- 997 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
evlat
Bir iç hesaplaşma geçiyordu anne ve kızın arasında düşüncenin düşünceye mıhlanıp kalması o kadar derin izler bırakmasına gerek kalmadan
Çünkü o anda kapı çaldı
Bu o kadar yabancı o kadar beklenmedik bir sesti ki anne ve kız başını telaşla kaldırıp kapıya baktılar.”kim acaba”?
Buraya geldiklerinden beri kapılarını çalan olmamıştı.
Kapı tekrar çalındı.
“ben bakarım anne,”dedi Zeynep
“hayır, sen olduğun yerde kal ben açarım.”dedi anne
Yazmasını düzeltip salondan geçerek dış kapıyı açtı.
Kafası gözü sarılı bir adam titrek bir ses tonu ile
“Ali’nin evi burası mı hanımanne” dedi.
Anne:
Ne yapacaksın sen âliyi “diye bağırdı “konuya gel ne yapacaksın sen oğlumu”
Yabancı adam:
“tapuları bende ve imzaları eksik onun için geldim”
Anne:
“Ne tapusundan bahsediyorsun bizim satılık malımız yok be adam”
Adam:
“Çok basit anlatması aslında ama sanırım sizi üzecek bir konu ile karşı karşıyasınız. Oğlunuz kumarda evi kayıp etti ve namus borcudur her ne kadar haberiniz yoksa. Size on beş gün süre verme merhametinde gösteriyorum başınız çaresine bakın bu ev artık beni… Hanımanne “ dedi ve geldiği gibi gitti
Yıllarca verdikleri emek bilinmeyen bir yerler uçup gitti birkaç saniyenin içinde.
Tekrar odaya döndü ve duyduklarına inanmak için Zeynep”e defalarca sordu
Anne:
“Duyduklarımı sende duydun mu”?
Zeynep:
“Evet, duydum ve şaşırmadım diye bilirim. Önemli bir şeyleri yapmanın yolunu bulacağım” düşünüyorum annem
Anne tekrar teras katına çıktı kapıyı bu sefer bir öfkeyle yumrukladı
Anne:
“Aç şu kapıyı miskin herif ne halatlar karıştırmışsın hesabını ver bana.
Çığlıkları lanetlenmiş keş kelerin içinde bir daha ve bir daha kayıp oldu. Karşısında duvar gibi bir sessizlik hüküm sürüyordu.
Merdiven boşluğuna çöktü bayılır gibi oldu ve toparlandı ama ağlıyordu.” Lanet olası bu hiçten düzensizliklere “deyip kalktı yerinde
Ve çığlık sesleri ve birde gülüşmeye yerini bıraktı anne ve kız yan yana ve öylece ayakta duruyorlardı bir kaç dakika öylece kaldılar. Çatı katında çığlık ardında sessizlik korkutmuştu onları. Bakışları buz kesilen anne kendine geldi ve
Anne:
“eyvah! “dedi yukarıya koştu.
Ama duman kokusu yavaş yavaş evin diğer gözlerine dağlıyordu. Ali evi ateşe vermişti. Tabi öyle emek verilen bir yerde başlamıştı ki yangın zeynep’in çığlıkları daha bir can yakıyordu. Direnmeye çalıştı, çaresiz ve umutsuzdu en sonunda kendini tutamadı bağırmaya başladı.
Zeynep:
“Hayır.”
“hoşuna gitti demi çok eğlenceli yaktığın düşüncelerden sonra emeğimizi de yakıyorsun.
Ali:”haklısın.”
“ Öyleyse ölüme ben önden gideyim küçük böcek “diye homurdandı.
Anne:
“Tamam dinleyin beni önce ateşi söndürelim. Sırrımızın saklanması konusunda aynı noktada her şeyi birlik görürüz.”
Ali:
Bir mumun sönüşüne isyan etmenin faydası yoktu ölmek hayatın bir parçasıdır şu an varız, buradayız.”ve âli’nin sesi kısılmaya başlamıştı cümlelerini tamamlamadan çöktü alev alev yanan çeyizlerin başına. Umurunda değilmiş gibi öylece kala kaldı.
Zeynep ıslak elbiseleri vücuduna yapışmış annesine baktı kovalar elinde aldı hızlıca indi aşağıya.
Zeynep:
“Oy biz diri diri yanacağız bu nankörün yüzünden Allah’ım sana sığınıyorum kurtar bizi bu darlıkta” deyip suyu hızlıca yangının oluştuğu yere koştu. Dumandan gözleri acıyordu lakin yüreğinin acısı daha bir ağırdı düşlerine kara bir perde inmişti.
Niyahayettinde söndürdüler yangını anne kız…
devam edecek....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.