- 991 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ASRIN HASTALIĞI!
ASRIN HASTALIĞI!
Dünyayı, üzerinde yaşayanların zamanlarını inceleyebilmek için çağlara asırlara ayırırız. Her asrın kendine göre bir sultanı, padişahı veya başkanı bulunur. Bunun yanında bir de hastalığı bulunur. Bulunur ki, insanların dünya üzerindeki sayıları Allah tarafından dengede tutulsun. Aslına bakarsanız bu sebeptir.
Hastalıklar kendi dönemlerinde öldürdükleri insan sayısı ile meşhur olurlar. Bu bazen ince hastalık dediğimiz verem, bazen veba, bazen kolera veya AİDS dir. Şimdiye kadar çağın hastalığı olarak bildiğimiz AİDS artık yavaş yavaş yerini stres veya bozuk psikoloji ye bırakmıştır. Buna biz kısaca bunalım diyoruz.
Her asrın hastalığı ilk keşif yıllarında ürkütücü ve tedavisi imkansız gibi görünse de “Allah her derdin dermanını vermiştir” sözünden yola çıkarak derman bulunuyor. Ama önemli olan hastalıkların çıkış sebepleridir.
Her hastalık, döneminin eksiklerini veya aşırılıklarını dikkat çekmek üzere çıkmıştır.
İşte bu dönemin hastalığı kabul ettiğim psikoloji de böyle bir hastalıktır.
Bugün kime dokunsanız psikoloji bozuk veya bozulabilir.
Kimden dert yansanız cevabı hazır.
-Mazeretim var abi, asabiyim!
Evet, bu asabiyetlerin, bozuk psikolojinin ve bunalımın teşhis ve tedavisini bulmak ve araştırmak gerekir. Elbette tıp dünyası boş durmuyor. Gelişen çağa ayak uyduruyor. Bazen çağın önüne bile geçip insanlara yol gösteriyor. Tabii ki iyi niyetlilerin elinde olduğu müddetçe. Niyet iyi değilse, insanlar tedaviden hastalık bile üretiyorlar.
Gelelim çağımızın hastalığı, binlerce kişinin intiharını sebep olan, aile içi ve toplumsal olay ve anarşinin baş müsebbibi bozuk psikolojiye, bulanıma.
Bir kere unutmayalım ki, kişi psikolojisi yeni icat edilmedi. Bugün dünya üzerinde yaşayan insanların bozdurabilecekleri birer psikolojileri varda, dünyada daha önce yaşayanların yoktu deme şansımızda yok. Bu insanoğlunun yeryüzüne indiği günden beri var olan ve var olacak olan bir olgudur. Ama bugün bu kadar meşhur olma sebebini hep berber inceleyelim.
Allah insanı yeryüzüne halife yaparken kara gözüne ve kaşına vurulup yapmadı. Hatta dünyaya yaraşır bir Adem ve ademoğlu yarattı. Hal böyle olunca insanda, yönetme ve hükmetme konusundaki üstünlüğünü anladı da, diğer canlılardan farkını bir türlü anlamadı. Allah insanlar da dâhil her canlıyı yiyin, için, zevki sefa içinde yaşayın diye yaratmadı ki!
Her canlının bir sorumluluğu bir görevi vardı. Her canlı kendi yaratılış gaye ve özelliğine göre hareket etme zorunluluğu vardır. İnsan et, kemik ve ruh’tan yaratılmıştır. Yani maddi ve manevi yönü vardır. Her zaman deli ve veli olabiliriz. İnsan, çok dikkatli olursa aradaki çizgiyi iyi ayır edebilir.
Biz dünyadaki hayatımız boyunca et ve kemikten oluşan bünyemize yani vücudumuza hizmet etmeyi görev ediniriz. Birde bu vücudun nefsi arzuları diye tarif ettiğimiz isteklerini karşılarız. Bunları yapmadığımız müddetçe kendimizi ya hasta ya fakir, ya da yaşamasını bilmeyen biri olarak nitelendiririz.
Ama hiçbir zaman ruhumuzun ihtiyacı olan, başka bir değişle organlarımızı bize veren Allah’ın veriş gayesini bilmeyiz. Böyle olunca maddi anlamda her şeyi bilen, elde eden, ihtiyaçlarından daha fazlasını kazanan, sağlıklı insanların mutlu olacağını zannederiz. Bakarız ki mutlu değiller. Sonra lafı hemen yapıştırırız:
-Zaten bu dünyada her şey yerli yerinde değil ki!
Halbuki olay böyle değil. Dünya da mutlu insanlar da var, mutlu insanların kurduğu ve yaşattığı bizim “Saadet Devri” veya “Gül Devri “ diye nitelendirdiğimiz bir “Asrı Saadet” devri de var. Peki, bu dönemlerde yaşayan insanların psikolojileri ve stresler yok muydu?
Allah’ü Teâlâ insanların maddi eksiklik ve hastalıklarını tedavi yönünde nasıl derman verdiyse, manevi konulardaki eksikliklerini ve bunalımlarına derman olarak da din göndermiştir.
Unutmamak gerekiyor ki, Allah’ın mükemmel bir şekilde yarattığı dünya ve üzerindekilerin hayatlarını idame ettirmeleri ve mutlu bir hayat sürebilmeleri için en küçük bir aksaklık bile yoktur. Bütün çıkan ve çıkacak olan maddi ve manevi eksiklikler insanoğlunun kendi hata veya eksikliğindendir.
Maddi vücudumuzun her isteğini karşıladığımızda ki huzur eksikliği, bir yanım boş kaldı diye tarif ettiğimiz zamanlardaki boşluğumuz, sevgilimizin olmamasını ne kadar çok benziyor. Sevgilisi olmayan insanın neler yapabileceğini bütün insanlık biliyor.
İşte günümüzün vebası dediğimiz bozuk psikolojinin tek sebebi bir yanımızın boş kalmasıdır. Bu yanımızı Allah’ın emrettiği ibadetlerimizi yaparak doldurabiliriz. Herkes bilir ki bir iyilik yaptığımızda, ibadet yaptığımızda, verdiğimiz sözü yerine getirdiğimizde gönül rahatlığı ile yaşayabiliriz. Bunun tersi bunalımdır. Bozuk psikolojidir. Aile geçimsizliğidir.
Kardeş kavgasıdır. İntihardır. Geçim sıkıntısıdır. Alkoldür, kumardır. Sabaha kadar eğlenip yine mutlu olmamaktır. Onlarca kişinin arasında kendini yalnız hissetmektir. Çevrendeki kişilerden haberdar olmamaktır. Daha doğrusu insanlığını unutup başka canlılara transfer olmaktır.
Manevi tarafımızı aç bırakmamak, yaratılış gayemizi unutmamak, karşımıza çıkan her türlü zorluk ve olumsuzluklarda kadere karşı çıkmamak, Allah’ın kaldıramayacağımız yükü yüklemeyeceğini bilmemiz temennisiyle hepinize mutlu ve stressiz günler diliyorum.
Muhabbetle!..
[email protected]
03.02.2013
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
güzel bir yazı olmuş hocam yüreğiniz dert görmesin ...evet asrın hastalığı olan stres bütün hastalıklarinda tek nedeni bence insan her şeyi içinde yaşayıp zamanla büyütür ve dolayısıyla psikolojisi bozulur bu da telafisi bazen mümkün bazende asla çözüm olmayan hastaliklara neden olur başta kanser gibi.....oysa dediğiniz gibi rabbim hiç bir şeyi nedensiz yaratmadı bütün başımıza gelenler O nu anmak amaçlı ......inşallah Allahı daha çok analım ki sağlık sıhhat bulalım ...