- 1614 Okunma
- 10 Yorum
- 1 Beğeni
Kıssadan Hisse-1
Memur olarak işe ilk girdiğim zaman, çalıştığım kurumun bulunduğu yerleşkede bir uygulama vardı. Bu uygulamada sadece bizim birimle ki birkaç bin kişilik bir birimdi uygulanan bir sistemdi. Memurun moral ve motivasyonunu artırmak daha verimli çalışmasını sağlamak adına her ay maaşlardan küçük bir miktar para kesilmesine karar verilmiş. Toplanan parayla küçük altın alınıyor ve bunun yanına da bir takdir belgesi konuluyordu, sırayla belirlenen personele takdim ediliyordu. Büyüklerimiz bu kararı alırken istisnasız her personele verilecek diye de duyurmuşlar. Ben işe başladığım zaman bu sistem vardı zaten bana da kimse sormadan maaşımdan belirledikleri miktar kesilmeye başlanmıştı bile.
Yine bu taltiflerin verildiği gün çatlak sesler çıkmaya başladı. Ben henüz fikir yürütecek kadar farkında değildim olayların. Sordum tabii ki nedir bu çatlak sesler. Öncesinde isimler evrakla duyuruluyordu ki ödüllerin verildiği amfide hazır bulunulsun diye. Evrak dolabından mesul eski memurlar konuyla ilgili eski evrakları çıkardılar tutuşturdular elime bakayım diye. Sistem ilk kurulduğunda yolunda gibi gitse de uygulama, sonrasında işin rengi değişmiş koskoca birim aşağı yukarı hep aynı isimlere çalışmış.
Bunun nedenini sorduğumda, “Uygulama amacından saptırıldı kötü niyetli amirler ve kötü niyetli çalışanlar sayesinde bu taltif olayı ne kadar yağ çekersen o kadar ödüllendirilirsin olayına dönüştürüldü” dediler. Bu sistemle uğraşacak ayrı bir birim olmadığından taltif edilecek kişilerin isimlerinin bildirilmesi işini amirlere vermişlerdi. Aslında tüm personele verilsin motivasyon olsun diye yola çıkılan bu sistem amacından saptırılmış ve ne kadar yağ çekersen o kadar ödüllendirilirsin olayına dönüştürülmüştü. Arada bir de olsa hakkıyla alan olmştu bu da sus payıydı galiba. İşin doğrusu hakka gelince madem o topluluğu biz oluşturuyorduk ve madem hepimizden bir para kesiliyordu hiçbirimizi atlamamaları lazımdı. Daha eski ve birazda deli bir arkadaşımızın söylediği “Kızım dilin kahverengi değilse hayatta hiç kazanamazsın işte bak bunların dili hep kahverengi” sözünü hiç unutamam.
Uzun lafın kısası arada bir hak yerini bulsa da karakterin ve insanlığın ederi küçük altınmış şu an piyasası ne kadar bilmiyorum. Eğer karakterinizden ödün vermiyorsanız ederiniz ne mi? Bir pul. Arada hak ettiğini alan vardı demiştim ya onlardan bu haksızlığa sessiz kalanların ederine gelince benim gözümde ne altın ne pul bedavalar..
Eğer karakterinizi satışa çıkarırsanız her toplulukta bir ederiniz oluyor. Sürüye dahil olursanız kurtta kapmıyor. Siz siz olun sürünün ortasından gidin ki yem olmayın kurda kuşa. Kıssadan hisse anlayana.
YORUMLAR
her kurumda yaşanan ve amirlerimizin es geçtiği bazı kendini bilmez insanların sırf ayrıcalık yaratmak için baş vurdukları bu yönteme her zaman karşı olmuşumdur. hak yemek belki o an için çekici olabilir ama bunun arkası da var. "Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" ...nesir benim en çok sevdiğim dallardan biri kaleminiz deki sadelik ve anlaşılırlık çok güzel kutluyorum arkadaşım.. saygılarımla
Yağcılar, işini bilen uyanıklar ve buna tamah eden zihniyetler oldugu sürece altınlar hep haketmeyene gitmekte ne yazık ki. Orta yolu bulup politik olabilme becerisine sahip olmak gerekli olan bu devirde kurda kuşa yem olmamak adına, kesinlikle katılıyorum size. Ne yazık ki doğrucu mahmudlara kimse itibar etmiyor hem özelde hem is hayatında...:(
Yüreğinize, emeginize saglik dost kalem
Kutlarım cani gönülden
Sevgilerimle
yakamoz deniz
Değerli kalemdaşım; yıllardır bu gibi yüz kızartıcı durumları gördük, aslında en önde gelen yanlışlıklardan biridir bu belirttiğiniz haksızlığa uğrama durumu ayrıca kimin davuluna çalarsan ödülü ondan alıyorsun misali yapıldı bunlar, Rabbena hep bana zihniyetiyle yürütülüyor işler, siyasi arenadada aynı değilmi, memleketi yönetenlere hoş görünürseniz evladınız işe girer, bir devlet dairesinde işiniz hemen yapılır, parti referansı varsa elinizde size kahve ikram edlererk kısa sürede halledilir işiniz, ama yoksa elinzde bir şey günlerce beklersiniz, velhasıl kokuşmuş bir beyinler topluluğundayız, haklı değşiklik ne zaman olacak derseniz? hiç umudum yok.Sevgiyle kalınız
yakamoz deniz
Sayfaya düşen hoş ve anlamlı bir yazıydı bu fikir hoşuma gitti yarım altın hesabı sevğilerimle:))))))))))))
yakamoz deniz
Yazı çok güzel..bir zamanlar maaşla ödül vardı. şimdi var mı bilmiyorum.Maaşla ödülü kimlerin aldığı malum..vallahi sıraya giriyorlardı..bu sene Ali, seneye veli,öbür sene Ayşe..sıra belli yani...yazının sonunda bir kahkaha attım...kurda kuşa yem olmakta var değil mi?sevgiler kızım...
yakamoz deniz
merhaba...
yıllarca görevim gereği "maaşla ödül komisyonunda" bulundum, benzer durumlara orada da raslıyorduk. Genellikle bilinçli,uyanık olmayan amirleri, eski personel uyutmakta. Amir adil, temkinli ve uyanık olmalıdır. İnsiyatifi kendi almalı, personelini tek tek kontrol etmelidir. Birimi ile ilgili mevzuatı çok iyi bilmeli, şeflerin yönlendirmelerini karşı tedbirli olmalıdır...
Dürüstlük her zaman değer olsa da, bazen arada kaybolanlar yok değil. Bu da sistemin laçkalığından kaynaklanmakta...
İlginç ve güzel bir anıydı....
tebrik ediyorum efendim...
yakamoz deniz
Aslında anı paylaşımından çok toplumumuzun her alanına sirayet etmiş haksızlık ve kokuşmuşluktan şikayet yazısıydı bu. Teşekkür ederim değerli katkınıza saygılar
Güzel bir yazıydı, kutluyorum... Bu durum her toplulukta her kurumda neredeyse aynı... Toplum olarak köklü bir değişim olması lazım, düşünce yapılarımzın değişmesi lazım...
yakamoz deniz
Tesekkur ederim Ahmet bey bu yaziya sessiz kalmadiginiz icin cunku hak adalet ve adamlik diye gecinenlerin cogu biliyorumki buna sessiz kalacak tsk.ler tekrar koyunlara dahil olmadiginiz icin. Dostluklarda kalin saygilar