- 638 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BELKİ BİR GÜN
Bu iki seven insanın hikayesi
özlem dolu iki seven insan
yürekleri sevgi dolu iki çılgın
iki deli
iki aşık
iki sevgili
,öyle bir sevgi ki bu Ölümüne sevdiler…
Boğazın hırçın dalgalarını seyrederken sevdiği kadını düşündü.. Yaşadığı mutluluğu, hayallerini, umutlarını hiç bitmesini istemediği düşlerini yarınlarını…
..belirli belirsiz dudağında bir gülümseme belirdi mesleği gereği sıradan başlayan bir arkadaşlıklığı hiç ummadıkları bir şekilde yön değiştirmiş ikisinin de yüreklerinin ta iç köşesinde sakladıkları duyguları birden bire gün ışığına çıkması kader mi yoksa sevginin gücümü her ne olursa olsun duygularını karşılıklı olarak anlata bilmişlerdi ya gerisi önemli değildi artık sevgi dolu iki çılgın insana dönüşmüştü .
Bunca zaman birbirlerine olan karşılıklı duygularını bir türlü anlatamamışlar sadece kendi yüreklerinde gizli bir yerde saklamışlardı. Elleri titreyerek telefonu kapattı sendeleyerek masaya yanaşıp koltuğa bir boş çuval gibi bıraktı kendisini. Bütün benliği altüst olmuş tarifini bile kendisinin yapamayacağı bir karanlık içerisinde buldu. Beyni uyuşmuş kendisini toparlamaya çalıştı son bir gayretle direnmeliydi, kendisi için değil onun için oysaki hayatın acı yüzünü bir kere daha görmüştü, içindeki o dalgalanmaları korkularıyla tekrar karşılaşmak istemiyordu. Karanlığa dalmışçasına kendisini boşlukta hisseti artık ufacık bir umut dahi kalmamıştı kendisini hayatın kollarında tutacak yaşamaya dair ne varsa istemiyordu artık. Bu öyle bir sevgiydi ki ayrılık acısının insanlarda derin onarılmaz acılar bırakacağının bir kanıtıydı, ya kendisinde oluşan telafisi imkânsız acısını hangi şekilde tarif edebilirdi. Aklından bir türlü çıkaramadığı bu sevgi için aşşşşşk adlı yazıyı yazmamışımıy dı ya o sevdiğime başlıklı şiiri aşk böyle bir şeydi işte.
Kendilerinde onarılmaz yaralar açacağını bilmelerine rağmen karşılıksız sevmektir. Gözünde iki damla yaş belirdi o koca cüssesi altında içindeki o büyümeyen büyütmek istemediği çocuk kalbiyle derin derin iç geçirdi ,sevmenin kutsal bir şey olduğunu aşk,sevgi delilik hepsi iç içe hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı,neden .. neden..neden
Kendisini girdabın içerisine bıraktı, aslında hayat ondan intikam alıyordu suçu delicesine sevmek olan bu insandan.
Ya karşı tarafın içerisinde bulunduğu durum kendisini kinden farklı değil fazlası var eksiği yoktu adeta yemeden içmeden kesilmiş kendisini yatağa mahkûm etmişti, beyni ayaklarına hükmedemiyordu. doktorların çabası bile işe yaramamış uygulanan onca tedaviye cevap alamamışlardı ,bilmiyorlardı ki , hastalıkla bir ilgisinin olmadığını yürek acısının kendisini nasıl dağladığını….
Artık yok yoktu ne hayatında nede çok sevdiği şehirde, kendisinden kilometrelerce uzakta yeni bir hayatın başlangıcında ne kadar tat alacaktı ne kendisi biliyor ne de o biliyordu.
Hep birbirlerini düşündüler eski günlerini düşündüler bir o kadar yakın bir o kadar uzaktılar, biliyorlardı ki ikiside ölene kadar birbirlerine ait olduklarını her yeni sevgilide bu aşkı aradıklarını yâda kendilerini bu ölümüne aşkın gölgesinde kalmasını istercesine yüreklerinin derinliklerinde halen bir birini seven
İki âşık
İki deli
İki sevgili
İki dost olarak
Kalacaklarını biliyorlardı
Bir gün ama bir gün mutlaka gene bir araya geleceği günü bekliyorlardı yüreklerinin derinliklerinde kendilerinden bile sakladıkları sevgileriyle Çok sevdiği delim dediği kişiden bile, şu an çıkıp gelse ben geldim dese
Deli yüreğiyle hıçkıra hıçkıra ağladığını görmedi bile sevdiğini.