içsel kavgam/başkaları
Hayat içine çeker bizi ,sızar içimize sinsice,
Yaşadıkça karışır, karıştıkça düğümlenir, arapsaçına dönüşrüverir bütün düşünce sistemimiz…yoğun mesai saatleri başlamıştır bizim için;
... o kadar ki; sonuçlandırmayı beceremediğimiz onca problemlerimiz yetmezmiş gibi, başkalarının hatta hiç tanımadıklarımızın sorunları ile uğraşırken buluruz kendimizi ,tenha bir sokakta trafikte, caddede, arabamızın içinde….
Kendiniz dışında her şeyden sorumlu hissederseniz kendinizi,sorun çözme konusunda uzman bilirkişi sanarak,yürür durursunuz hayatın dar sokaklarında ..yaşamın fahişe olduğu bilincine vararak,her an sizi aldatma ihtimalini bildiğiniz halde sarılmaktan vazgeçmezsiniz hayata…oysa kendinizden çok, başkalarının hayatıdır sizin için aslolan….
Diğer taraftansa sade ve dingin bir hayatı özleyerek geçiririsiniz bütün yıllarınızı.
Sorunsuz zamanlarınıza gıpta ile bakan… Sürekli dertlenen, sebepsiz şeylere öfkelenen, tuhaf, yaşlı bir beyine dönüşüverirsiniz…
Hayat kargaşasının göbeğinde ikamet eden yaşlı bir beden olmuşsunuzdur artık!!!
Ve artık çok geç kalmışsınızdır fişini çekmek için hayatın,geri dönüş imkansızdır huzur dolu yıllarınıza….
Kendinizi değil de, başkalarını yüzüstü bırakıyor olmanın vicdan azabını taşımaktansa, bu karmaşada boğulmayı seçer, bilinçsizce aklınız ….
Çok mühim işleriniz vardır, artık ‘başkalarının hayatını yaşıyor’ olduğunuzu fark edemeyecek kadar sorumluluk sahibisinizdir…
Kurtulacak yaşamlar vardır sizin için, düzene sokulacak ilişkiler… Ama hep başkaları için…
Kendiniz içinse; yapabileceğiniz tek şey kalmıştır o da ,,, ‘Yalnızlığınızı Sevmektir‘…
Lakin,
Bu öyle kolay bir lokma değildir, kendimize kendi dünyamıza yabancılaşma sürecidir bu. Kaldı ki bu yalnızlığa sahip çıkma anlayışı yepyeni bir süreci de getirecektir eşiklerinize.
Özümsenmesi ve yutulması zor bir dönem. Kendi içimizden çıkan kendimize yabancı… Belki de olamadığımız kadar kendimiz?
Ünlü bir eleştirmen edasıyla etrafımızda gezinip bizi sorgulayıp duran, çok başka kimliklerde başka bir boyutta hatta başka bir şehirde yaşamımızı arzulayan, bizden doğma ama bizim gibi düşünmeyen ‘kendine protest’ yeni bir iç kişilikte tanışma süreci.
…
Bu hiçbir şeyi beğenmeyen geçimsiz yanımız; ait olduğumuz dünyanın, çevremizdekilerin, anne babamız dâhil herkesin uzağında yepyeni bir yaşama davet edip durur bizleri.
Yalnızlığın başkalaşmış haliyle tanıştırır benliğimizi.
Bütün bir hayatimizi çöpe atmamızı isteyecek kadar kızgındır, reset düğmemiz olsa o düğmeyi ilk deneyecek kişi de O’dur…
Küstah ve ukaladır, kendi özünü beğenmez hatta inkâr eder. O güne dek öğrendiklerimizi unutturabilmek için zihnimizde depremler yaratmak onun en sevdiği oyundur.
Başka bir hayatı, başka bir kişilikle başka kişilerle ve başka bir yerde yaşama isteğimizdir bu…
Başkalarından kurtulmak için bambaşka bir hayatı seçmek ….
...ruhumuzu özgürleştirmek için ..öldürmek kendımızi
ve yenıden doğmak belkıde
gerekli olan şey
kim bilir
?
içsel kavgam/başkaları Yazısına Yorum Yap
"içsel kavgam/başkaları " başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
a_bugra
@a-bugra
Kendimize şu soruyu sormalıyız . Acaba ne kadar kendimizleyiz? İmalat hatası bir yalnızlık bütün varoluş nedenlerimizi nasıl da tek tek işgal edıyor salakça sahip çıktığımız baskalarının deger yargıları ıle oluşturduğumuz bütün inanç sistemizin fiyakalı bir çöp tenekesini hakettiğini atlıyoruz galiba :)