- 871 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEN KİM,HOVARDALIK KİM
Yaş iyice ilerlemiş.İyiyi kötüyü seçebilir bir yaşa gelmişliğin yaşantısındayım.Az çok kime nasıl davranıp kimlere karşı nasıl hareket edebileceğimi bile bilen bir çağdayım.Gençliğimde ki mazimle övünmek gibi olmasın ama hiç kimsenin tavuğuna kışt,köpeğine oşt demiş bir insan değilim.Her zaman konu komşularımın yanında bu hareketlerimle övünmesemde gurulanabilirim.Her zaman arı namusu en yüksek seviyede görmeye,arın namusun insanlıkca çok
kötü, kötüden de beter çok acı bir hal olduğnu anlıyordum. Namussuzluk kötü birşey olduğunu her zaman yeren kötüleyen de biriyim hani. Ama ne demiş atalarımız,
----Yanılmayan bir Allah.İnsanoğlu için yanılmamak mümkün değil.Elbette her insanın yaşamında yanılmışlığı muhakkak olmuş olacaktır.Tabiatıylada yanılmışlığın hem caza bakımından hemde zarar bakımından büyük olduğunu herkes gibi bende biliyorum.Bunun için bu yaşıma kadar hep yanılgıya düşmemeye çok dikkat etmekteydim.Ama olmadı işte yanılmış, feci bir hale düşüvermiştim.Ama bu kadarıda çok fazlaydı.Zaten yanılıp suçlu olmanın bir ayarı yok ki.Yanılmışlık muhakkak zarar olduğu kadar birde yüz karalığına damga vurabilirdi.
İş yerinde çalışıyorum.Bir ara cep telefonum çalar gibi oldu ama fazla sürmedi kesiliverdi.Genede bakmayı ihmal etmedim.Baktım o an hatırlayamadığım bir cepten aramışlar.Belkide istemeden benim cebi aramış, belkide sonradan vaz geçmiş de olabilirlerdi hani.Zira en fazla iki kez çalar gibi olmuş ama Fazla sürmeden de kapatmışlar dı.
O anda da işimin pek sıkı bir yanı yoktu.Durdum durdum duramadım.Şu beni arayan kimdi,en azından öğrenir meraktan kurtulabilirdim.Ve açtım telefonumda ki numarayı,telefonun üçüncü çalışından sonra telefon açılıp,
---Aloo buyrun, alo diyen kişi bir hanımdı,bende,
---alo iyi günler,
---iyi günler Irza abi,
---İyi günler gülşen,senmisin beni arayan ?,
---hayır seni aramıyordum, yanlışlıkla senin numarana dukunmuşum.
---ne demek dokunmuşum,arasan n’olurdu,yasakmı beni araman ?.
---Yasak değil de gerek olmadığı zaman lüzumsuz olur diyorum da.
---Bence hayattta lüzumsuz diye bir şey olur mu?.Bunu da sen mi çıkardın lüzumsuzmuşşş diye.
---Irza ağbi sen neredesin şimdi,
---Nerde olacam elbette iş yerinde çalışıyorum.
---Eee bak sen nerdesin ben nerdeyim ,seni arasam ne fark eder.Aradığım zaman hiç olmazsa bir faydası olur da ararırm.
---Ammada yaptın haa,hep faydan için mi aranır insan sade ?.
---Ya niçin arayayım faydam olmadıktan sonra,
---Yaa hiç olmazsa bir dertleşir,iki lafın belini kırmış olamazmıyız yani.
---Ya ağbi karşı karşıya olmadıktan sonra telefonla konuşulanın değeri olmaz ki,
---Demek bu şekilde konuşma senin için faso fiso,öylemi ?.
---öyle olmasa da öyle sayılır.
---İyi o zaman bana bir rendevu verbilirmisin,şöyle karşı karşıya bir çay içip iki lafın belini kıralım.
---Bilmem böyle bir şeyi hiç düşünmedim ki
---yahu fazla düşünecek bir taraf yok.Şöyle sakin bir yerde buluşur olur biter.olmaz mı ?.
---Bilmem ki,
---Bilirsin bilirsin,yeter ki gönlün ola,Ya fazla bir zaman istemiyorum,bir saat kadar olsa yeter de artar bile.
---Pekii nerede buluşmamızı düşünüyorsun ?.pratik olarak o anda aklıma ilk gelen yerin adını fısıldadım,
---Hanı falan yolun sağında ki mac donnanda ne dersin,hem sana da yakın sayılır.
---Pekii ne zaman ?,
---Perşembe günü saat onaltı sularında.saat onyedi de evimize gideriz olmazmı ne dersin ?.
---Valla ne diyeyim,güzel hatırın için kabul ediyorum.ama unut ma o anda tanıdıklarımız olursa sakın yan yana gelmeyelim.
Lafı daha fazla uzatmadan telefonu kapattım.Kapattım ama,boncuk bulmuş çocuk gibi de sevinçliydim.Hiç ummadığım bir zaman da hiç beklemediğim kişiden bir rendevu koparmıştım.Hatta benim bu sevinç dalgam o kadar dışa vurmuş ki yanımda beraber çalıştığım arkadaş bile hissetmiş olacak ki
---Ne o Irza bakıyorumda telefonu mutlu kapattın,yoksa öteki uçtaki alavere dalavermiydi yoksa ?.
---yok be arkadaş hani nerde o şans bende,bizim yakın komşulardan biriydi,canı sıkılmışta.
---Ya ben sana komşunun uzağını yakınını sormadım ki. Elbette komşundu ama bu komşu hanım komşu da olamazmı yanii ?.
---Yok canım falan kesti deyip savuşturmaya çalıştım.
O gün hep o hayallerle çalıştım iş yerinde.Güzel güzel hayaller hayalledim.Bol bol sohbetler düşledim.bilmem neler hayallemedim ki.o rendevu gününe kadar.
O perşembe sabahı başımda ki şefime söyledim öyleden sonra saat dörtte rendevumun olduğunu,bunun için bugün saat üç buçukta işi bırakacağımı.
Sağ olsun o da fazla üstelemeden olur git dedi.
Saat üç buçuğa gelirken takımlarımı toblayıp soyunma yerine geldim.Soyundum giyindim,kimseye fazla bir şey demeden oradan ayrıldım.Bu rendevumdan dolayı da o gün daha değişik giyinmiştim.Arabama atlayıp doğru bir çicekciye uğrayıp bir demet güzel tarafından çicek aldım.On-onbeş
dakikalık bir yoculuktan sonra rendevu yerine geldim.Arabamı parkın bir uc kenarına park ettim.Park’a şöyle bir göz attım,parkta fazla araba yoktu.Beş on araba vardı,onlarda sağa sola çekilip park edilmişlerdi.
Arabadan iner inmez şöyle üstümü başımı düzelttim.Kendime bir güzel çeki düzen verdim.Arka koltuğun üstündeki çicekleri aldım,aldım ama alır almazda beni büyük bir heyacan sarıverdi. övünmek gibi olmasın ama ömrümde ilk defa böyle bir rendevuya gidiyordum.Yalnız tek tesellim rendevulaştığım kişiyi evvelden tanıyor biliyordum.acaba diye düşündüm ya da bir yabancı olmuş olaydı demek ki daha başka türlü olaçaktım,heyacandan bayılırmıydım ki diyede bir korku belirmişti içimde.
Sonra sakin sakin lokantanın giriş kapısına doğru yürüdüm.Bir yandanda sağa sola bakıyordum,acaba tanıdık bildik biri varmı ki diye.Hatta arabaları bile incelemeye çalıştım o yürürdüğüm esnada, ki içerde tanıdıklarım dan birine rastlarmıyım ki diye.Ve o esnada Gülşenin arabası gözüme ilişti.Arabayı görür görmez heyacanım bir kat daha arttı.Demek ki gülşen sözünde durmuş benimle buluşmaya razı olmuş ve burayada gelmiş.Heyacanımın son safhasında açtım lokantanın kapısını.Şöyle alel acele sağa sola bir göz attım.İçerisi fazla kalabalık değildi.Genede sağda solda masalar oturmuş insanlar vardı. tek başına olanlar, bir kaç kişi olanlar herkesler masalarında oturuyorlardı. Kimiside ayak üstü tezgahtarda bir şeyler alma telaşı içindeydiler.
Önce tanıdık biri varmı diye tekrar içeriyi bir fırsat kolaçan ettim.Tanıdık bir sima göremedim.Biraz ferahladığımı hissettim.Yalnız orta masanın birirnde bana yönü dönük birinin oturduğunu gördüm,gördüğüm kişi bir hanımdı zira başı örtülüydü.Fazla ilgimi dağıtmadan gülşeni aradım. Görememiştim masalarda gülşeni.Gözlerimle bulmaya çalıştım,hayret hiç bir masada gülşen görünmüyordu.Tam bu sırada lokantanın karşısında ki küçük kulvar gibi yerde gülşeni gördüm. Onuda, bana el salladığını fark edince gördüm. Görünce sevindim.Bir kat daha heycanlamdım.
Yavaş yavaş ona doğru yürüdüm.baktım gülşende bana doğru geliyor. İkimizde birbirimize doğru yürüyüp gelirken,tama orta masada başı örtülü hanımın yanına geldim,gözlerim sevinç içinde gülşenin gözlerinin içine bakıyordum.Hiç sağa sola dikkat etmeden ,
---Merhaba gülşen,dedim gülşen güler yüzle,
---Buyrun Irza abi gel şöyle oturalım değip beni yan tarafta ki masaya çevirdi.Dönmemle karşımdakini görmem bir oldu.Oldu ama tam oldu.Hani yanından geçipte tekrar yanına geri dönüp karşımda göz göze geldiğim kişi,benim dünya Ahret eşimdi.
YORUMLAR
Baltayı taşa vurma,gel de şaşırma yüzsek derece dönüş bu çiçekleri sana aldım karıcığım buraya girdiğini görünce geldim..
Tebrik ederim saygılarımla.
Ahmet Tınmaz
"Ben kim hovardalık kim"yazıma yazdığınız güzel ferahlatıcı yorum için teşekkür eder,saygılarımı sunarım...