- 768 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk Nereye gitti ?
Aşk nereye gittiii. İşte bu feryadı basmadan önce aşkı nasıl elimden kaçırmam, bunu bilmek lazım. Kadın yada erkek, bedensel farklılıkları bir tarafa bırakırsak hepimizin sevilmek sevmek denen o doyuma ihtiyacımız var. Aşk bir heyecan fırtınasıdır. Olağanüstü şeyler hisseder hatta yaparsınız çoğu zaman,o zamanlarda herşeyde bir abartı yaşanır.Her zaman ki elbiseniz,eviniz,yürüdüğünüz yoldaki ağaçlar bile farklı gelir,oysa herşey aynıdır sadece siz aşık bir gözle bakmaktasınızdır etrafa..yakında görüş mesafesin de ıse o aşk duyduğunuz aşkınız siz uzaktan olsun görebilmek için defalarca denenmemişleri bile denersiniz..ya uzakta ise işte aşkın ızdırap defteri sayfalarını açmıştır çoktan..Şarkılarınız hasret çığlıklarıdır,halay bile çekseniz ritminde özlem vardır mutlaka...Ya şiirler, kiminde kavuşmayı,kiminde uzaklığa isyanı,bir çoğunda da o an ki ruh halinizi etkileyen ne varsa onu dökersiniz dost satırlarınıza..satır aralarındakileri aşıklar daha bir anlar..nedense.. Ya da sessiz iletişimler yaşarsınız. bakışında, yüzünde oluşan her mimik sizin radarınıza girer,binlerce gelgit yaşarsınız o kısacık zaman aralıklarında bile. Birgünnn..işte o gün yakınlığın günüdür.Gün bugün vakit bu vakittir hani..Gözlerin başlattığı yolculuğa iki kişi çıkarsınız. O anda yine renk değiştirmiştir tüm alışık olduğunuz mekanlar,olumsuz, berbat görünen ne varsa sizlerin pembe gözlüklerinizin ardında nede farklı görünür.Hayat ne güzeldir..lay lay lomm. Para.. ne önemi var canım. Aile.. ben seviyorsam ailem dünden sever..ya da onlar bizi rahat bırakırlar canım..Annem sen mutlu olursan (onunla) ben daha çok mutlu olurum.Yalannn.. Hiç bir ebeveyn o yaşa kadar onu seven sevdalısından öyle kolay vazgeçmez. Elinde saçlarından yapılı süpürgesi,ömrünü verdiği banka kumbarası vardır. Nasıl olur...olmaz... Hadi o kadar uzağına gitmeyelim yine o ilk el tutuşmaya dönelim. Dönelim mi.. Döndükkk. Gözler birleşti..kalp atışları 110 a çıkmış eene oluyorr, etkileşim başladı. Boğazınızdan akan o sıcak şey ne. Halbuki daha bir şey içmediniz.. Belkide kış ayazında o an parkta,yada sahildesiniz soğuk,ama ikinizde hissetmezsiniz,hatta terleyen ellerinize 320 volt elektrikle yüklenmiş vücüdunuzdan dışarı taşan sıcaklığa hayret edersiniz. İşte aşıksınız..Buna benzer bir sürü olağanüstü duygular sizi sarmıştır artık.O gün,belki de bir daha asla yapmayacağınız bir şeyi yaparsınız.. Birbirinizin gözlerine bakarsınız,bakışlarda aşk konşur..siz susarsınız.. ilk günlerde ki bu heyecan fırtınası,tabiatın gereğine de bağlı olarak yerini daha hafif esintilere bırakır. Bu arada sizler konuşmaların en faturasızını,uykuların en hafifini, gülme ve ağlamaların zamansızlarını yaşarsınız.Yemek yemeyi,onu düşünürken unutursunuz, onun olmadığı zamanlarda..Herkese karşı ne kadar da sevgi dolar yüreğiniz.Üst kattaki komşu dün üstünüze halı çırpmış bile olsa, başınızı kaldırıp ona gülümsersiniz..Hayat ne güzell,aşığımm, kuşlar gibiyim..yada herşeyi yapabilirimmm güçlüyüm benn aşığımm. Zaman geçmeye devam ediyor...ilk günlerde buluşma yerine erkenden gelen sevgililerin geciktim afedersin, trafik tıkandı..tam çıkarken misafir geldi gerçekleri başlar. Burkulmalar,incinmeler, acabalar,yoksalar düşüncelerinizin yatılı misafirleri olur artık..Belkide ailelerle tanışılmıştır bie bu arada..İki aileninde tek düşüncesi vardır başlangıçta ’yavrumuz mutlu olsun’ üzerimize düşen neyse yaparız.Ben bu sözü bir çok aile için çok gecikmiş bir eylem bulurum.Çocuğun hayata hazırlanmasında,ailedeki örnek yaşamın büyük rolü vardır.Her insan öncelikle ailesinden gördüklerini kopyalar hayatında, sevgiyi,saygıyı,değer vermeyi,şiddeti,küfürü vs daha birçok şeyi adının evlilik olduğunu ögrendikleri,evlilerin evlerinde öğrenirler..tabi bunda o evin ev mi yuva mı olduğu konusudur işin bam noktası.,yuva ise içinde olumlu alışkanlıklar edinebilirsiniz. Amaa sadece ev se yaşanan birlikteliklerde olumsuz ne varsa,kopyalandığı için taşırsınız hayat boyu..’biz böyle gördük’.hayırrr efendim..olmaz, yaşayacağınız hayat farklı olmalıdır.Ne siz annenizsiniz, ne o babanız, yada o sizin anneniz değil,sizde onun babası değilsiniz. İkinizde farklı bireylersiniz, aileniz,kültürünüz,hayat felsefeniz,arkadaş çevreniz,belki işiniz hatta diş fırçalamanız,giyim tarzınız farklıdır.Bu örneklemelere daha yüzlerce farklılık eklenebilir. işte aşk bu farklılıkların farkedilmesi haline kadar fırtına haline devam eder.Zaman durmaz..insanın da doğası gereği durağan olması beklenemez, Fırtınanın ardından güneş açar bazen..dingindir.Onun ışığında huzur bulursunuz, gözlerinizde o pembe gözlükler yoktur ama. renkler parlar,herşey aslına uygundur.İşte bu sevgidir. Kalıcı olan budur.Tüm farklılıkları farkederek birlikte olmayı istemek..sevmek. Ayakları yere basarak,olduğu gibi,değiştirme savaşına girmeden,üstünlük kompleksine kapılmadan,onu sadece onu yaşamak,Aşkı bir guguklu saate koymak lazım bence.Yada takvimlerdeki her ayın 1inci gününe...saat başı heyecanı hatırlatsın. Ayın ilk günlerinde geçmiş ayın yaşanmışlıklarının ardından heyecanı tekrar hatırlatsın diye..Aşk ve sevgi o zaman kaybolmadan, bir yerlere kaçmadan hayatımızda olurlar belkiii.. ne dersiniz...
YORUMLAR
Tüm farklılıkları farkederek birlikte olmayı istemek..sevmek. Ayakları yere basarak,olduğu gibi,değiştirme savaşına girmeden,üstünlük kompleksine kapılmadan,onu sadece onu yaşamak.
Okuyupta sona doğru bu yazılanlara gelince güzel ve etkili sonlandığını düşündüm.
Değişik ve hoş yazıydı, illede okunması lazım.
Kutladım yazarı.