sabahın köründe
nerden aklıma geldiyse, neyse . ..



diyorum ki !
iki yakasından çekip, çekeleyerek
hiç yıkanmamış bir çamaşır gibi ele almalı hayatı...


bazen sille, tokat girişmek lazım diye düşünüyorum...
hatta sıklıkla yapmalı, günde üç öğün aç karnına ilâç alır gibi.


düzden olacak şekilde
kirli paçasından tutup, ıssız bir dere kenarına götürmeli. tokaçla yüzünü gözünü yuğup
arada nida sesleriyle karışık saçlarına dalmalı... bana mısın demesine fırsat vermeden
bir güzel yıkayıp, sökük ağına yama vurarak bitlerden arındırmalı dış etkenlerden korumalı.
kayalıklarda çivit renginde durulayıp, tersini çevirerek tepe aşağı asmalı
işkenceye maruz bırakarak, hıncımızı oh diyerek biraz da olsa almalı...
sonra emniyet güçlerine yakalanmadan
ıslık çala çala
hiç bişey olmamış gibi kaldığımız yerden yola devam etmeli.

keyfim birazda olsa yerine geldi, canım nasıl da çilekli üzeri bol kremalı dondurma çekti... Ayran bulamayınca.
sevgi’ce


not: sadece bir öneridir, katılım ise kanunun bilmem kaçıncı maddesinin yine bilmem kaçıncı fıkrası gereği, dolaylı yoldan suça teşvik etmemek ve şahsi görüş açısına zarar vermemek için serbesttir...