- 1377 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ya Adamım Bak-ma Git
Hep ve her şeyi güzel görmek kişinin içinin güzelliğidir. Hoşgörüsü olanlar en başta duygusal olarak bir kez kilitlenmişlerdir güzelliğe. Bu nedenle bunlara peşin hükümlü de diyebiliriz. Böyle olunca peşin hükümlü hep negatif davranış olarak anılma bahtsızlığından kurtulmuş oluyor.
Güzeli görmek her şeyi güzel görmekle tümden karşıttır. Koşulsuz ve yorumsuz, yalnız ve yalnız görüneniyle güzel olanı herkes gibi güzel gören bakıştır bu. Hani dersek ki; “Bu da az değil!” ben de; “Çok değil. Hatta önemli değil. Hatta fark etmez! Hatta; ya adamım bak git!” derim. Bunda ne bir çaba, ne bir ayrıcalık ne bir emek vardır. Dağa dağ demenin nesi büyüklük?
Çirkindeki güzeli veya tüm olarak çirkini güzel görmek… Vay anam vay… Vay da vay… Vay ben kurban, eller kurban vay… Adam değil, insan değil yeryüzünün adam kılıklı melekleridir bunlar. Bunlar bireyler, toplumlar, uluslar malzemesinden örülen dünya ve insan binasının haçlarıdırlar benim babam. Çirkine bakacaksın ve yalnızca sen “Güzel” diyeceksin. Çirkindeki güzellikleri, çirkinde kimselerin göremediği güzeli göreceksin. Ve çirkine güzel dediğinde kimseler karşı çıkmayacak seninle hem fikir olacak. Hatta bazıları senden öte, senin güzel dediğin herkesin çirkinini güzel olarak bangır bangır bağıracak. Yoksa; "Ya adamım bak -değil bakma- git."
Dostlar, bir deneyin. Yaşınız, eğitiminiz, yaşam felsefeniz ne olursa olsun bir deneyin, çirkinde güzeli görmeyi. Davranışlar kişinin elinde tuttuğu dizginler ya da direksiyon gibidir. <Artık bizden geçti,/ Can çıkmadan huy çıkmaz, /Ağaç yaşken eğilir>, kalıpçılığını bırakın bir kenara. Elinizdeki, kaynağı siz olan duygu ve davranışlarınızın dizginlerini iyi kullanın. Bir yere gidip gitmemek, bir sözü söyleyip söylememek, bir davranışı bir duyguyu uygulayıp uygulamamak kabalarını yontarsak aynı şeylerdir ve istendik eylemlerdir.
Âşıklar kaypak mıdır ki bir şiirde kara gözler, başkasında ela gözler, ötekinde yeşil gözler der.
Aslında onun vurulduğu o gözlerin arkasındaki öz dür.
Gönül sevdalanır göz bahane!
Yeşil Gözlerin
Yeşil yakut misalidir,
Güzel gözlerin gözlerin…
Şu gönlümün emsalidir
Yeşil gözlerin gözlerin…
Süslemiş kirpiğin, kaşın,
Olam o gözlerden yaşın
Akılsız bıraktı başım,
Senin gözlerin gözlerin…
Okyanusun emsalidir,
Güzelliğin timsalidir,
Zümrüt, yakut misalidir,
Yeşil gözlerin gözlerin...
Yakışmış servi boyuna,
Salar deryanın suyuna,
Yüzünü döndür bu yana,
Görem gözlerin gözlerin…
Beni sana kul eyledi,
Yaktı bağrım kül eyledi,
Lal idim bülbül eyledi,
Hain gözlerin gözlerin…
Cemali’yem hoştur sözüm,
Hiç bir şeyde yoktur gözüm.
Eydi belim yaktı özüm,
Yeşilgözleringözlerin…
Kara Gözlerin
Kara gözlerin, kalbimi karartır,
Eğer gülmezsen, gülemez gözlerim.
Kalbime çok derin izler bırakır,
Eğer gülmezsen, gülemez gözlerim.
Yok olur dünyamdan, yaşam sevdası,
Hiçbir ilacın dokunmaz faydası.
Gözlerin gönlümün sanki aynası;
Eğer gülmezsen, gülemez gözlerim.
Ne güzellik abidesi varlığın!
Ne beni avutur; sevip-sardığın!
İllâ ki o gözlerin, can verdiğim,
Eğer gülmezsen, gülemez gözlerim.
Cemali’m, gözyaşım aksın, umutla,
Gayri gülmem, mümkün değil, somurtma…
Boşunadır, o cilve, naz, kırıtma
Eğer gülmezsen, gülemez gözlerim,
Gülüşünü senden de çok özlerim…
Diyeceksiniz ki; "Yeşil mi güzel olan, kara mı?" dedik ya: "Bak-mak, görmek gerek."
El ele, gönül gönüle, hep birlikte en iyiye, en güzele, en sevgiliye dostlar.