- 892 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mutlu Aile Tablosu Hayal Mi?
Mutlu Aile Tablosu Hayal Mi?
Mutluluğu sadece yuvada yani aile kurumunda aramak ne kadar doğru?
Mutluluğa aile kurumunda doruk noktada ulaşmak elbet ideal. Ve daha mantıklı, daha kolay olmakla birlikte, inanın en zor olanı bu aslında! Demem o ki bazı aile yapısı mutsuzluğun kaynağı olurken bazısı da mutluluk kaynağı.
Aile kurumu tek başına mutluluk sağlasaydı boşanmalar olmazdı. Aile kurumuna saygı ile bakıyorum. Ama aile kurumu tek başına mutluluğu sağlamaya yeterli değildir! Aileyi önemsemeyen sözler ettiğim için benim şahsi durumum merak konusu olur. Ben 30 seneden fazladır evli ve mutlu biriyim. Çevremde sadece aile yapısında mutlu insan fazla gözlemleyemedim. Yazar kendinden ziyade gözlemini yazdığı için beni çokları ayrılmış veya mutsuz biri olarak düşünür. Kişisel durum kişiye kalsın.
Toplumdaki mutsuzluk aile kurumu ile sağlansaydı evlilerin çoğu mutlu olurdu! Din ile de yani aileyi kutsallaştırarak da bu sağlanamıyor! Çünkü insanlar farklı yaradılışa sahip. Farklı istek ve farklı deneyimleri kovalıyor. Farklı hevesleri, arzuları taşıyor! Özgür ortamda insan elbet kendi tercihiyle mutlu olacağı seçeneğe meyleder. Aile kurumunda mutluluğu yakalayanlar için bunun devamını sağlamakta özverili olmalarını tavsiye ederim.
Boşanan dostlarımda gözlemlediğim şu: Boşanmasalar aile kurumları bozulmuş olduğundan mutsuz olurlardı! Boşanınca da mutsuzlar! Çünkü evlilikte oluşan pek çok bağ onları mutsuz edecektir. Eski koca tehdidi veya çocuk varsa onların ortak ilişkileri var! Bilinç olarak gelişmiş olanlar bu sorunları aşıyor. Pek çoğu maalesef aşamıyor! Aile kuracak olanların bu kurumu kaldıracak alt yapısı olmalı. Bireyler aile kurumundan ne beklediklerini önceden hesaplamalı. Aile kurumu içersinde eşinden ne beklediğini tam manası ile bilmeli. Tabi ki eşine ne verebileceğini de bilmeli!
Geleneksel tavır ile buluğa erince evlenilir kanaatiyle alel acel evlenmeyi, büyüklerinin isteği doğrultusunda ( Kocaman oldun artık çoluk çocuğa karış söylemi) evlenmeyi, sırf çocuk yapmak maksatlı evlenmeyi, evleneceği eşi büyüklerin seçmesi (Kırsalda çok görülür, kızı akrabaya verme türü eğilimler.) şeklinde evlenmeyi aile kurumunda mutluluğu sağlayamama nedenleri arasında sayabilirim! Daha başka nedenler de var; tecavüzcüsüyle evlendirilenler, kaçırılanlar, liste uzar gider…
Mutluluğu sadece ailede arayanların aile kurumunun sorumlulukları ve kişisel yükümlülüklerini hakkıyla yapamama durumunda bocalamaları mutsuzluğu da peşinden sürüklüyor. Ekonomik nedenler bile aile kurumunu sarsan önemli bir etken. Tabi ki en önemlisi sevgi ve saygı. Eşler arasında sevgi ve saygı olmadan sadece “Kutsal” aile yapısı birlikteliğin devamını sağlayamıyor! Bu nedenle boşanmalar kaçınılmaz oluyor!
Mutluluğu bizzat kendinde değil de aile kurumunda arayanların hayal kırıklığı neticesinde boşanmaları beraberinde pek çok sorunu da getiriyor! Aile kurumunda mutlu olmadıkları için boşananların pek çoğu boşandıktan sonra da mutlu olamıyor. Onlara bildik nasihati edenler çok olur. Yıkmasaydınız bu kurumu diyen çok çıkar. Keyfinden yıkmıyorlar ki hayallerine ulaşamadıkları için yıkıyorlar! Çokları sonrasında da mutsuz oluyor elbet. Bilinç oluşturanlar ayrı. Mutluluğu bireysel olarak kendi özlerinde arasalardı ne aile ne de boşanmayla mutsuz olmazlardı. Yani mutluluk insanın kendi özünde. Kendi tercihlerini yaşamasında. Bu özgürce olmalı elbet.. O zaman eş de kendi payına düşeni yapar ve mutlu insanlar etrafına da mutluluk saçar. Madeni yüzeyde aradıkları için bulamıyorlar. İnsan kendi derinliklerini paylaşabilirse partneriyle bu sevgili veya eş olabilir. Mutluluğu elde eder. Alel acele evlenenlerden tutun da büyüklerinin isteği ile evlenenlere kadar geniş bir yelpazeyi gözlemledim. Ciddi sohbetler ettim. Sonuç; insan mutluluğu kendi özünde aramadığı için arayışa girer. Zengin koca , güzel kadın peşine düşer. Ya da sadık eş ararlar... Ya da çocuk olsun da eş eve bağlansın derler, bir de çocuk bakarlar zavallı boşanmış kadınlar. İşte hal bu!
Son tahlilde; insanları sadece aile kurumuyla mutlu olacaklarına inandırmak için söylenen tüm “Kutsal” söylemlere dikkat etmek gerek! Mutlu olma arzusuyla ani refleks gösterip dalanların, sonradan üzüldükleri ortama mahal vermemek adına dikkatli olmalı. İnsan tercihleriyle kendini tavsiyeleriyle de başkalarını zora sokmamalı.
İnsan özgür tercihini ve kendi istek ve arzularını, hedeflerini paylaşacağı bir eş bulduğunda evlenirse mutlu olur.
Mutluluk daim olsun. Özde mutlu insanlar çoğalsın.
Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Önemli bir konu güzel yazınız için teşekkürler...
( alıntı )
Nasrettin Hoca bir akşam sokak lambasının ışığında bir şeyler arıyormuş. Yoldan geçen birisi sormuş, hocam bir şeyini mi kaybettin? Evet demiş hoca, anahtarımı düşürdüm. Ne tarafa doğru düşmüştü, ben de arayayım demiş adam. Hoca; burada düşmemişti, öteki direğin altında düşmüştü deyince adam şaşırarak sorar, "iyi de hocam o zaman niye o direğin altında değil de bu direğin altında arıyorsun? Hoca cevap verir, "orası karanlık da ondan."
"Toplumlar da insanlar gibidir, düştüğü yerden kalkar." Özlü sözünde belirtildiği gibi, düştüğümüz yer aile ise, kalkış noktamız da aile olmalı. Önce kaybettiklerimizi tespit edelim.