- 1354 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
LİMAN İSTİYORUM!
Dünya hayatımızın ne kadar uzun olduğu mu, yoksa dünya hayatımızın ne kadar güzel olması mı? Herhalde bu soruyu okuyan herkes bir ikilem içinde kalmıştır. Çünkü biz hem uzun, hem de güzel olmasını isteriz. Hani Hoca’ya sormuşlar:
Hocam kış mevsimini m seversiniz, yaz mevsimini mi?
Hoca cevap vermiş:
-Bahar mevsimine ne oldu?
Bütün hayatımızın bahar mevsim gibi olmasını isteriz.
Ama bu dünya hayatında o kadar dert, tasa, üzüntü ile karşılaşırız k: İnsanın “dikenli yollarda yürüyorum” dememesi mümkün değil. İşte hu dikenli yollarda yürürken yalnız yürümemek için çoğu zaman bir destekçiye, gönüldaşa, arkadaşa, fikirdaşa ihtiyaç duyuyoruz. Aynı şeylerden hoşlanan, aynı olaylara üzülen, aynı ülkü peşinde koşan, geçmiş ve geleceği konusunda aynı şeyleri paylaşan insanlara sevgili diyoruz. Yani, sevgili: “Dünya yolculuğunda bir vücut olmaktır.”
Fakat insan bu sevgilileri seçmede her zaman başarılı olamayabiliyor. Çünkü sevgililer birbirini bakınca, bütün dünya sıkıntılarını unutması gerekir. Fakat etrafımızda dünya sıkıntılarını unutan o kadar da insan göremiyoruz. Bu da insanların duygu ve düşüncelerinde samimi olmadıklarını gösteriyor.
Ben: Huzur bulmak, korkularımdan kurtulmak, yalnız kalmamak, deryada damlada olsam derya ile bütünleşmek istiyorum. Ben sevgili istiyorum.
Bana göre sevgili: Fırtınalı günlerde sığınılacak limandır. Hastalığını geçiren ilaçtır. Derdinin, tasasının dermanıdır. Çölde kalmış insanın suyudur. Baharda öten bülbülün gülüdür. Kışın sıcak bir köşesi, yazın yaylasıdır. Arının çiçeğidir. Ekmeğimin katığıdır. Gecemin sıcaklığı, gündüzümün serinliğidir. Tünelin ışığı, başarının yıldızıdır. Dünyanın güneşidir. Kısacası insanın her şeyidir. Bu kadar önemli olan sevgili ve sevgililerimiz nerede?
Sevgili bulabiliyor muyuz? Bulabildiğimiz sevgililer sevgimize layık olabiliyorlar mı? Biz onların sevgisine layık mıyız? Fedakârlık nereye kadar?
Yoksa biz sevdiklerimizi günümüzü yok yapmak, kafe ve parklarda oturmak, sevgilimizin güzel gözlerine bakarak methiyeler söylemek için mi seviyoruz? Yoksa menfaat için mi seviyoruz? Şu sözü hiç unutmayalım:
-Dünya menfaatleri için iyilik edenlerin iyilikleri, avcıların kuşlara yem atması gibidir.(yani oltanın ucundaki solucan misali)
Günümüzün sevgili ve aşk anlayışı değişen dünya ile gelişmiştir. Bu gelişim esnasında her şeyde olduğu gibi bir bireysellik, menfaat ön sıraya oturmuştur. Vefa, saygı sevgi, anlayış, ahlak kaybolmuştur. Bunların ilişkilerden kalkması ilişkiyi ticari bir ortaklık ve alış verişe döndürmüştür.
Hani aşkıyla dağları delen Ferhat’lar nerede? Nerede Leyla’sı uğruna yollara düşen Mecnunlar? Hani Leyla’sını bulunca: -Ben Mevla’mı arıyorum! Diyen aşk insanları, sevgi insanları nerede? Sevgisiyle bütün dünyayı seven, kucaklayan muhabbet insanları nerede? Şimdi onu da diyeceksiniz ki: “Genlerden kaynaklanıyor.” Tamam, biz kimin evlatlarıyız? Biz uzaydan mı geldik?
İşte bir sevgililer gününü daha geride bıraktık. Neler yapabildik? Sadece işimizi kolaylaştırmışız. Sevgililerimizi de bir gün verip kurtulmuşuz. Ama aslında bir gün vermeye kalsa, onu da vermezdik de. İşte piyasalar canlansın. Bir yıl boyunca yüzüne bakmadığım, değer vermediğim sevgilim, bugün hediye götürdüğüm için beni affetsin. Öyle mi? Bu kadar kolay mı? Diğer sevgililerimizi de öyle yapmadık mı? En önemli varlıklarımızı teker, teker yitirmedik mi? Dünyayı bir türlü içindekilerle birlikte sevemedik. Hani Yunus Emre’nin dediği gibi:
-Yaratılmışı severim, yaratandan ötürü” deyip,
-Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz. Sözünü bir türlü hayata geçiremedik.
Dünya hayatına katkıda bulunacak her türlü sevgiye hayır, Sevgililer gününe evet. Bütün insanlığın ve tabiatın sevgisine hayır, sevgililer gününe evet. Filistin’de Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Batı Trakya’da ve dünyanın birçok yerinde, özgürlük ve açlık mücadelesi verilen yerlerde insan sevgisi ile yok. Ama sevgililer gününde bayram ediyoruz. Biz bununla kime, neyi inandırıyoruz?
Bugün dönüp kendimize bir kere daha bakalım ki, hoşgörünün, sevginin, insanı olalım. Gözyaşlarımızı akıtırken sevgilerin yücesi Allah’ın sevgisini hatırlayalım. Hiçbir sevgiyi O’nun sevgisinin üzerine çıkarmayalım. Ona ve onun sevgisine karşılık vermeyenlerin hiçbir sevgisi inandırıcı olamaz. Bütün sevgiler O’nun sevgisiyle güzelleşir, yeşerir, boy atar.
Bugünlerde sevgililerimizi ve sevgimizi bir daha düşünelim. Sevgililerimizin sevgilerine sevgimizle karşılık verelim.
Sözümü bir hadis-i şerif meali ile bitirmek istiyorum:
-Kişi sevdiği ile beraberdir.
Muhabbetle…
Osman GİRGİN
18 Şubat 2009
[email protected]
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
Bu makaleyi okuyan kişinin, az geriye yaslanıp gözlerini kapatıp; ''ben kimim, kime ne veriyorum kimden ne istiyorum muhasebesi yapması gerekir.
''Hırslı tüketici'' haline geldiğimiz (getirilmeye müsade ettiğimiz içindir) şu devirde birbirimize karşı, hayvanlar aleminde bile görülmeyen bir vahşilik ve canavarlıkla karşı karşıyayız.
Makaleye eklenecek fazla bir şey yok, olsa olsa
kutlamak ve tebrik etmek gerekir yazarı.
Saygı ve selamlar
Üstat Karakoç der ki;
Boş yere yorulma gönül
Sevgi yetmiyor yetmiyor
Bülbül sevsede kurur gül
Sevgi yetmiyor yetmiyor
Sebebler var ağır basar
Seneler arayı keser
Sevilenler çabuk küser
Sevgi yetmiyor yetmiyor
Önü bahar son hazan
Meyvesi ya şüphe ya zan
Yeter desek bile bazan
Sevgi yetmiyor yetmiyor
Eğlence düğün toy gerek
Maddeden yüklü pay gerek
Daha bir sürü şey gerek
Sevgi yetmiyor yetmiyor
Aşk diyoruz hani nedir
Boyu nedir eni nedir
Denenmiş kaç bin senedir
Sevgi yetmiyor yetmiyor
Maddeleşir mana bile
Unutulur ana bile
Can dediğin cana bile
Sevgi yetmiyor yetmiyor...
Üstat demiş diyeceğini ,,, tebrikler