- 472 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
üç boyut kifayetsizliği
çocuk gözlerini açtı..
o esnada, atılacak iğnelerin yeri ıska geçmeleri üstüne kafa yordu biraz..
bu şehir ne kalabalıktı tanrım..
rivayetinden sual olunmaz, zanneder ki bi toplu taşıma aracıdır buudlar arası gidiş gelişlere daldığı..
karşıda gençten bi çocuk, bu şehirde herkes biraz çocuk, kulağında kulaklıkları olan, gözleri anlamsız seyirtmelerde, insan simaları arası bakış devir daimlerinde, herkes biraz yüz fetişisti..biraz kaykılıyor, yanındaki amca bakıyor ters ters, "b.k mu var la, az dikkat etsene!" dercesine, tanrım herkes edebini soyunmuş, çocuk gülümsüyor sadece, kim bilir kulağındaki dünya ona hangi ezgiden bi felek çalıyor..
bi esneyip ayılıyorum az daha, sağım solum dikkatime çelme takıyor..şu kız ne kadar da boş bakıyor, kim bilir hangi işler yoruyor o gözleri..yanındaki kadın hararetle cümlelerin üzerinden geçiyor, kadının ağzından kurtulduğuna pek mutlu olan cümleler koşuşarak kafalarımıza ve kulaklarımıza tünüyorlar..kulağımı kaşırken, kadının cümlelerinden biri parmağıma yapışıyor ve, "hanfendi, bende size ait birşey var.." demeye yelteniyorum; şeytanım vazlarımdan birinin üstüne atlayıp geçiyor, ben de cümleyi parmak ucumdan sağ yanımda oturan teyzenin başörtüsüne üflüyorum, zira biliyorum ki, cümleler "türban" ayrımına varamıyor, ve hiç de laik olmayan bi tutumla teyzenin başörtüsü üzerine kurulup uyuyor..
karşıdaki kulaklıklı çocuk ayağa kalkıyor, bu inmesine delalet..tek kulaklığı düşüyor, o da hırsını son model mp5inden çıkarıp, kapatıyor, suratı da asılmaya ne kadar meyilli, müzikle doğdu sanki mübarek..
geciktiği için, gecikmesini düşlediğim için geciken çocuğu babasından dayak yerken hayal ediyorum..gözüne bi gözlük takıyorum, babası tek yumrukta gözlüğü yere indiriyor, sonra bi tokat atıp yanağını allaştırıyor, sonra da bi tekme koyuyor arkasından ve kapı dışarı ediyor, annesi ağlamaklı "yapma bey.." diyor..
saçmalık..sadece geç kaldığı için evden kovmaz çocuğunu..babasının gardiyan olduğunu hayal ediyorum, çocuk da uyuşturucu kullansın..oldu şimdi, haketti, defolsun evden edepsiz..
çocuk ısrarla suratıma bakıyor..çekiniyorum..çocuğu tramvaydan indirip sağdaki pastaneden pasta aldırıyorum, sonra evine götürüp ilk maaşını annesi babası ve kardeşiyle kutlatıyorum..
amca biraz rahatlıyor, çocuk inince..yanına genç bi kız oturuyor..tırnakları kırmızı en az dudakları kadar, saçları sarı, sivri topuklu bi ayakkabısı var, kirli bez ayakkabılarıma bakıyorum ve manikürü gelmiş tırnaklarıma; ama ben daha çocuğum..amca gülümsüyor kıza birden..kız da amcaya..meğer’le başlayan beşer tane cümle gönderiyorum çevremdeki insanalrın alıcısına, en yaratıcı meğer’i kendim bulduğum için, diğer insanlara burun kıvırıyorum, "oğuz atay okuyorum ben.."..
yanımdaki başörtülü teyze, gözlerimin içine bakıyor, anladım..duyu kaybı var mı diye bakıyor, biraz sorunlu olduğumu zannetmiş olacak yanımda bana yardımcı olacak birilerini de göremeyince..teyzeye gülümsüyorum, "o çizgiden geçtim ben.." diyorum, teyze boş gözlerle bana bakıyor, üzülüyor anladığım kadarıyla..
oyunuma devam ediyorum..bi anda ayağa kalkıp, hiç de alışılmadık birşey yapıyorum ve önümdeki yaşlı amcaya, kalktığım yere oturması için ısrar ediyorum..amca şaşırıyor, "kızım, neden uyuyor numarası yapmadın, elinde kitap da var, bari onu okuyor gibi yapsaydın." diyor..tanrım bu şehrin insanalrı ne kadar da düşünceli..amca otururken "çizgi" diyorum, amca da anlıyor normal olmadığımı..
o sırada telefonum çalıyor, önemli insanlar gibi telefonumu açıp "evet benim, buyrun" diyorum, ben böyle girince konuşmaya, ve biraz çatınca kaşlarımı herkes önemli biri olduğumu anlıyor, ve sözcüklerimin akademik seviyesi, bana olan bakışlarını kepçe kepçe, kürek kürek dolduruyor, kimse de telefonumu kapatmam gerektiğini söylemiyor, önemli insanlar totaliter söylemlerden muaftırlar, ve herkes kulaklarını kabartıp ağzını açıyor, cümlelerimden tek birinin bile o delikten girmesine izin vermiyorum..
zaten benim durağım oluyor birden sahne, iniyorum..tramvay gidiyor, insanlar somurtmaya devam ediyor, gece çöküyor, ve yarasaları salıyor tanrı kötü çocukların kanalrını emmeleri için..