- 445 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
O kadar!
O kadar!
Bir öğretinin sempatizanları sahtekar, güvenilmez oluyor ise o öğretinin aslı bozuktur...
O kadar iyi bir insandı ki hiç kötülük yapmazdı! Tüm kötülükleri onun için başkaları yapardı,o da işleri rast gittiği için çok şükrederdi...
O kadar mütevazı idi ki el öpenlere hayır dua ederdi…
O kadar barışseverdi ki çıkardığı savaşlarda kendisi bir karıncanın dahi belini incitmezdi…
O kadar hayırseverdi ki hayır için topladıklarının yarıdan azını kendine alırdı...
O kadar özgürlükçüydü ki köle ve cariyelik kurumunu yasaklayacak kudrete sahipken, kendine getirilen cariyeleri halkının başına sultan ederdi…
O kadar haramdan kaçardı ki haram kazancı olsa bile helal reyondan, helal ürün alırdı…
O kadar duygusaldı ki sorunları çözmek için hep ağlardı.
O kadar kutsal değerlere saygılıydı ki, kendi topraklarında hacıların yolunu kesen eşkıyaları dar ağacında sallandırır ama bedevilere sandık dolusu altın verip saldırılarına mani olurdu…(Hacı kırdıran paşa olarak tarihe geçen bir paşanın bedevilerin rüşvetini geciktirmesi yüzünden hacıları kırmış bedeviler, suçlu paşa olmuş!)
O kadar çok kadın severdi ki, sayılarını bilmek mümkün değildi…
O kadar nezaketliydi ki sıradan insanların kellesini uçurtur ama hanedanları nazikçe boğdururdu!
O kadar el emeğine önem verirdi ki Matbaayı yasakladı.
O kadar sanatseverdi ki kendi portresini yabancı ressamlara çizdirirdi.
O kadar temizdi ki tüm pis işleri hallettikten sonra mutlaka ellerini yıkardı...
O kadar alçak gönüllü görünürdü ki riyakarlık yapmazdı, gerçekten göründüğü gibi alçaktı…
Son tahlilde; bunlar genel çerçeve içinde dikkatimi çekenler. O kadar "O kadar" var ki hepsini saymaya gerek yok! Gözden kaçan bir kaç tanesi örnek olsun, diğerlerini akla getirir.
Selametle,
Ahmet Bektaş