- 676 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alladığım, pullayamadığım Mektuplar – 10
- gözlerin ne söylediyse inandım
baş köşesindeyken aşkın… -
Giderken yoksulluğa sızlayan yüreğin vardı yanında, bir de umutların. Bulutları çektin üzerine “düşlerim” diye. Gitmen değil, nerden gittiğindi önemli olan…
Tek mektubundu pulsuz zarfla elime tutuşturulan, “Şimdi okuma.” denilip ayrılığı yaşatan. Oysaki umutla açacağım bir zarf olsun isterdim…
Nisan bir şakası gibi oldu gidişin. Bekleyenim ol, gelenin olayım. Sağanağım ol, yeşerenin olayım. Yağmur sonrası tüteninde beni sana götür sevgili…
Aşktan gebersen ne olur, sesini duyan olmadıktan sonra?
Günahı kimin yaşanan taze acıların, sevdiren gülüşler mi, dokunuşlar mı?
Düşünüyorum da, ben mi, yazdığım dizeler mi ayaklarını yerden kesen, günahkâr mıyım sevgili?
Özlemin sarhoşluğundan doğan bir kıskançlık, kısa ölümler çiziyor, cehennem harlanmış ama umut bekletiyor eceli.
bir ateştin dokunduğumda
közü birlikte gördük…
Erguvan mevsimiydi ayrıldık. Can çekişmek oldu susmalar, oysa solmayacak rengimdin.
Seni sevmek zoru seçmekti, hangi zaman geri işler ki?
Bu sevi herkesin bildiği gibi değil. Beş duyum sana emanetken, ay çarpar insanı, soldurur. Hangi cem il-legal, bir el yüreğe dokunduğunda ay şenleniyorsa eğer?
kaldı ki
saklımda dağıtılamamış bildiriler vardı
üzerinde “seni seviyorum” yazardı
bir ninemin çeyiz sandığı,
bir de ellerin ceviz kokardı
Mehmet Kuvvet
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.