aktan değil, yazıp okumaktan değil
Bu yürüyen halktan değil, halık avazından gelir” Yunus Emre
Fussilet 43. “(Resûlüm!) Sana söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Elbette ki senin Rabbin, hem mağfiret sahibi hem de acı bir azap sahibidir.”
Son tahlilde; kimse dini , dili, ırkı, ideolojisi üzerinden kendini diğer insanlardan üstün sanmasın!
NOKTA....
Saygımla