Küçük Hayat
Takdir edersiniz ki insanlar ve ’bence’ hayvanlar düşünebilen, duyguları olan varlıklardır.. Peki ya cisim dediğimiz cansız varlıklar?
Tahta, kupkuru, çelimsiz bir beden… Titrek duruyor yuvarlak masada. Kendine hiçbir zaman güveni olmayan basit bir tığ gibi usta bir el bekliyor belki de. Bunun rüyasıyla başlıyor güne ve yine aynı rüya ile bitiriyor.
Ve bir gün bir ten değiyor vücuduna. Sıcak bir ten… Yuvarlanıyor istediği gibi, aynı bir kırda koşar gibi. Bedenine değen tenin hücrelerini capcanlı, kendinde hissediyor.
Bembeyaz şimdi her şey... Gördüğü, dokunduğu… İlk defa birinin elinde kendini özgür hissetmek, harflere, tümcelere kavuşmak…
Simsiyah başı bir kısrağı andırıyor artık. Şimdi alabildiğine dörtnala koşuyor. Kimi zaman nefes nefese kalıyor, duraksıyor. Duruyor, küçük bir serçenin titrek hali misali.
Beyaz denizine her daldığında nefesini daha kuvvetli alıyor. Ne için yaratıldığını anlıyor. Bu uğurda öleceğini hatırlıyor. Her gün, her akşam, aynı saatte bu coşku dolu sevişmesini yaşıyor beyaz deniziyle. Ve her geçen gün sona yaklaştığını anımsayarak daha da ateşli oluyor buluşmaları. Artık bedenine değen tenin sıcak terini hissediyor. Tahta bedeni giderek küçülüyor. Küçüldükçe kendinde büyüdüğünü hissediyor…
Kısrak başı her yenilendiğinde sona yaklaştığını anlıyor…
Ve son akşam…
Bir ışık var tepesinde. Bedenini yakıyor. Beyaz denizi gözlerini kamaştırıyor. Kısrak başı son kes yenileniyor. Ve yine dörtnala koşuyor. Beyaz denizinin içinde son kez yüzüyor. Her satırla birlikte bu gecenin sonu gelmesin diye yalvarıyor bedenindeki tene. Hücrelerle bütünleşiyor. Şimdi hayatının doruğunda hızla dibe inmeyi beklemekte… Aynı anda masada yuvarlandığını fark ediyor. Bütün gecelerin tadını bir bir hatırlıyor…
Ve karanlık bir kutuda üstü kapalı duruyor artık. Düşünüyor…
Gecelerce hiç bilmediği bir tende hiç bilmediği bir duygunun ortağı oldu. Aynı anda başka bir duyguya tercüman olurken kendi apayrı duygusunu da yaşadı. Sırtında iki yük taşıdı. Buna rağmen bir yanda tutsaklığı yaşarken özgürlüğün tadına vardı.
Ve hepsi geride kaldı…
Beyaz denizinde başka tahta bedenlerin yüzeceği gerçeğinin hüznüyle ebedi uykusuna daldı.
Büşra KARADOĞAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.