BİR KÜRTAJLA İKİ CAN
Bir türlü anlam veremiyordu Elif.
Her gün harıl harıl çalışan,komşuda oturmayı bile vakit kaybı gören o iş kolik ,titizlik hastası annesi erkenden kalkmış babasıyla birlikte bir yere gitmişler, teyzesi ve çocuklarını erkenden Elifin ve kardeşlerinin yanına bırakmıştılar.
Teyzesine anne ve babasının nereye gittiklerini defalarca sorsa da gerçek bir cevap alamamıştı. Garip bir şeyler olduğunu anlamak çok da zor değildi. Teyzesi hasta yatağı hazırlıyordu.Nihayet öğleye doğru anne ve babası gelmişti. Annesini hemen telaşla karşılayan teyzesi,eniştesiyle bereber hazırladığı yatağa yatırdılar solgun ve yarı baygın annesini.
Elif annesini solgun ve perişan görünce telaşlanmış ,çok üzülmüştü.
Çocuklar hep birlikte annelerine bakıyordular.Daha birkaç saat önce sağlıklı olan annelerine ne olmuş olabilirdi.Elif annesine yaklaşınca ‘’Ne oldu anneciğim sen hasta mıydın ?’’ dedi.Annesinin konuşacak hali olmadığından teyzesi cevap verdi.’’Bir şey yok canım bir gün yatıp kalkacak o kadar’’ dedi.Elifin elinden tutan annesi ‘’Kız sen kaşlarını mı aldın yoksa ‘’ dedi.Kadın narkozun etkisiyle her şeyi değişik görüyordu.Teyzesi atıldı’’Yok abla sen daha kendine gelemedin ondan öyle geliyordur sana’’ dedi.
Gerçekten de narkozun etkisiyle küçücük kızını kaşlarını almış zannetmiş ve hırslanmıştı.İçinden ‘’Ben bu yataktan bir kalkayım sana soracağım ‘’demişti.
Elif bir türlü çözemiyordu annesine ne olmuştu.Bildiği kadarıyla hiçbir hastalığı yoktu.Peki bu neydi şimdi?
Annesini ziyarete gelen kadınları dikkatle dinleyen Elif sonunda annesinin hamile olduğunu ve kardeşini aldırdığını öğrenmişti.
Kalbine bir acı oturmuş tu.Bunu annesine hiç yakıştıramamıştı.Ölen kardeşini sürekli gözünün önünde canlandırıyordu.Onun ölüm aşamalarını ve nasıl acı çektiğini yaşıyordu içinde.Düşündükçe annesine ve babasına öfkesi artıyor ,ikisinden de nefret ediyordu.
Sonunda bu nefret onu evden kaçmaya itti.Anne ve babasına bir mektup bıraktı ve gitti.
‘’Annecim ve babacım !
Aslında size annecim ve babacım demek artık içimden gelmiyor,çünkü siz benim kardeşimin katillerisiniz.İkinizden de nefret ediyorum.Siz ikiniz beraber anlaşıp, kendi çocuğunu öldüren iki canisiniz.
Sizinle yaşamam mümkün değil artık.İkinizden de nasıl iğreniyorum bir bilseniz.Bir anlık bir haz uğruna dünyaya getirdiğiniz masumları işinize gelmeyince nasılda kendi paranızla gidip yalvar yakar öldürtüyorsunuz.
Şimdi düşün anne yaptıklarını düşün .Kardeşim karnındayken doktor denen o cani sana narkozu verince kardeşimin yaşadıklarını düşün.Sonrasını da düşün korkma.Biliyorum zaten sen korkmazsın ,sen cesur bir kadınsındır.İşine gelmeyince dünyayı talan eden cinsinden,bir yumurta pişirmek için dünyayı yakan cinsinden .
Parça parça mı aldılar kardeşimi. ilk bıçak darbesi koluna değdiğinde o çok güvendiği sığındığı sarayında sevgili annesine nasılda kırıldı ne şoklar yaşadı kim bilir?Minicik bedeni parça parça edilirken acı çekmedi mi sanıyorsun.
Sen anne eve ilk gelince teyzeme bu kız kaşlarını mı aldı diye kızan sen,bana kızan sen nede basit şeylerimize kızıyordun şimdi ben sana ne deyim anne ben kaşlarımı bile almamıştım ama sen kardeşimi parça parça kestirip aldırmıştın. Senin suçlarının yanında benim suçlarım nede basitti değil mi?
Sen televizyonda ölen çocukları izlerken sakın bir daha ağlama anne.Otur koltuğunu kur ve ağzından salyalar akarak izle .İnsanlara yakalanmaktan sakın korkma.İçinden geleni yap,nasıl ki kardeşimi öldürttün ve büyük bir problemden kurtulduğunu düşündün ,onları da öyle düşün .Hem kendi çocuğuna kıyan birinin göz yaşlarına kim inanır.Ağla anne ağla artık timsah gözyaşlarını ihmal etme. İnsan annesine babasına da güvenemezse neden yaşar ki.Şimdi hayat bana çok anlamsız geliyor artık.
Nereden bileyim ki bir gün uyurken beni de boğazlamayacaksınız.Sizden artık her şey beklenir.Ben hiçbir zaman bu mantığı kabul etmeyeceğim.Gözünüzün önünde olana kıyamıyorsunuz da ,henüz görmediklerinizi mi katlediyorsunuz. Aslında babamla şöylede yapabilirdiniz.Hepimiz büyüyünce en başarısız ,en hasta ,en sizi üzen,onure etmeyen çocuğunuzu öldürebilirdiniz.Neden korktunuz bilmem ki.O gelince aç mı , çıplak mı kalacaktık.Kardeşim bir anda bizi fakirleştirecek bir canavar mıydı yoksa?Sen belki farkında değilsin ama anne Allah daha gelmeden onun yemeğini hazırlıyor.Benim küçülen kıyafetlerim ile büyüyecekti o.Şimdi ben hep onu merak edeceğim.Bana mı benziyordu acaba?.Nasıl birisi olacaktı,nasıl gülecek ,nasıl öfkelenecekti.?Kız mıydı ,erkek miydi onu bile bilmiyorum.Fakat şunu bil ki her an aklımda ve ‘’Abla’’ diye sesleniyor bana .Sürekli kulaklarımda sesi.
Anne ve baba !
Size artık bu bile fazla ya neyse! Kardeşim yok öldü artık çok mutlu olun.Daha fazla yiyin ,daha fazla gezin.Sen anne altınlar al tak koluna daha iyi yaşa.Benim sizinle yaşamaya hiç niyetim yok.Ben kardeşimle tanışmaya gidiyorum .Ömrünüz oldukça acı çekmeniz için bende gidiyorum.Ben artık beni de sevdiğinizden emin değilim.Hayatımın sonuna kadar sağlıklı ,güzel,başarılı olacağıma size söz veremem.Nasılsa düştüğüm bir anda beni de öldürürsünüz siz .O nedenle iki kere katil olmanızı istemiyor ve hayatıma kendim son veriyorum.Yaşadıkça acı çekin.’’
Mektubu bulan anne ve baba ağlayarak okur bu son haykırışları.Hemen kızlarını bulmak için yola koyulurlar.Evden çıkar çıkmaz bir kalabalığa rastlarlar.Allahım o olmasın ,Allahım o olmasın diye kalabalığa koşan kadın insanları yararak geçer. Maalesef yerde yatan beş dakika önce denizden çıkarılan on iki yaşındaki Elifin cesedidir.
YORUMLAR
Yürükçü
:( İçim ürperdi
Küçücük bir kızın kardeşiyle böyle tanışması... Çok üzücü, çok duyguluydu
Yüreğine, kalemine sağlık Yürükçü,
Selam ve Sevgimle,
Yürükçü
Kıpkırmızı
Keşke olmasa keşke böyle bir yerde yaşamasak ama..
Selamlar,