KURT UM
Yürüdüğüm yol bile anlamsız gelirken ,çekilir miydi şimdi bu?İşte yine geliyor Allah
ın belası!İnsan insanın kurdudur derler,bu benim kurdum olmalı!
Yine o ukala tavırlarıyla nereden nereye diyecek.Beni görünce yok olan kaşları ,saçlarına karışıp kaybolacak.O ince dudakları sol yandan aşağı bükecek,bilmişçe.Kısık ve çakalca bakan gözleri,bir yılanı andıran gözleri dolaşacak üzerimde buz gibi.Soruları dizecek yoluma,birinin cevabını vermeden diğerini soracak,Zaten cevaplarım umrunda mı ki?Bir açık yakalayamadığı cevabımı direk geçecek.Yeni sorunun cevabında arayacak açığı,yatacak pusuya avını gözleyen bir avcı gibi.Ne desem boş ne desem anlamsız.Tek kendi doğru bu dünyada
.Hani hayallerimi anlatsam.yaptıklarımı,yapacaklarımı,olmaz!Biliyorum çıkarır ondörtlüyü vurur hayallerimi.Atlatılması gereken bir fırtınadır o şimdi.Ne zaman sahte yaşlarına ,riyakar gülüşlerine aldanıp derdimi anlatsam kötü durumlara düştüm.
Sesini duymaya bile tahammül edemiyorum artık.Vücudumdaki tüm değerler değişiyor hissediyorum.Bir sıcaklık kaplıyor bedenimi ve yüzümde yoğunlaşıyor.Kalbim daralıyor,ellerim ter içinde kalıyor.
Senden çok kendime kızıyorum .Neden böyle esir oldum ki sana.Neden yenemiyorum kendimi.Tepkilerim donuyor,hareket kapasitem daralıyor.Mimiklerim bile donuyor seni görünce.Canlı bir robota döndürüyorsun beni.Gözlerim gözlerine takılıyor.O bakmaya çok korktuğum gözlerine.En sevmediğim göz rengi oluyor birden.Riyakar hallerin sinmiş sahte bakışlarına.Çakal,pislik birisin.Ne bilsin seni ilk tanıyan .Kendini sevimli göstermeye çalıştıkların,uzun sürmez yakında anlayacaklar nasılsa.
Sen onlarla konuşup güldükçe, dişlerin takılıyor gözlerime.Elime aldığım sopayla dişlerini kırıyorum hayallerimde.Şakaların iğrenç,bir o kadar da seviyesiz.Sen o esprileri yaparken ben daha başta nasıl güleceğimin sancısını çekiyorum.Bir an önce gitsen de yanımızdan baltaladığın ,içine ettiğin muhabbetimize geri dönsek.Dostlarımı çalıyorsun.Git azap takvimimden bir yaprak daha düşsün.Git ne olur git artık.Yüzüne bile bakamıyorum ,ne pis bir yüzün var öyle.
Blmişliğinden bıktım.Ruhuna işlemiş,gitde ben çaresiz ve bilgisiz kalayım.Git de hayatta rehbersiz perişan olayım git yeter ki git, ben öleyim isterse.Biliyor musun benden aldığın lafları yine bana satman çok ilginç ,hiç utanmıyor musun?Az önce söylediğim bir sözü bir iki kelime daha katarak bana söyleyince değer mi kazanacak cümleler.Tam tersine komik oluyorsun ,hatta senin ağzında pisleşiyor kelimeler.
Sen küçükken babamın bana verdiği sakıza benziyorsun.Gerçi sen asla çam olamazsın ama dişlerime inatla yapışması tıpkı sen.Diğer insanlarla ilişkilerime karışman ,beni onlara anlatman yok mu.Senden kurtulmak istiyorum artık .Dualarım var ölmek için ,senden uzak olmak için
.Seninle aynı dünyada nefes aldığımı düşündükçe nefesimi tutasım geliyor.Bunu denedim biliyor musun malasef kırk saniye.Koştukça uzaklaşacağımı sanıp bir koşma tutturdum son günlerde.Hayal tabi ama buda mutlu ediyor bazen.
Bir öküz gibi oturdun yoluma.Hayatımın içine ettin.Yaşama sevincim kalmadı .Biliyorum senden kurtulmak diye bir şey yok .Beraberiz bu okulda ve daha üç senemiz var.
Tam bir odunsun ama ısıtmayan cinsinden.
Sabahları ezberlediğin gazeteleri dinlemek midemi bulandırıyor.Şimdi kusacağım,artık dayanamıyorum.İnsanlara kendini ispatlamak için neden gazete ezberliyorsun ki,sen böylede çok güzelsin!.Beni görünce sevinip koşuyorsun bazen,o an ölüyorum .Bil ki ölüyorum.Sana yakalanmak doluya tutulmak yada ne bileyim karanlık bir gecede önünü görmezken hem yağmur yağması hem de nereden geldiğini bilmediğin yumruklara tutulmak gibi.Bütün yaptığın iyilikler beni bağlama adına ,farkında olmadığımı sanma.Her şeyde bir hesabın var.Allah kahretsin senin yüzünden bende pislik bir insan olmaya başladım .Kalbimi kirlettin çık artık hayatımdan .Yok senin çıkacağın bir yere.
Şimdi sana öyle bir şey yapacağım ki.Kimyacının odasında unuttuğun suyunu asitlere ve oradaki adını bilmediğim bir sürü şişenin yanında unutmuşsun.Seni uyarmayacağım ama sadece bu.Belki doğru şişeyi alısın belki tehlikesiz bir şeyi.Seni öldüremem ama senin kendine ne yaptığından bana ne?Hoşçakal demek için erken mi?Evet suyum nerde diye nara atmaya başladın ben kaçıyorum .ararsanız okulun bahçesindeyim.ÇAV
Bahçede heyecanla beklerken toprağı eşeliyorum.Topraktan bir solucan çıkıyor.Elimdeki kıymığı tam orta yerine batırıyorum.Her parçası ayrı ayrı kıvrılırken keyfim kaçıyor. Ya oda ölmezse diyorum?Birden senden de bir kaç tane daha olabileceği geliyor gözlerimin önüne ve buz gibi olup ürperiyorum.
Kıymığı batırdıkça parçalanan solucan ban garip bir haz veriyor.Kımıldanıp duran parçalarına bağırıyorum ve betonun üzerine atıyorum.Ayakkabımla betonda eziyorum.Yaşa da göreyim hadi şimdi de yaşa bakalım diyorum.
Camdan beline kadar sarkan ve çığlık atan Menekşe, deney odasının camından bağırıyor.Hocam yetişin Filize bir şey oldu.
YORUMLAR
Hikayanin başından sonuna kadar kurtulunmak istenen şahsın hep bir erkek olduğunu düşünmüştüm...Hatta laf aramızda bunun mesela bir ağabeyi olabileceği gelmişti aklıma:)))))))))))))))))) ( Allah gecinden versin ) Sonunda baktım Filiz diye biri...Bu ağabeyi olamaz. Yoksa olur mu? Öyle ya Filiz o suyu yanlışlıkla içmiş olamaz mı yani?
Yahu ben de hikaye içinden hikaye çıkardım ha...
Çok güzeldi...Çok çok güzeldi...Harika bir hikayeydi...Seri katliama devam...Hazır elin değmişken bizim buralara da uğra..Öteki tarafa gönderilecek çok kişi var...En azından bir fikir veririsin.
Selam ve sevgilerimle.