- 918 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
18 Mİ, 21 Mİ, YOKSA…
18 Mİ, 21 Mİ, YOKSA…
Süleyman ÖZEROL
AKP gündemi değiştirmede oldukça ustalaşmış durumda.
Uluslararası birçok alanda ülkemizin geri sıralara düştüğü, Suriye ile savaşın eşiğine gelindiği, 4+4+4 diye adlandırılan saçma sistemin yer bulamadığı ve uygulanamadığı şu sıralarda yüzde yirmiyi aşan zamlar da yetmiyormuş gibi durmadan gündeme yeni konular oturtuluyor.
AKP seçilme yaşını 18 olmasını isterken, CHP 21 olması gerektiğini savunuyor.
Yüzyıllardır hatta binlerce yıldır eğitimciler ve eğitimbilimciler insanların gelişmelerini incelemişler ve insan gelişiminin üç önemli seyri olduğunu ortaya koymuşlardır.
* Bedensel Gelişim
* Ruhsal Gelişim
* Cinsel Gelişim
Bedensel gelişim adından da anlaşılacağı gibi bendendeki fiziksel ve fizyolojik gelişmeleri kapsar. Ruhsal gelişim daha çok kişiliği ilgilendiren davranışlarla ilgilidir. Cinsel gelişim ise cinsellik konusundaki gelişmeleri kapsar.
Bu üçlü gelişim normalinde insanlarda topyekûn ve paralel olarak gelişir. Ancak zaman zaman birinin diğerlerinin önüne geçtiği ya da gerisinde kaldığı olur. Dolayısıyla bütün bu gelişmeler sonucunda insan kişiliğinin 25-30 yaşlarında tamamlandığı öne sürülür. Bazı insanlarda bu üçlü gelişimde bedensel bozukluklar, kişilik bozuklukları ve cinsel sorunlar yaşanması da olasıdır.
Bakarsınız 11-12 yaşlarındaki bir çocuk bedensel olarak 16-17 yaşlarındaki bir genç gibi gelişmiş, bazen de bunun tersi ile karşılaşabiliriz. Ergenlik yaşının 13-15 olmasına karşın bazı çocuklar 10-11, bazı çocuklar ise daha geç yaşlarda ergenliğe ulaşırlar. Ruhsal durum ve davranışlar yönünden de her insanın kendi yaşının davranışını göstermesi beklenemez. Zaman zaman çocukları yetişkin, yetişkinleri çocuk gibi davranışlara sahip olarak görebilirsiniz.
Zeki, aynı zamanda bilgi, beceri ve deneyim yönünden gelişmiş, yetişmiş gençler elbette ki olacaktır. Bunlardan ise siyasetten çok bilimsel konularda yararlanılmalıdır. Çünkü ülkemize siyaset bilimi işlemediğinden bu iş halkın deyimi ile alavere-dalavere yapma işi özelliği taşımaktadır. Sonra siyaset, adı üstünde “siyaset yapmaya” dayalı bir “meslektir”.
Gençliği yıllardır potansiyel suçlu gören, Beyazıt Meydanında kurşunlatan, çeşitli yererle katleden, Vatan-Milet-Sakarya edebiyatı ile vatan haini ilan eden, yaşını büyütüp asan, ateşe verip yakan, üniversitelerde coplatan, biber gazı ile zehirleyen, dindar yetiştireceğim diye dinini ve mezhebini dayatan sağ düşünce nasıl oldu da gençliğe bu kadar ilgi duymaya başladı dersiniz?
12 Eylül kuşağı yetişti ve emirlerine amade…
Yaşanan yüzde yirmileri aşan zam olayını, çözümlenemeyen eğitim sorununu, onlarca sorunu unutturmak için başka ne yapabilirler ki?
“Ben yaptım oldu”, “Ben yaparım başkası yapamaz”, “Benim dediğim olmalı”, “Benim düşüncem ve görüşümden başkası hiçbir şeydir” gibi benmerkezci, “her şey benim için mubah” gibi bencil, hep bana mantığı ile hareket edenlere ne denmesi gerektiği de ortada; faşist!
Gençlere çekici gelecek, ancak kişilik oluşumunu tamamlamamış gençleri meclise taşıyacak bir düşünce zaten özünde sağ bir düşünce. Çünkü bilimsellikten çok kendi mantığına ve ilkelerine dayalı hareket edenler toplumsal yarardan çok yalnızca kendi yararlarına göre hareket ederler. Gençlerin önü açılacaksa çağdışı düşünceleri gençlere aşılamaktan vazgeçilip bilimsel ölçütlere göre hareket edilmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk, “Bütün ümidim gençliktedir” derken geleceğin Türkiye’sini gençlerinin yolunu gösteriyordu. Bu yolu tıkayan AKP’den değişim ve gelişim beklenebilir mi dersiniz?
19 Ekim 2012, Ballıkaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.