Tümdengelim Bunalımların Mehtabısın Elnaz
hayrettin taylan
Tümdengelimdi hezeyanlar! Hiçliği buz tutmuş algılar içinde içimin magmaları eritiyordu sensizliği.
Buzun ucunda ısınmış bir geçmiş, geleceğin uçurumlarında uçarılarımı akıtıyor.
Hasretin çok ucuza sattığı yanılgılar yokuşunda yokluğun yordu.
Bir bunalım defterine yazılmış kaderimin teşbihlerinde hata yaptım.Seni her güzele benzettim.Seni her güzelde yaşadım.
Köşesi olmayan gönül evlerinde köşe bucak saklandım önce kendimden, önce senden, önce öncelerinden.
*Ulaşmak istedim, üşenirliğim kabullerini görmedi.
- İsimsiz, sensiz, bensiz bir iklimin limelerinde eridim.
Ben’de öte bir arınış sızdı yüreğime.İnsan olmanın kabulünü sundu.
İnsan ötelerin ötesine kozmik serumlar bağlar .Hasta bir ruhun ilacı olacak tropikal kalakalışlarım tam kalbinde.Güçsüzlüğümün yeni merkezi.Cildi kurutan bir şampuanın gibi öylece kurudum uzak kalışlarında.
*Yakarışmalara kara kışını teslim eden kara bahtının renksiz şehrinde karıştım kalabalık amaçlara.
-Çıkarlara amca olmuş liberal hödükler gördüm. Bereketi kaçmış yarınların dibinde çıkarların sülüklerine maşa olup kendi amaçlarının amcalığını yapıyorlardı.
-Fikri maşalar da kendi gizil güçlerine metalar ekliyordu.Çalışanla, çalıştırılan farklıydı. Emekçi ile emek aynı terazide değildi. Vatan ile kalbi atan aynı hilale sarılı ufkun içinde değildi.Bayraktaki yıldız herkes için aynı şey değildi.Herkes kendi içindeki yıldıza hilalini helal kılma telaşındaydı.
*Telaşlarımın talaşları arasında tozlanmış yüreğin vardı.İyilerin kıyısındaydı marangozluğum. Keskindi duruşum.Senin gönlüne göre yeni tasarımlarım vardı.
*Önce tasalarının tasarımcısı oldun.Camdan bir sevda evi kurmuştum.
Can kırıklarını onaracak en güzel hayaldi.Belkıs’ın motiflerine benziyordu.Modern algılar gibi, yeni yapıtlar da camlıydı. Bu yüzden camdan sevdalar yaşıyoruz.Bir camın yansıttığı güzellikleri yaşıyoruz.
Güzelliklere gerdirilen amaçların okun ucu, doyumsuzluklarımıza nişan alıyor.Hep on ikiden vurmuş gibi yaşıyoruz; ama bitmiyor on ikilerimiz.
Yüzyıllık günahlarımızı taşıyan cağın sosyal algısında kendimize yenilerek değiştiğimizi, başardığımızı sanıyoruz Elnaz.
Oysa içsel ezilişlerin, içsel başarısızlıkların, banal, basit, kalitesiz, yaşamların ürünü olan bağıl, yapmacık dünyacıkların minimize beyinlerini oynuyor çoğu.
-Midesi büyüyen, beyni küçülen neslin atlasında renksiz yaşamlar demi çoğalıyordu.
-Bağıl bağlamların dibinde,dipsiz kuyuları vardı.Huysuzluklarıyla doluyordu.
-Bağrı yanışların haritasında seni aşk olarak gördüğümde böyle bir toplumun toplamından çıkmış; ama bilinçaltı filtresi kirlenmiş egolarını daha yeni eğitilmiş, ehil duruşların durulanmış öznesiydim.
-Dallarımda binlerce kardeşlik bülbülü öter, sen gülken.
Çeşniler toplanır yaptıklarının gölgesinde, dile gelir mazlum bülbülerim.
Özgürlüğümün mistik bayrağını sallayan mutluluk cemalisin.Güzellikleri güzel yüzünle taşıdım benliklere.Şimdi arınmış,kendini bulmuşluğun musluğu açık sularda bir içimlik sevdasın.
*Seni kana kana içmeye geldim.Yan yana yaşamaya geldim Elnaz.
Ben bilinçli yaşamanın algı güneşiyim.Seni de sahilimin en bilinçsel kıyısına alarak güzel sevdalara güneşlemeye geldim bilesin Elnaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.