- 890 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
yeriz değil mi?
sokaklarda dövüşen köpekler, yuvarlanan bira şişeleri, ezilmiş teneke bira şişeleri, kedinin paramparça ettiği çöpler, memurlar, öğrenciler, köşedeki pastanenin sahibinin hızlı attığı için yuvarlanıp kaybolan tavla zarı. ve göremediklerimiz. çoğu kişinin anlayamadıkları. bir yolu unutulmaz yapan sebep, eskiden üzerinde revolution yazan, şimdi duvarın renginden farklı bir tonda boyayla üzeri boyanmış duvar yazısı, üzerinde çekirdek çitleyip acılarımızı yere tükürdüğümüz bank, geri gelmeyen hatıralar, kartopu savaşının amansız cepheleri, sel gibi akıp giden okul yolu ve daha başka şeyler.
çanakkale’ye ilk gidişim. üniversite bir. yurt çıkacak falan diye beklemiyorum. yurtta kalmak falan da istemiyorum zaten. babamın bir tanıdığı sayesinde ece apart’a girdim. birkaç genç falan kalıyordu. bir tane orospu bir de eceabat gazisi bir amca.
amcayla kapı komşusuyuz. sabahları bir ekmek iki yumurta bir cumhuriyet bir de tekel 2000 alırdı. sigara dumanından sararmış bıyıkları vardı. ilk bakışta kimse gazi olduğunu anlamaz. daha çok emekli müdür yardımcısı tipi var. istiklal madalyasını takmıyor. onun yerine nadiren pantolon askısı takıyor. pantolon askısı takınca da emekli polis gibi oluyor. tekel 2000’in kalitesizleştiğini ama alışkanlıklarından ömrü hayatınca vazgeçmediğini söylüyor. bana kalsa birinci içerim hala ama bulunmuyor artık namussuz diyor. memleketin halini hiç beğenmiyor. hakkını arayan insan hakkını arayan öğrenci terörist oluyor bu ülkede anarşist oluyor diyor. biz de savaştık zamanında adam öldürdük savaşta. ülke için. bu gençler de ülke için savaşıyor. biz teröristin alasıyız o zaman evlat diyor.
evlat ben bir kere sevdim dedi bir sefer. bir akşamüstü çekip gitti. şu yolu görüyor musun? işte ordan gitti. arkasına dönmedi. bir daha bu sokaktan geçmedi. neyse siktir et. sigara? yok amca. başlamayacak mısın artık sen de? ben nasıl başladım biliyor musun evlat? neyse ya bunu da siktir et sen.
sokaklarda dövüşen köpekler, yuvarlanan bira şişeleri, çöpler insanın gördüğü şeylerdir. biri çekip gider bir gün bir yoldan. artık göremediğin hatıraların da olur. anlıyor musun evlat beni? anlamıyordum.
neden hiç savaş anılarını anlatmıyorsun dedim bir sefer. savaş çok sikindirik bir şey. siktir et böyle şeyleri sen. savaşın anısı mı olur lan hiç zırto, olsa olsa yaraları olur böyle gazi olursun. sen unutmak istesen bile hatırlatılır. ben eskiden şairdim. kalemimi kırdılar. zaten şiirlerim hiç etkileyici değildi. bir gün mahallenin en ulaşılmaz kadınına bir şiir yazdım, hiçbir şey anlamadım dedi. sonra içmeye başladım. çok içtim. baktım bir şey değişmiyor bıraktım alışkanlık olmadan. ne dünya güzelleşiyor ne kadınlar. biraz dürüst oluyorsun kaldı ki ben zaten dürüst bir adamım.
ben bir yok olmadan bahsediyorum evlat. zihnin kalabalıklığından. alışkanlıklara hapsoluştan. ruhun ve bedenin yorgunluğundan. hatıraların yükünden. mutsuzluktan. giz dolu şeylerin sancılarından. kemiğin etinden ayrılmasından. ölülerin hatıralarından. anneni toprağa gömüşünden. babanın cenazesinde ağlayamamanın hüznünden. sürekli kopan tespih ipinden. hiç anlamıyorsun değil mi koduğumun çocuğu?
yumurta kırıcam, yeriz değil mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.