- 768 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Harşıt'ın Gözyaşları
Şubat’ın 3 ü Ankara’ın ayaz bir gecesi, karda yağmıyor. Soğuğun da hatırı sayılır. Giresun’dan gelen fındıklar vardı, kırıp temizlemiştim. Fırında bir gùzel kavurdum. Mis gibi koktu . Dışarısı soğuk ama evim sıcacık çok şükür.
Allahım evsizlere, yakacağı olmayanlara yardım et. Onlar için çook üzùlüyorum. Karın yağmasını çok severim. Seyretmek bana olağan üstü gelir.
Karı seyrederken evsizlerden utanırım !!!
Sıcak fındıkları yerken birden burnuma herle ve pestil kokusu geldi. Bu soğuk kış gecesinde ne oluyor derken.
Zaman tünelinden Ağustos sıcağında Gümüşhane’ye gittim.
Canım memleketim.
Pestil yapmak çok meşakkatler bir işti fakat büyùk bir şölen havasında geçer di.
Anneciğim günler öncesi hazïrlïğınï yapardı. Cevizler kırılır, kabuklarïndan ayrılır suya konur. Fındıklar kırılır temizlenir.
Ertesi gün cevizlerin üstündeki gömlekleri çıkarılır bir yaygı üstünde kurtulur. Ocak üzerinde özel kabında fındıklar kavrulur, ardından cevizler kavrulur. Büyük bir keyifle seyrederim. Anneciğim bana da verir sıcak sıcak büyük bir iştahla yerim.
Kendi bahçemizin mahsulleri. Bilmezdim evveli onların tadını bir daha yakalayamayacağımı !!!
Teknede özel tokmakla, yoksa taşla iri kıyım döver di annem ve kocaman tencerelere doldurur du.
Daha sonraki gün ikindi vakti dut ağaçlarının altına özel örtüleri seçilir güçlù kuvvetli biri bulunur ve dut ağacına çıkarttırılır ve silkelettirilir di.
Birden bire dolular gibi ağaçtan o bembeyaz olgun dutlar patır patır dökülürdü.
Örtünün üstüne şlaapp diye yayılır suyu bacaklarıma sıçrar dı..
Ben dutu tek tek değil avucum dolusu ne kadar sığıyorsa doldurur ağzıma atardım. O ne lezzetti YARABİM !!!
Örtünün üstündekiler tenekelere doldurulur, etrafa sıçrayanlarda tek tek toplanarak diğerlerine eklenirdi.
Annem kazanın etrafını ıslatır ve kül serperdi.
Sorardım ;
Annem neden böyle yapıyorsun?
Kolay temizlensin diye Nazlı’m derdi.
Şimdi neden hiç bir soruma cevap vermiyorsun anneemmm !!!
Sağanak başladı.. Gene bir yumru gibi çöktün sol yanıma annemmmm ağlıyorum, özledim hissede biliyormusun ????
Kaç Ağustos geçti yoksun, dutların kurumuş,cevizlerin kurumuş, fındıkların kurumuş, elmaların kurumuş. Kısaca emeklerin yok olmuş.. Kesmiş çakallar biliyormusun?
Kızdırdılar beni gıtmıyorum artık annemmmm.
Kabristanının taşlarını bile özledim. Her gün gelir öper, mermerlerini siler çiçeklerini sular, sana ahvali anlatïr dertleşir kenarlarını süpürürdüm.
O çam ağacının dallarının arasına koymuştum taşlarını sildiğim toz bezimi. Çeşmenin yanında ve kabrinin başında da su kapların vardı, hani abdest alırsın diye her gün tazeler bırakırdım.
Hem seni hemde memleketimi çoooook özledim anneemmmmm
Bekçi Yaşar amcaya tembih etmiştim gelirken sana benim hizmet ettiğim gibi hizmet edecekti. Yapıyor mu bilmiyorum ki ?
Değerli ustalarım konu anneme kaydı. Bu gece devamını getiremiyorum beni bağışlayın. Sonra olsun mu ?
Saygimla.
Saat:03:25
Nazligelin
YORUMLAR
Duygular seyre dalmış içli içli merhamet dolu kelimlerdi her satırda yazan kalemi yüreği gönülden kutlarım sevğilerimle.................
Nazlıgelin
Tam bir nostalji. Bir yanımız toprağa bağlı ağaçlar gibiyiz.
Çok anlamlı ve gerçek öykünmelri olan bir zazınız var: Böyle bir duygu sağanağında yel adlı şiirimi yazmıştım ben de...
Siz anneniz aklınıza gelince yarım kalmış yazınız. Umarım benim ekliyeceğim şiir bu tıakınıklığınız çözer ve bu güzel yazının devamını yazar içiniz dökersiniz. Dökmelisiniz bana göre.
Bakınız:http://www.edebiyatdefteri.com/siir/551381/yel
Tebrikler, gününüz güzel kalsın dilerim.
Selamlar saygılar...
Şaban Aktaş tarafından 2/5/2013 1:24:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nazlıgelin
Ziyaretiniz bana onur verdi. Saygimla.
Anneler başkadır...
Her anıda konu anneye kayar...
Onlarsız geçmemiştir çocukluğumuz, gençliğimiz...
Annenizin mekanı Cennet olsun Nazlı Bacım.
Benim anneme Allah uzun ömürler versin.
Halen başımızın tacı.
Nazlıgelin
Evet kardeşim ana her yerde, bide babasız büyüdü iseniz !!!
Teyzemin ellerinden öpüyorum.
Desteğiniz için bin minnet.
Saygimla.