- 1061 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİMDİ OKULLU OLDUK
Şimdi okullu olduk
Sınıfları doldurduk
Sevinçliyiz hepimiz
Yaşasın okulumuz
Bu şarkıdaki gibi okullu olalı ne kadar oldu, çook uzun yıllar geçti üzerinden. Liseden mezun olalı yirmi dokuz sene olmuş. Vay be yirmi dokuz sene neredeyse bir ömür, ben yaşlanmışım ya hem de bayağı yaşlanmışım. Şu anda aklıma şu şarkı geldi.
Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler
Şimdi bana yeniden ister misin? Deseler
Tek bir söz bile söylemeye hakkım yok.
Meğer hakkım varmış. Kaybolan yıllarımı veren olmaz ama öğrenciliğimi geri verdiler. Evet otuz yıl diyelim yuvarlayalım bir yılın hesabını mı yapacağız üç günlük dünyada. Otuz yıl sonra sizi öğrenci yapalım dediler. Düşündüm acaba olur mu? Yav ben okulda çok yaramaz haşarı öğrenciydim. Bu yaşta haşarı, yaramaz, muzır olsam ‘’kadına bak bu yaşta yaramazlık yapıyor, ayıp valla yakıştıramadım’’ derler diye de çekindim açıkçası. Okul yıllarımda yaramaz, muzır öğrenci olsam da çalışkan ve akıllı öğrenciydim. Yıllar geçti, yaşlar gitti eski zeka ve akıl da kalmadı, ya kafa derslere basmazsa madara olmakta var işin içinde. En kötü tarafı çocukların gözünde ‘’ya anne bize çalış,çalış dersin nasıl kolaymıymış öğrenci olmak. Birde ben öğle zeki böyle akıllı şöyle çalışkanım derdin gördük senin zekanı anne’’, diye dalga geçerlerse. En kötüsü de çocukların gözünde küçük düşmek. Bir yandan da içimde gitmiyor değil hani. Kara tahta (artık rengi kara değil, beyaz olsada), tebeşirin iç gıcıklayan sesi ve okulu kırmak için ateşim çıksın diye içtiğim tebeşir tozu,(artık kalemleri çıkmış), sıralar, sınıf, defter, kalem, kalemtıraş, silgi tam bir nostalji yaşıyorum. Bunlar için öğrenci olunur dedim ve öğrenci oldum.
Nasıl mı öğrenci oldum? Batıkent de, İşkur’a bağlı Teknik ve Meslek Edindirme Kursu açıldı. Dünya Bankasının finase ettiği, ara eleman edindirme kursları, kurs süresi yaklaşık 5 ay ve kurs bitiminde sertifikanın yanı sıra kurs kontenjanının %36 lık başarılı öğrencileri işe yerleştiriyorlar. Evvelallah ilk ona bile girerim, o konuda kendime güvenim tam. Bende Lojistik kursuna yazıldım. Lojistik nedir diye bilmeyen var ise hemen söyleyeyim. Askeri bir terimdir. Geri destek demektir. Halk arasında ise kısaca, malın üreticiden son tüketiciye kadar ulaştırılması ve bu ulaştırma süreci içinde yapılan hizmetler, araçlar demektir.
Kursa katılmak o kadar kolay değil. Birkaç görüşmeden sonra kursa kabul edildiğimi ve yarın gelip başlamamı bildirdiler, heyecanlandım hem de çok heyecanlandım. Oğlumun tembelliği burada işe yaradı neredeyse bütün defterleri birkaç sayfası yazılmış geri kalanı boştu. Oğlumun tembelliği işe yaradı, defter, kalem, silgi gibi kırtasiye masrafından kurtuldum. Ailesinin ekonomisini düşenen düşünceli oğlum benim.
Sabah erkenden heyecanla uyandım. En güzel ve ciddi kıyafetimi giydim. Okul önlüğüm olsa giyip giderdim herhalde. Okula son gittiğim yıl 1984 Haziran ayıydı ve 17 yaşındaydım. Şimdi ise 2013 ve yaşımsa neyse yaş önemli değil. O zamanın kalın askılı lacivert lise formalarını hatırlayanlar vardır belki ve içine yazın beyaz gömlek kışın ise balıkçı yaka beyaz kazak giyerdik. Evde lacivert elbisem olsa giyip gidecektim içine de beyaz balıkçı yaka kazak giyerdim. Çok güzel ve değişik olurdu, nostalji yaşardım ama öyle bir elbisem yoktu malesef. Yine benim çalışkan oğluma aldığım ve eskimesin diye kullanmadığı okul çantasını aldım. İçine bir kareli, birde çizgili harita metot defteri, kurşun kalem, tükenmez kalem, silgi, kalemtıraş, maalesef almak zorunda kaldığım yakın gözlüğüm, mandalina, elma, armutumu da çantama koydum. Meyveyi çok severim. Çantamı çalışkan öğrenciler gibi sırtıma takıp okul pardon kurs yolunu tuttum. Kalbimde sanki baharda çiçek tarlasına hucum eden kelebekler var. Pırpır ediyorlar, sanki onların kanat çırpışları beni hafifletip uçarcasına kurs binama gittim.
Bizi kantinde topladılar ve sınıflara ayırmaya başladılar. Her ismi okunan sınıfını öğrenip sınıfına gitti. Ben ise kelebekler kalbimde ve midemde senfoniler bestelercesine kanat çırpıyorlardı. Nihayet adım okundu, ‘’Eray Sarıkaya 3L sınıfınız üst katta’’, dedi sayın sekreterimiz. Ben tabanlarım popoma vura vura üst kata çıktım. Baktım bir kapının üzerinde 3 L yazıyor (3 Lojistik), heyecanla sınıfıma girdim. Ben gibi birkaç bayan daha vardı sınıfta. Sınıfa baktım, sıralar, tahta, öğretmen masası vardı. Önden ikinci sırada oturan bir bayan ‘’Buyurun yanıma oturabilirsiniz’’, diyerek yanına davet etti. Oturdum, çocuklarımın veli toplantıların dışında öğrencilik yıllarımdan bu yana sıraya oturmamıştım.
Sıraya parmaklarımla dokundum, sanki gençliğime ait izler arıyordum. Sanki ismimin baş harflerini kazıdığım sıramda oturuyordum. Yıllar sonra öğrenci olmuştum kurs olsa da beni o yıllara geri götürdü. Sanki yanımda oturan tanımadığım kişi birden bire lise sıra arkadaşım Gülsüm’e dönüşecekti. Arka sırada lise arkadaşlarım, Nebahat ve Jale oturuyordu, onun arkasında Ayhan ‘’İİşt Eray soruları yaptın mı’’,diye soracak gibi geldi. Bilal’e söyleyemediği Ralli dedirtmeye uğraşacak ve o gülerek Rali diyecekmiş gibi geldi. Sanki az sonra aşkından pembe gözüksün diye yanaklarımı çimdiklediğim Coğrafya hocam Ali’m, Alişim gelecekti.
Ben bunları düşünürken sınıfa bir bey girdi ve’’Ben Lojistik hocanız Kamber, hoş geldiniz arkadaşlar’’, dedi. Hocamız kendini tanıttı, emekli PTT de müdürdü. Biz kendimizi kısaca tanıttık ve yanımda ki sıra arkadaşımın Çankırılı olduğunu söyleyince, ‘’Allahım burada da beni Çankırılı buldu. Yarabbim neydi benim günahım, nerede nerede ben nerde yanlış yaptım’’, diye şarkı söylemeye başladım ama biraz yüksek sesle söylemişim ve herkes duydu gülmeye başladı. Böylece sınıfta Çankırılı düşmanı olarak nam saldım. Çankırılı arkadaş her ne kadar ben Ilgazlıyım dese de yinede Çankırı’nın ilçesi olduğundan benim Çankırılılara karşı yoğun sevgim azalmadı. Ama şimdi Ilgaz’ın Çankırı ile ve Ilgazlıların Çankırılarla bir ilgisi ve benzerliklerinin olmadığını öğrenmeye başlıyorum. İnşallah yanılmam.
YORUMLAR
Sen bu okulunda altını üstüne getirirsin arkadaşım. Tüm muzurluğına rağmen başarıyla bitireceğine eminim. Bizde sen yaşadıklarını paylaştıkça gülüp mutlu olacağız.
Çok güzeldi. Kucak dolusu sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Sela ve sevgiler
" Her çiçek mevsiminde,her balık denizinde, her kitap muhtaç olunduğunda,her ırmak etrafı yıktığında güzeldir. Talebelik ise her zaman en güzeldir,öğrenmek isteyene" Zul Mahalettin-i Gavs Kabiren Cavid El- Kamiliyye.....
ne güzel demiş
Selam ile.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Selam ve saygılar
Öğrenciliğin demek ki yaşı yokmuş.Sıraya oturmuşsun ya öğrencisin..Tebrik ederim saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Selam ve saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Ayrıca sayfama hoş geldiniz onur duydum
Selam ve sevgiler