DOĞARKEN AĞLADI İNSAN
İçinde bulunduğumuz zor günlerde, şartlar ne olursa olsun. Masum çocuklara hep
güzel olarak bakmak ve geleceklerini öyle ümit etmek gerekir.
O güzel bebekler, bazen bir zengin evinde. Bazen de yoksul bir ailede dünyaya
merhaba derler.
Ne zengin evinde dünyaya merhaba diyenin, ömür boyu mutlu olacağını. Ne de
yoksul bir ailede dünyaya gelenin hep zor günler yaşayacağını önceden kestirmek
mümkün değildir.
Aslında ikisi de dünyaya gelirken eşit gibidirler. Hatta her ikisinin de ilk
merhabaları, ağlayarak olur.
İkisi de o kadar masum ve çaresizdirler ki, o nedenle önemli olan bir ana
kucağında olmalarıdır.
Öyle ya doğduğundan beri annesini ve babasını hiç görmeyen kimsesiz çocuklar
bu şefkatten maalesef yoksundurlar.
Doğar doğmaz neden ağlar insan?
İşe manevi ve dini yönden bakacak olursak, bir hadiste:“Adem’in çocuklarından
hiçbir çocuk yok ki, doğduğu an, şeytan ona dokunmuş olmasın. İşte doğarken
ağlaması, şeytanın dokunmasından kaynaklanmaktadır. Meryem ve oğlu bundan
müstesnadır.” denmektedir.
Bir de sosyal mantıkla bakalım olaya: Tıp ilmine göre, çocuğun ağlaması artı bir
puandır. Akciğerlerin açılmasına vesile olur. Çocukların ağlama reflekslerinin
çokluğunun bir hikmeti de, yeni hayatta ilgili reflekslerin gelişmesine katkı
sağlamak olabilir.
Kim bilir belki de; hayatın kendisine hazırladıkları şeylerin endişesidir ağlamanın
sebebi.
Doğarken ağlayan bu masum bebeklere güzel bir dünya hazırlamanın yolu
öncelikle sevgiden geçer, onlara gereken sevgiyi ve şefkati gösterebilirsek,
kendisine ve topluma yararlı bir insan olmanın ilk adımını attırmış oluruz.
Bir grup çocuğa "Sevgi nedir?" diye sormuşlar.
Verdikleri cevaplara inanamayacaksınız.
"Biri sizi seviyorsa, adınızı söyleme şekli farklıdır. Adınızın onların ağzında güvende
olduğunu bilirsiniz.” - 4 yaşında
“Sevgi, kızın parfüm, erkeğin de traş losyonu sürmesi, sonra da ikisinin dışarı çıkıp birbirlerini koklamalarıdır.” - 5 yaşında
“Sevgi, yemeğe gidince birine kendi patates kızartmalarının büyük kısmını vermek
ve karşılığını beklememektir.” - 6 yaşında
“Sevgi, yorgun olduğunuzda sizi gülümseten şeydir.” - 4 yaşında
“Sevgi, annemin babama kahve yapması ve kahveyi vermeden önce bir yudum alıp
tadını kontrol etmesidir.” - 7 yaşında
“Sevgi, Noel’de hediyeleri açmayı bırakıp etrafı dinlediğinde duyacağın şeydir.”
-7 yaşında
“Sevgi, bir çocuğa t-shirt’ünü beğendiğini söylediğinde, her gün onu giymeye başlamasıdır.” - 7 yaşında
“Sevgi, annemin babama tavuğun en iyi tarafını vermesidir.” - 5 yaşında
“Sevgi, annemin babamı terli ve kokuyor ken görmesi ama hala Brad Pitt’ten
daha yakışıklı olduğunu söylemesidir.” - 7 yaşında
“Sevgi, yavru köpeğinizi bütün gün yalnız bıraktıktan sonra bile onun yüzünüzü yalamasıdır.” - 4 yaşında
Bu da en saf ve sevimli yorumlardan biri:
“Ablamın beni sevdiğini biliyorum, çünkü bütün eski kıyafetlerini bana veriyor ve kendisine yenilerini alması gerekiyor.” - 4 yaşında
Bebekler, çocuklar geleceğimizin teminatı, doğarken ağlayan bu insancıkları hayatları boyunca bir daha hiç ağlatmayalım.
Bizim yetiştirdiğimiz çocuklar, onların yetiştireceği çocukların teminatıdır.
Mehmet Fikret ÜNALAN