Soğuk Denizlere Bak
Bir sürü insan tanıyarak büyüttüğün boşluklardan sorumlu olmalısın aslında.Aynı göğün altında yıldızını kaybetmiş birileri daha vardır senden başka.Oysa yeşil sevdaların kırmızı kalpli kutulara koyulduğu devirlerde ister istemez unutulu rbunlar.Kırmızı sevdaların naylonumsu günübirliği çevreler her yanı.
Bir sürü insan tanıyarak kenara köşede sıkışmış karanlık boşluklardan kurtulamadığında tuzlu dudaklar kadar aidiyetsiz kalırsın.Ait olmamanın çok bir gerekçesi olmasada tüm sönen sokak lambaları adına konuşursun bazen yazılarında.Ne kadar çok ait olursan o kadar çok uzaklaşırsın kalemin seni susturduğu anlardan.Yeniden yeniden başa dönüp hem kendini anlamak istersin hem kendi kendini sürüklediğin her yeri ve herşeyi.Mutlaka mutluluk ve mutsuzluk hakkında konuştuğun olacak.Bazen söyleyeceklerini hissetmesen bile on iki tane kalem alıp gittiğin her yerde sarı sayfaları teker teker doldurmak endişesiyle çarpacak ellerin.Senin ellerin ki kalbindeki tüm atışları kendi üzerine alınan bireysel davranan ve seni unutan zaman zaman.Çünkü kalemi aldığında ellerine beynini düşünmeden,kalbini avuçlarına yerleştirerek yazacaksın.Boşluklarla ilgili biraz daha fazla cümle kurmaktan uzak duracaksın.Şekillendirmeden ve en çok kaleme ait olmaktan memnun olarak.Bir sanatçı gibi hissederek başladığın her yazma hilesi seni karanlık bir sokakta adını unutmaya çalışan bir karaktere dönüştürecek.Çünkü insanın kendini afilli cümlelerle anlatmaya çalışması kadar samimiyetsiz bir hal olamaz.
Unutmakla ilgili yazmak isterdim ben oysa şimdi.Unutmakla ilgili veya terk etmekle -çoraplarınla- koşarak belki.Marjinal hayallerden sıyrıldığında ve tamamen yeşil sevdaları kalbindeki doğallığa kavuşturduğunda açılan bir kapıyla olabilir tüm bunlar.Oysa unutmakla ilgili yazman gerekirse.Ya da hissetmediğin ama hissetmek için çıldırdığın durumlarla ilgili.O zaman yazmak daha anlamlı olabilir.Zaten her ifadeye hakim olarak konuştuğunu ve yazdığını sananlar aptallardır.Deliler yazabilir belki her durumla ilgili -hissetmedikleri için mesela.Delilik daha akışkan ve sürerli bir hissiyatsızlık hali.Bir sürü şeyi yaşayıp hissettikten kendi sınırların içinde anlamlandırdıktan sonra hiç tekrar etmeden ve önemsemeden farklı cümlelerle yeniden yeniden yazmak delilik kadar ulaşılamaz bir durum.
’’Rahat rahat dokunduğun birini özlüyor gibisin.’’Senin için söylediğim güzel bir sözdü.Çok sevdiğini ya da gecelerce bunu düşünmediğini biliyorum.Süreklii yazmakla ilgili durumsallıktan uzakta durmaya çalışan biri için daha kutulara saklı şeyler söylemek lazım.Ve ben aslında kaybettiğinde tüm duyguların gözyaşını bunu uzun uzun anlatmak isterdim.Kısa cümlelere bütün duyguları hapseden insanlardan olmak istemedim hiçbir zaman.Kısa cümleler içinde kafiyeler arayan ve kahve eşliğinde balkonunda dostlarına anlatan insanlardan olmak gibi birşey de değil bendeki yazma anlayışı.Zaten kimsenin okumadığı şeyler yazarak ömrümü harcayacak olmamdan gayet mutluyum.Bir şiir bile tutuştuğunda avuçlarımın arasında birkaç sene daha fazla yaşayabilirmişim gibi geliyor.Daha iyisini istesem İğneada da küçük şirin bir ev alıp Heminway’den Farewell to Arms okumak isterdim geceler boyu.İnsanlardan uzaklaşmak muhtemel olarak daha lüks ve daha fazlasını içerir benim için.Beyaz kağıtları sevmeyen insanlar -kesinlikle ben- içinde söylenecek bütün adi sözcükleri unutalım ve ben serileyim uzun bir geceye sense soğuk denizlere bak gece yarıları...
28.01.2013İzmir’de yeni yeni tadına vardığım sessizlikler için