Mutluluk Unuttururmu Pişmanlığı
Kimsesiz , öksüz kalmış bu aralar hislerim. Yalnızlıkla boğuşuyorlar. Öyle patlamalar yaşıyor ki yüreğim zaman bile dindiremiyor yok olan parçaları. Bazen ne yapacağımı bilemediğim anlar oluyor. Kafam karma karışık duygularla bir tepki bile veremiyor. Konuşmam gereken yerde cümleler eksik kalıp sessizlikte başımın etini kemiriyor. Öyle bir ağrı yapıyor ki zihnimde bazen taşıdığım yük bedenime ağır geliyor. Eskiden kaçamak gülücükler ayakta tutarken şimdi onlar bile etki etmiyor. Ne kadar unutmak istesem de , bu yönde çabalasam da farkediyorum ki olmuyor. Çabalar boşa gidiyor. Uykularım bile kabusa dönüyor. Ter su içinde uyanışlar kaplıyor ruhumu. Vücudumu garip bir titreme kaplıyor. Bir ürperti geliyor içime ve bağırmak istiyorum o an içimdekileri. Bağırmak ve böylece bir anda kurtulmak ama olmuyor.
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki insanın kendisiyle yüzleşmesine depresyon deniyor. Hatta kendisiyle yüzleşmeye çabalayan insanlar hasta ilan ediliyor. Vermesi gereken tepkiler bile kısıtlanıyor. Her tepkiye birde anlam yükleniyor. Ve anladıklarını söyledikleri o durumların hepsi aynı yorumlanıyor. Sanki aynı duyguları yaşadıklarını iddaa ediyorlar. Halbuki yalan ne anladıkları var nede bu konularda her hangi bir bilgileri. Okudukları bir iki konuya göre yorum ekleniyor. Düşünmeyi bile hastalık kabul ettiğimiz bir devirde biriktirdiğimiz tüm düşünceler bizi karanlığa doğru itekliyor. Ve çoğu zaman o karanlıkta kaybolurken nadir bir şekilde bir ışık bulabiliyoruz gittiğimiz yolda. Hep baskıyla yaşadığımız hayatta yaptığımız yanlışlıkların çözümünü bulamıyoruz bu yüzden. Kimi suçlayacağımızı bile bilmeden her yapılan yanlışlıkta kendimize yük alıyoruz. Neden insanlar birbirlerini bu kadar yönlendirmeye çalışıyor. yönlendirip neden hep bizim tercihlerimiz gibi gösteriyorlar. Bu durumun farkına vardığımda gençliğimin büyük bir kısmını kaybetmiştim bile.
Yolda bazen yürürken insanların gözlerine bakarken o an ne düşündüklerini anlamaya çalışıyorum. Ben nasıl bir ruh taşıyorsam onlarda öyle bir ruh taşıyor ve ben düşüncedelerken o gülen insanların o an içinden neler hissettiğini anlamak istiyorum. Gülüşleri gerçek mi hangi dertleri var hangi sıkıntılarla boğuşuyorlar o an davranışlarında içtenlikleri ne kadar. Ne yaşadılar da ruhları bu kadar farklı görürmüyüm acaba diye bakıp duruyorum gözlerine. Birisi geliyor anlatıyor böyle böyle şuna çözüm bulsam tamam diye o an aklıma geliyor bu sözü kaç kez kullandı diye. Şunu yapsam bir şey kalmıyacak bunu yapsam rahatlayacam bunu da yapayım bitecek ama hiç bitmiyor. Sonu gelmiyor maalesef hiçbir şekilde. Kendimi kandırıyorum ama başarılı oluyormuyum acaba. Hep bir eksiklik kalıyor yaşadıklarımda. bilmediğim bir tat eksik hiç hissetmediğim bir tat. Farkındayım eksikliğin ama yaşamadığım için bulamıyorum bu eksikliği ve yarım bir şekilde kalıyor anılar. Güzel gelen anılarda bile o eksiklik var. Bulamıyorum bu eksikliği maalesef...
Ben çoğu zaman ne yapacağımı bilmeden dolanıyorum ortalıkta. O kadar kararsız kaldığım an oluyor ki. Hiç bir fikrim olmadan boş boş dolanıyorum ortalıkta. Hayat sıkıcı geliyor çoğu zaman. Bu sıkıcılık hayallerimide kaplıyor. Ölüm oluyor çoğu hayalimde. Yada olması imkansız şeyler. Dertlerim sıkıntılarım yetmiyormuş gibi hayallerimi bile kaplıyor karamsarlık. Mutlu sonla bitirmiyorum hiç bir hayalimi. Hep sonunda hüzün olan hayaller kaplıyor zihnimi. Bu hüzünler biraz olsun rahatlıyor yüreğimi. Pişmanlıklarımı unutmamı sağlıyor. Yada duyduğum pişmanlıklardan kurtulmamı. Bazende haketmediğimi düşünüyorum mutluluğu. Bu yüzdende çoğu zaman hayallerim mutsuz son buluyor. mutluluğu o kadar uzaklaştırmışım ki kendimden kovalamaya bile üşeniyorum onu. Düşünüyorum çoğu zaman da mutluluk unutturacak mı bana pişmanlıklarımı....
Mustafa KURT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.