Ecdadınız kim?
Bir süredir şanlı ecdadımız tartışmasıdır gidiyor.İşin gerçeği bir sosyal mühendislik uygulaması olarak gündem istenildiği gibi değiştiriliyor,insanlarla alay edercesine kedinin fare ile oynanığı gibi oynanıyor;herkes bilinçli olarak yada farkında olmadan bu oyunun bir parcası oluyor.
Ben de birilerinin oyununun bir parcası olmamak adına,konunun gündemden düşmesini bekledikten sonra sizinle ;ecdaımıza dair gerçek bir öyküyü paylaşmak istedim:
Öykü çok uzun zaman önce başlıyor.Bir baba,birisi onbir yaşında diğer daha küçük iki oğlunu Osmanlı Sultanına rehin olarak gönderiyor.Saraya rehin olarak getirilen iki oğlan,fiziki özellikleri buna uygun olması sebebiyle beğeniliyor ve Sultanın hizmetine sunulmak üzere Sarayın içoğlan kadrosuna alınıyor.İki küçük oğlandan biri Sultan’ın gözdesi oluyor ve altı yıl boyunca Sultanına ’yakın hizmet’ sunuyor.Sultan bu oğlanın hizmetinden o kadar memnun kalıyor ki,sakalı bıyığı çıkıp içoğlan kadrosundan onu onyedi yaşında emekli ettikten sonra prens ünvanı vererek onu onurlandırıyor ve yanına bir ordu vererek Osmanlı adına fethe gönderiyor.Fethe gönderilmiş olan içoğlanlıktan emekli bu prens ele geçirdiği tahtını sağlama aldıktan sonra Sultan’ına başkaldırıyor,ilk iş olarak Osmanlı Elçilerinin sarıklarını kafalarına çaktırıyor,otuzbinden fazla Osmanlıyı kazığa geçiriyor.Bundan sonra,bu emekli içoğlan ’Kazıklı ’ anlamına gelen Tepeş lakabını alıyor.
Acaba Tepeş’ın cezalandırma şeklinin temelinde onbir ile on yedi yaş arasında Sarayda vermiş olduğu kadrolu içoğlanlık mesaisinin ruhunda yarattığı tahribat olabilir mi diye geliyor insanın aklına doğal olarak.
Aslında bu gerçek öyküdeki kişilikler çoğunluğun yakından tanıdığı kişilikler ancak daha fazla bekletmeden öykü karakteri gerçek kişileri sizlere hatırlatmak istiyorum.:
Öykünün başlangıç tarihi 1442.Sarayında içoğlan kadrosu istihdam eden ve onların hizmetlerinden erginleştiklerinde emekli olana kadar yararlanmaya devam eden Sultan ise muhterem bir ecdadımız;İkinci Murat,yani Fatih Sultan Mehmet’in babası.Tepeş,yani’Kazıklı’ ise,Eflak Prensi Vlad Besarap(tarihteki ünlü Kazıklı Voyvoda),onu Osmanlı Sarayına veren ise Ejderha Vlad(yani Drakula).
Kanuninin yaşamından esinlenerek çekilen bir populer kürtür ürününe bile,ecdadımıza hakaret ediyor gerekçesi ile tolerans geösteremeyenler acaba bir yönetmen bu gerçek öyküyü görsel bir sanat ürünü olarak çekmek istediğinde ,tarihteki ünlü kazıklı Voyvoda’nın kazık konusundaki saplantısı ile Sarayda Sultanına vermiş olduğu altı yıllık içoğlanlık hizmeti arasındaki bağlantıyı irdelemeye karar verse ellerinden ne gelir acaba çok merak ediyorum doğrusu.
Sahi Kanuni sizin şanlı ecdadınız da Fatih’in babası İkinci Murat ecdadınız değil mi ?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.