- 2204 Okunma
- 11 Yorum
- 2 Beğeni
İnsan Kalmak Çok Zor
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Mevsim kış, aylardan şubat, takvimler pazartesiyi gösteriyordu. Dışarıda ılık bir hava bahardan kalma, bulutlar nazlı gelin gibi süzülüp yağmur topluyordu.
Günler öncesi alınmış bir randevu ve gidip, gitmeme arasında kararsız bir kadın.
Sonunda çocukların ısrarına dayanamayıp hastane yollarına düştü. Bütün gün oradan oraya koşturup işlerini haletti, ufak tefek sağlık sorunların dışında her şey yolundaydı. Yorgun düşmüştü hastane bahçesine çıktı bir sigara yaktı. Etrafını taramaya başladı az ilerisinde orta yaşlarda bir kadın vardı, başını iki elinin arasına almış derin derin düşünüyordu.
Yanına yanaşıp selam verdi, neyiniz var diye sordu?
Kadın başını kaldırıp Rojin’in yüzüne baktı.
Çocuğunun kalp kapakçığında sorun olduğunu ve şu anda ameliyatta olduğunu söyledi. Uzun ve zor bir operasyon deyip iç çekti, içerde duramadım, kendimi dışarı zor attım derken dudakları titriyordu. Yalvaran gözlerle herkesin dualarına ihtiyacım var, lütfen oğlum için dua edin deyip gözyaşlarını içine akıttı…
Rojin eğilip kadının omzunu sıvazladı, her şey geçecek deyip anneyi teselli etmeye çalıştı. O bir anneydi halden anlardı, efkâr yüreğini avuçlarına almış sıkıyordu. Bir sigara daha yaktı, bir tanede anneye uzattı, kadın hemen aldı ve derin derin dumanı içine çekti. Kendisine teşekkür etti, biraz dertleştikten sonra müsaade istedi.
Üzgünüm akşam oldu! Gitmek zorundayım, geçmiş olsun deyip kadının yanından ayrıldı.
Akşam ayazı, yağmur ve birde şehrin trafiğini katınca tam bir keşmekeşti. Biraz yürüdükten sonra metro istasyonuna geldi. Aklı o annede kalmıştı acaba oğlu ameliyattan çıktımı diye, içinden dualar ediyordu…
Kalabalığın içine karışıp metroya bindi, kendine bir yer bulup oturdu. Rojin çok yorgun ve üzgündü. Metro yolculuğu bitince aceleyle karşıya geçti, şiddetli bir yağmur yağıyordu hemen çantasından şemsiyesini çıkardı hızlı adımlarla otobüs durağına yürüdü…
Durağın kalabalık olmasına aldırmadan, insanların arasına karışıp beklemeye başladı. On dakika sonra bir kadın geldi, biri kucağında diğeri ise beş yaşlarında bir oğlan çocuğu vardı yanında. Üst ve başları perişandı, kadın yarıya kadar ıslanmış keza çocuklarda aynıydı, annenin ayağındaki terlik kopmak üzereydi.
Uzak durmaları Rojin’in gözünden kaçmadı, yanına gidip buraya gelin yağmurda kalmayın dedi, çocuklar hasta olacak, ama kadın gelmek istemedi. Hemen şemsiyesini kadına uzattı, kadın almak istemedi Rojin ısrar edince aldı…
Onların o bu hali Roji’ni derinden yaralamıştı. Yoksulluğun ve çaresizliğin tokadını yüzünde hissetmişti. Az ilerde bir büfe vardı oraya doğru yürüdü çocuklara ufak, tefek yiyecek şeyler aldı getirip anneye uzattı. Anne utangaç bir tavırla ne gerek vardı abla teşekkür ederim dedi. Anne yoksulluğun vermiş olduğu onurdan olsa gerek, poşeti açıp içine bile bakmadı, ama beş yaşlarında ki çocuk durmadan poşeti çekiştirip duruyordu. Sonunda anne dayanamayıp poşeti açtı çocuklarına birer çikolata verdi.
Rojin bu duruma çok üzülmüştü! Etrafına baktı yakınlarda bir seyyar satıcı ya da ayakkabı dükkânı aradı, olsa gidip kadına bir çift ayakkabı alacaktı, ama maalesef yoktu. Yoksulluğun gözü kör olsun deyip hüzünlendi.
On beş dakika kadar bekledikten sonra, otobüsü geldi. Telaşla kuyruğa girip otobüse doğru ilerledi ve omzunda bir el hisseti, abla teşekkürler şemsiyenizi unuttunuz siz bunu alın, birazdan bizimde minibüsümüz gelir eve gideriz dedi…
Rojin; hayatın adil olmayışına isyan ederken, kimilerinin dolap dolusu ayakkabı ve kıyafetleri varken beğenemezliklerini, kimisinin de sadece çıplak kalmamak adına giyindiklerini düşündü.
Kendi hallerine şükür etti, ama birkaç gün o olayın etkisinden kurtulmadı…
İnsan olarak görmeyi bilirsek, ülkemizde buna benzer ne çok can yakan insan manzaraları olduğunu göreceğiz. Yeter ki biraz duyarlı olalım.!
Yaşamak adına sadece umuda tutunan ne çok insan olduğunu göreceğiz. Kalp gözüyle bakmayı öğrenirsek insan kalmayı becereceğiz.
Oysa günümüz de insan olmak ve insan kalmak çok zor…
ASMEROZ-62
---Gülşen Polat---
YORUMLAR
Sayın Yazarım,
Güne düşen yazınızı , anlaşılır ve sade dili ile sıkılmadan okudum.
Seçtiğiniz konu da çok güzeldi. İbadetin paylaşım olduğunu bir anlayabilsek,
Saygılarımla
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
Bu sefer tebrik etmeye geldim arkadaşım. Günde seni görmek çok güzel ama konusuyla güne gelmesi daha da güzel. Başarılarının devamını dilerim. Sevgilerimle...
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
hayat bazen göründüğü gibi değil,
her pencere farklı,
insan olmak için yüreğin olmalı,
yürek yerinde işkeme olmamalı,
bu hayatta işkeme yürekliler çok fazla ondandır az kalmış insancıklar,
saygımla
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
Sevgili Gülşen Hanım ''hayatın adil olmayışı'' sözünüze münhasır, söylemek isterim ki, bazılarımız varlıkla bazılarımız yoklukla imtihan olur.
İnsan kendisine verilen cüz-i iradeyle yanlış ve doğruyu yapar. yanlış yapanın da doğru yapanın da karşılığı elbette Kâinatın sahibi tarafından en adil şekilde yargılanır.
Önemli olan sizin söylediğiniz kaleme aldığınız detay da saklı, İnsan olmanın gereğini yapmak.
Dilerim uyanışa vesile olur yazınız, tebrik ederim.
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
Aynen dediğin gibi hayat herkese eşit davranmıyor. Ama bizler ne yapıyoruz. Bizlerden çok daha yüksek yerlerde olanlarda kalırken gözlerimiz, bizden çok daha kötü durumda olanları görmüyoruz. En önmelisi Şükretmeyi bilmiyoruz.
Ayrıca o kadar kılık kıyafeti alıp dolaba dolduranlara çok kızıyorum. Giymediklerini ihtiyacı olanlara verebilirler. Ya da dolaplarında hiç giymeyeceği kıyafete para verip asana kadar bir çocuğu giydirebilirler.
Doğru ve güzel bir yazıydı. Payımıza düşeni almalıyız bence. Yüreğine, emeğine sağlık Gülşenim. Sevgilerimle...
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
hayat , her zaman gülen yüzünü göstermiyor; bazen biz insanlara hayatın gülen yüzü olabiliriz.
çok mu zor?