KEDİ ÖLÜMÜ
Yeni taşındığım yer oldukça güzeldi.Altı aydır aradığım evi en sonunda bulmuştum.Bu sefer acele etmeyeceğim,insanların sıkıştırmalarıyla berbat bir yere gitmeyeceğim demiştim kendi kendime. Hep böyle oluyordu,herhangi bir olay nedeniyle apar topar taşınıp sonra bin pişman oluyordum.Sonunda sabredip başarmıştım.Sabrın sonu selametti gerçekten de.
Ne yazık ki bu mutluluğumuz çok kısa sürmüştü.Üç tane erkek çocuk büyütmek,apartman katında hiç de kolay değildi.Evden iki dakika ayrılsam top oynuyordular.Alt kattaki komşu sürekli çıkıp azarlıyordu bizi.Haklıydı aslında , fakat özür diledikçe azgınlaşıyordular.Ne kadar kabahatimizi kabul edip alttan aldıysak olmadı.Adam karısına söylenir gibi söyleniyordu bana.Çocukları o kadar baskı altına aldık ki ,ne yapacağımızı şaşırdık sonunda.
Evde yürürken bile korkar olmuştuk.Yolda izde rastlayan komşunun dövecek gibi baktığını söyleyen çocuklarım psikolojik bir baskı yaşıyordular.Onları bu denli pıstırıldığını görmek beni daha çok delirtiyordu.Her anne gibi çocuklarımı kendilerine güvenli bireyler olarak yetiştirmek istiyordum ve kendini bilmezin biri gelip bütün planlarımı bozuyordu .Tuvaletin kapağını sert bıraktı ,balkonun kapısını sert kapattılar diye çocuklara kızan eşimle en sonunda topyekün papaz olmuştuk.Eşimle ’sen pısırık olmasaydın kimse bizi bu kadar sıkıştıramazdı’ diye kavgalarım oluyordu.Sinir ve stresten hepimiz şaşkına dönmüştük.Evde uçarak gezmemizi istiyordular Bu mümkün değildi.Bu kadar hassas insanların üst katına rastlamak berbat bir şeydi.Benim üzerimdeki katta oturan kadın çocuğu çok ağladığı için eski usul bir beşik bulmuştu.Takır tukur sallayıp duruyordu,biz hiçbir şey demediğimiz gibi geceleri uyuyamayan bu anneye çok üzülüyorduk.Üst katta geceleri zırzır zırlayan bu çocuğa ne diyebilirdik ki. Anlamayacağına ,annesininde elinde bir şey olmadığına göre.
Bir gün alt komşu yine kapıma geldi ve’ bıktım sizden valla bıktım siz manyak mısınız ’dedi .Bu kadar rahat konuşması beni deli ediyordu.’Yine ne yaptık şu an çocuklar evde bile değil beyefendi terbiyenizi takının dedim’.Nasıl olur tak tuk inşaat var gibi’ dedi. ’Bu şu an benim üstteki hanımın sesi beşik sallıyor çocuğu hasta ,hiperaktif ,hiç uykuya geçemiyormuş’ deyince inanamadı .İçeri aldım ve kendi dinledi. O dinlerken arkadan kafasına bir odun indiresim geldi ,ne yalan söyleyeyim .Başını önüne eğdi ’Allah Allah siz nasıl dayanıyorsunuz’ dedi. Çok sinirliydim cevap vermedim.’Arasıra da koşma sesi oluyor ’dedi’.Diğer çocuğu da konuşamıyormuş efendim sinir varmış koşup duruyor’ dedim.Fakat içimden öyle demedim .Güle güle pislik herif derken kapattığım kapının arasında hayal etim kafasını.Oyüzden olacak ki biraz sert kapamışım.
Tam karşımda bir orman vardı .Tülleri kapatmıyordum ,orman hep gözlerimin önündeydi.Boylu boyunca küçük dağlar vardı.Karşıdaki apartman da alt tarafımda ve aşağıda olduğu için tüle perdeye gerek yoktu.
Uzun bir süre tül kullanmadım.Türk erkeklerini bilirsiniz özgürlüğe karşıdırlar.Ne kadar hiçbir yer görünmese de melekler mi görür ne bilmem ki.Eşim tutturdu perde ve tül tak diye.Uzun bir mücadele sonunda kazandım.Şimdi siz bu lafıma inandınız mı?Tabi ki onun dediğini yapmak zorunda kalmıştım.
Tülleri bir kez daha yıkadım.Merdiveni çıkardım .Tam asacakken alttan zil çaldı.Gidip düğmeye bastım.Sanırım yine tutukluk yapmıştı.Anahtarı aradım.Çocuklar yine anahtar bırakmamışlardı ortada.Bu eve elli tane anahtar da yaptırsam yetmiyordu.Yine hepsi gitmişti. Söylene söylene ayakkabılarımı giydim.Kapıyı açık bıraktım.Zaten hemen gelecektim.Arasına da bir ayakkabı koydum ne olur ne olmaz rüzğardan kapanabilirdi.
Asansörle alt kata indim.Kapıda hiç benimle ile ilgisi olmayan birini görünce sinir oldum.Açar açmaz ‘’Ay ne olur kusura bakmayın tam katını bilemedim de size mi basmışım,misafir geldim’’ dedi kadın ‘’.Olsun canım ziyanı yok’’ derken ,içimden Allah kahretsin seni salak dedim.Kadın tekrar sordu’’Aliye hanım kaçta oturuyor biliyor musunuz?’’ :’’Bilemiyorum yeni taşındım ‘’dedim.İçimden ‘’Tövbe tövbe ya kapıcıya sorsana be ne salak kadın ‘’ derken kapıcının zilini gösterdim.Kadın sormaya çekinince ben bastım, hani çok yardım sever milletiz ya.İçimden yine’’ çiğneyeyim de bir tek yutması kalsın sana ‘’dedim.Kadına gıcık olmuştum ama hiç belli etmedim .Sonunda gideceği yeri de buldum ve defoldu.
Şunu tanıyor musun bunu tanıyor musun,zaten sinir olmuş , manzaraya bakıp yanılıp gelmiştim.Burada kimse kimseye bakmaz burada insan yok diyemiyorsun ki.Bön bön bakan kadına ‘’burada her katta bir hayvan oturuyor canım sen hangisini arıyorsun ‘’demek istemiştim aslında.
Eve çıktım ,kaldığım yerden başlamalıydım tülleri asacaktım.Darbeci ve despot adamın krallarını uygulamak zorundaydım.Eve adımımı atar atmaz bir kedi miyavlaması, bir paldır küldür anlayamamıştım .Alt katta oturan komşunun kedisi bizim eve girmişti ve yerde yatıyordu.Allah ım olamaz bu kadar şanssızlık bir günde nasıl olur.Günlere bölseydin olmaz mıydı .?Tülleri asacağım merdiven kedinin üzerine düşmüştü.Kedi ölü müydü acaba? Ben hiç beklemediğim kedi sesinden korkup elim ayağım karışınca ,anlamadan merdiveni kedinin üzerine düşürmüştüm . Bilerek değil o heyecanla ne yaptığımı anlayamamış,merdivenin kaymasına sebep olmuştum.
Bir anda olup bitmişti,saniyelik bir olaydı valla bilerek yapmamıştım.Merdiveni kaldırdım.Kedi hiç kımıldamıyordu.Merdivenin bir yeri boynunu kesmişti.Giyotine bir adam yollamış gibi hissettim kendimi.Ne farkı vardı ki oda bir canlıydı.Çok üzgündüm ama kediyi geri getirmiyordu bu durum.Alt komşunun onu ne kadar sevdiğini de biliyordum.Beni mahvederdiler.Çocukları gibi seviyordular.En son benimle kavga etmeye geldiğinde de kedi kucağındaydı.Beni azarlarken bir yandan da kediyi okşuyordu.Adam tam bir geri zekalıydı ama kedi çok şekerdi.
Şimdi ne yapacaktım ,berbat bir haldeydim .Önce biraz oturup düşündüm ama vakit de kaybetmemeliydim .Birazdan Yumak diye aramaya başlardı kedisini.Eşim arabayı bana bırakmıştı.Büyük bir poşete koyduğum kedinin ilk önce boynundaki süsü çıkardım.Bir kaç poşete koydum kediyi ve arabaya attım.Oldukça uzağa gitmeliydim.İlk önce tasmasını bir kaç parçaya böldüm ve değişik çöp kutularına attım .Öylesine heyecanlıydım ki tasmayı bundan dolayı değişik birkaç çöpe atmış olmalıydım.Kim fark edecekti ki sanki.Sonra kediyi çöpe attım .Poşetten çıkarmayı unutmadım.Poşette olursa anlaşılabilirdi bir durum olduğu.Öylece atınca anlamazlardı zaten kedi çok özel bir cins değildi.Tıpkı şu bizim her gün yollarda gördüğümüz gri çizgili kedilerdendi.
Eve dönüyordum.Gariptim sadece garip .Üzgün değildim artık.Bir yerde donmuştu duygularım.Unutmaya çalışıyordum.Kendimi teselli ediyordum.Altı üstü kedi diye düşünen insanlar gibi olabilirsem rahat olabileceğimi anladım.Kendi kendime konuşmaya başladım.
‘’Altı üstü bir kedi işte be ne olmuş yani.Kıymetli olan insandır hayvan nede olsa’’ dedim.Şimdi zırlamaya başlamıştır alttaki manyak dedim.İçimde garip bir alay vardı o adama karşı Eve çıkarken .ara ara bulursun , pislik dedim .Adama ve karısına türlü küfürler ederek gülerek eve çıktım.
Adam gerçekten de ortalığı ayağa kaldırmıştı.O delirdikçe keyiflendim.Aslında o kedi insan gibiydi adam ondan daha hayvandı ya neyse.
Gidip gelenlerden de anlaşılacağı üzere ,taziye vardı.Kedi için ağlayıp duruyormuş kadın .Onlar ne kadar insan olmasa da ben insan olmalıydım. Üzerimi giyindim ve kapılarını çaldım.Kapıyı açan kadın şaşırdı.O kadar hakareti köpek duysa kuyruğu düşerdi tabi.Biraz şaşkın biraz utanarak buyurun dedi.İçeri geçtim çok üzgünmüş gibi ‘’bulamadınız mı,çok da seviyordunuz değil mi? dedim.Vah vah oh oh dedim ve eve geldim.İçimden onu ezmenin gururuyla kalktım .Kadın bu kadar kötü davrandığı birinden gördüğü iyilik karşısında ezim ezim eziliyordu.Oh olsun.Gülerek merdivenlerden çıktım.Zaten bir üst kattı.
Aylarca ağladılar sanki evden ölü çıkmıştı,Altı üstü bir kedi kaybolmuştu.
YORUMLAR
ben bu kaleme kavi diyorum yanılmam...yazım kurallarını bende yapıyorum...oda zamanla düzelecek...yalnız panter emel duymasın işin zor olur saygılar
Yürükçü
Değerli arkadaşım.
Yazının baş tarafına keşke o kedi resmin koymasaydın...Kaza sonucu da olsa böyle bir güzelliğin ölmüş olması insanı gerçekten de üzüyor...
O komşunuz olacak hıyara gelince: Maalesef onlardan oldukça fazlası ile tanıştım hayatım boyunca...Anlatsam destan olur. Lakin seni de anlıyorum...Onların üzüntüsü karşısında aldığın hazza yerden göğe kadar hak veriyorum.
Boşuna dememişler ev alma komşu al diye...
Yazın gerçekten de içerik olarak harikaydı...Yaptığın ufak tefek hatalara bazı arkadaşlar dikkat çekmişler..Ben artık okuduğum yazılarda gördüğüm hatalar ile ile ilgili her hangi bir şey yazmamaya özen gösteriyorum. Çünkü millet ya öyle bir karşılık veriyor ki bir ananıza avradınıza küfür etmediği kalıyor. Ya da öyle bir savunmaya geçiyor ki sanırsınız vatandaşı idamla yargılıyorsunuz. O bakımdan ben yazılarda sadece anlatılan ile ilgileniyor, hoşuma gitmişse beğenilerimi sunuyorum, oşuma gitmemişse tek satır yazmadan çıkıyorum o sayfadan.
Sen çok güzel yazıyorsun, sıcak, samimi, içten. Aynen böyle devam et.
Selam ve sevgilerimle
Yürükçü
Yürükçü
Güzel bir öykü. Sanki yazıldıktan sonra dinlendirilmemiş gibi. Bazı cümlelerde öznenin kim olduğunu anlamak için duraklamak gerekiyor ki, bu da akıcılığı baltalıyor. Örneğin:
Evde yürürken bile korkar olmuştular.Bizi görünce dövecek gibi bakıyordular.Tuvaletin kapağını sert bıraktı ,balkonun kapısını sert kapattılar diye çocuklara kızan eşimle en sonunda papaz olmuştuk.
İlkinin öznesi 'çocuklar' olmalı. İkincisininki ise 'alt komşular'. Her ikisi de üçüncü çoğul ama bir uyarı vermeden değişim oluyor. Son cümlede ise 'biz' ama papaz olan sadece anlatıcı mı, yoksa çocuklar da babayla papaz oluyorlar mı?
Bir başka örnek:
Geceleri zırzır zırlayan bir çocuğa ne diyebilirdik ki. Anlamayacağına ,kadının da elinde olmadığına göre.
Bir gün kapıma geldi ve bıktım sizden valla bıktım siz manyak mısınız dedi
Kapıya gelenin kim olduğu yine pek açık değil; tahmin etmek zorundayız.
Bir de diyalogları cümlenin geri kalanından ayırmak uygun olabilir. Ancak cümle sonlandığında ''Oh! Şuraya kadar olanı diyalogmuş.'' diyebiliyoruz.
Anlatımda bu noktalar dikkatimi çekti. Altını çizmek istedim. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 1/26/2013 9:38:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
İlhan Kemal tarafından 1/26/2013 9:40:31 PM zamanında düzenlenmiştir.