- 2947 Okunma
- 54 Yorum
- 1 Beğeni
SICAK & SIMSICAK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kırk altı yıllık devre arkadaşlarımla Marmaris Aksaz kampındaydık. Günlerimiz coşkulu geçti. Anılar tazelenmiş, arkadaşlarla epey moral depolamıştık. Aramızdan ebediyete göçenleri yâd edip, görüşemediklerimizi birbirimize sorarak haberlerini almış, toplu halde güzel Marmaris’in her tarafını gezip tozmuştuk.
Vedalarımız hüzünlüydü. Birbirimizden helallik almış,
zor da olsa ayrılmıştık. Ben Antalya da görevli küçük oğlumun yanına gittim.
Bekâr olmasına rağmen, evi temiz ve bakımlıydı. Mesaisi bitince bizlere Antalya’nın güzel yerlerini gezdiriyordu. Hanım mutlu, ben mutlu, oğlum mutlu idi. Hanım oğlumun sevdiği yemekleri yapıyor bende sürekli alış veriş işlerine bakıyordum.
Elimde alacaklarımın listesi, bir de benim alacaklarım olunca bir hayli yekûn tutuyor. Haaa hanım bana kızsa da alacağım.
Ne yapayım büyük market tuzakları, kim düşmemiş ki?
Tek parça almak için içeriye gir, elinde en az beş tane, nasıl olsa para vermiyoruz. Kartı uzat şifreyi gir işlem tamam.
Evet, alış verişim bitti. Kasada sıradayım. Hepsini torbaladım. Kartla ödememi yapıp, Poşetlerle park yerine gidiyorum.
“Hay Allah arabayı nereye park etmiştim.” Unuttum.
A-1mi? Yoksa A-7 mi? offf ikisinin arasında altı oto park yeri var. İşim zor” ne yapacağım şimdi, hele bir A-1 re gideyim. One ya? ben buraya geldiğim zaman bu kadar araba yoktu. Vakitte geçiyor. Hanımın zılgıtını, boşver de arabayı bir bulabilsem.
Bu arada dışarıda alış veriş arabalarını toplayan kişiyi gördüm. Sevinerek yanındayım.
“Evlat yardımın gerek bir dakika bakar mısın.”
Hiç oralı olmadı. Tekrar söyleyince sert bir şekilde
“Tamam da dede bize kim yardım edecek? Git işine zaten burnumdan soluyorum.”
Şaştım kaldım. Yaptığı bu hareketi hiçte hak etmemiştim. Gözüm karardı. Herhalde tansiyonum fırlamış veya kan şekerim düşmüştü. Çaresizdim. Etrafımdan geçenlerin çok aceleleri vardı. Hiç kimsenin umurunda değildim. Fenayım ha düştüm ha düşeceğim.
O ara gayet güzel giyimli yakışıklı bir genç yanıma gelip gülerek elini uzattı.
“Merhaba ben alzheimer”
Şaşkınlığım biraz daha arttı kekelemeye başladım. Uzattığı eli tutarken
“Ben… Tacettin" demeden:
“Gerek yok seni tanıyorum. Listemdeki yenilerdensin. Aşamalarını kaydediyorum. Fena değil, beni pek yormayacak gibisin. Bak bu gün arabayı yarın evi diğer gün adını unutacaksın. Aferin, adamım, tuttum seni”
Tepem attı. Bu da nereden çıktı ki? Biraz toparlayıp karşı hücuma geçtim.
“Peki, hiç yardım etmeyecek misin? madem ben bu hastalığın başlangıcındayım. İlerlememesi için ne yapmalıyım?”
“Yazı yazma, kitap okuma, şiiri de boş ver. Sakın bulmaca da çözme. Ye, iç, yat, yürüyüş yapma. Sigaraya içkiye devam, hatta artır bile. Beynini zorlama, bırak durduğu yerde uyusun”
Dilim damağım kurudu. Şaşkınım ki sorma boncuk, boncuk terliyorum. Yüzüm sapsarı.
Koluma giren iki delikanlıyı hayal meyal hatırlıyorum.
“Otur amca biraz su iç”
Yandaki banka oturup uzatılan şişeden bir yudum suyu içip biraz rahatlıyorum.
“Çok sağ olun yavrum biraz önce konuştuğum adam nerede? Onu göremiyorum da.”
“Hangi adam amca, yok öyle birisi, tam düşüyordun bizler yetiştik.
Şaşkınlığım tavan, ikisine de aval, aval bakıyorum.
Çok güzel çocuklardı. Arabayı bulamadığımı onlara anlattım.
Birisi yanımda oturdu. Diğeri uzaktan kumandayı alıp hemen arabayı buldu. Poşetleri bagaja koyup teşekkür ettikten sonra ben tekrar alış veriş yaptığım mağazaya gittim.
Görevlilerden birine mağaza müdürü ile görüşmek istediğimi söyledim. Beni şık giyimli güzel bir bayan karşıladı.
“Buyurun efendim nasıl yardımcı olabilirim?”
“İlginize çok teşekkür ederim. Alış veriş yaptıktan sonra poşetlerle arabamın yanına gidiyordum. O sırada, burada çalışan gömleğinin sol üst yakasında adı Salih Durmaz olan biriyle tanıştım.
“Evet, bizim personel”
“Şimdi onunda buraya gelmesini istiyorum. Kabul ederseniz geri kalanını onun yanında anlatacağım.”
Kısa bir aradan sonra bizim kazma içeriye iki büklüm girdi.
“Evet, amca sizi dinliyorum”
“Bak hanım kızım, bu beyefendi arabamı bıraktığım yeri şaşırmıştım. Bana çok yardımcı oldu. Arabamı aradı buldu. Elimden poşetlerimi alıp bagaja yerleştirdi.
Ben de böyle bir personele sahip olduğunuz için teşekkür etmeye geldim. Durum bundan ibaret, bana zaman ayırdığınız için size de çok teşekkür ederim müsaadenizle.”
Müdür beni nezaketle yolcu etti. Salih kardeşte arabamın yanına kadar gelip ısrarla elimi öpmek istedi. İzin vermedim.
Park yerinden çıkıp eve doğru giderken iç aynadan
Salih’in bana el salladığını görüyordum.
“Aman Allah’ım oda ne?"
Yanımda oturan biraz önce tanıştığım bay Alzheimer di.
“Ne haber adamım. Gideceğin yeri biliyor musun?
“ Elbette oğlumun evine gidiyorum.”
“ Tamam da hangi ışıklardan döneceksin?"
Dilim lal. Sadece yutkunuyorum.
YORUMLAR
insan bir yazıyı okurken mutluluğuda hissedebilir mi ?
evet ilk kez geliyorum sayfanıza huzuru ve anlamı hissettim.. güneşli ve dokunuşlu bir yaşam geçti yanımdam..kısaca yazınıza bayıldım kelimeleriniz cevaplar düşünceler ve sonuç mükemmeldi tebrikler.
diğer yazılarınızıda okuyacağım .!
tacettin yıldırım
Her yazınızda hayattan gerçekleri buluyor,zaman zaman dertleniyor, zaman zaman duygularıma yeniliyor göz yaşlarımı tutamıyorum ,zaten oldukça sulu gözlüyüm.bu yaşamış olduğunuz gerçek ise ayrı bir duygu verdi.ne yazık ki sıkça rasladığımız burnu havalarda, ben buyum diyenlerdenmiş o insanlıktan nasipsiz. ne hale geldi insanlık?anlayamıyorum!okurken satırlarınızı sizi,durumunuzu görür gibi oldum.Diğer kendini gösteren delikanlıya gelince aman üstadım! sizden uzak olsun, Allah göstermesin inş. siz ona aldırmayın üstadım sizi kıskanmış :) nasıl önerilermiş onlar öyle.biliyorum ki insan hası değerli üstadım pabuç bırakmaz kolay kolay. tebrik ediyorum emeğinize o güzel yüreğinize ,usta kaleminize sağlık. başarılarılarınız bitimsiz olsun.selam saygılarımla.
CANIM ABİM KIYAMAM BEN SANAYA OFFF SEN DAHA BİZİM GÖZÜMÜZDE ÇAKI GİBİ DELİKKANLISIN KULAK ASMA ONLARA SEN ABİM SENDE BU TATLILIK SEMPATİKLİK VARKEN EVELLALLLAH SANA HİÇBİR HASTALIK DOKUNMAZ VIZ GELİR ABİM SEN MÜCADELECİSİ VE GÜÇLÜ KALEMLERDEN BİRİSİN SENİ ÇOK SEVİYOM ABİCİĞİM YÜREĞİNE VE HAYALLERİNE SAĞLIK HARİKA BİR CANLANDIRMAYDI AMA BURUKTU BANA ACI VERDİ ABİM KENDİMİ ZOR TUTTUM AĞLAMAMAK İÇİN SAYGIM VE SEVGİME ALLAHA EMANET OL GÜÇLÜ KALEM
Nefis bir canlandırmaydı, Bir hastalığın ayak sesleri harika işlenmiş öyküde.
İçten içe bir korkumuz bu hastalık sanırım. Son şiirde "Ay alzaymır olsa" derken belki de ben de bazı korkularımdan etkilenmişimdir. Yazınızı okuyunca daha çok öyle düşündüm.
Yazmayı ve ilgi ile okutmayı başarıyorsunuz vesselam.
Allah hepimize sağlık versin, selamlarımla
Can abim senin başında yada değil. Ama böyle bir hastalığın getirdiği olasılıkları ne güzel dile getirmişsiniz.
Ve ilave etmek; hastalıklar ve tüm olumsuzluklar paylaşıldığında azalır. Sevgiyi yüreğimize işleyip onunla muamele ettiğimizde tüm olumsuzluklar yerini güzelliklere bırakmakta.
Bizim Dinimiz tebessümü sadaka kötü söz ve davranışı kul hakkı saymakta. Bu bilinçle hayata bakış açımızı bir daha gözden geçirdiğimizde yanlışlarımızı bir kenara sıyırıp hayatın gerçek anlamına vakıf olmaktayız.
İnsanların yüzlerinde ve yüreklerinde açtığımız tebessümler bizlerinde dünyasında güneş gibi doğmakta. Ne acıdır! Bu güzelliklerden mahrum yaşamak ve kendini alıkoymak tüm değerlerden.
Tüm sevdiklerinizle nice güzel günler görmeniz dileğimle. Allah yar ve yardımcınız olsun.
Selam, sevgi ve saygılar can abime.
Değerli komutanım, geç de olsa bu güzel yazını okumak kısmet oldu.
Yazı, amansız hastalığa adım adım gidişi anlatırken, duyarsız insanlara inceden inceye ders de veriyordu. Anlayan anlamıştır. Umarım duyarsız insanlar bu yazıyı okumuştur.
Burada Mehmet hocamın yorumuna katılıyorum, bu amasız hastalığı çok güzel anlatıyorsun. Oysa sen hasta filan değilsin, çünkü ne zaman telefon etsem; Buyur ablam diyen o tanıdık sesini ezberledim. Alzember olan bir kişi nasıl hatırlar ki:( Bu da kalemin kaviliğindendir bana göre.
Tebrikler komutanım, nice yazılarda buluşmak dileğimle.
selam ve saygımla...
tacettin yıldırım
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgiler, saygılar...
Adı gibi SICAK,SIMSICAK ,hem uyaran ,hem insanlık dersi veren bu harika yazıyı hayranlıkla okudum yine .Eline ve yüreğine sağlık Komutanım .
Alzheimer denen çağın hastalığı sizin gibi düşünen çalışan beyinlerle baş edemez .
Bu tür unutkanlıkları gündelik yaşamda gençler bile yaşıyor .Hepimiz bu büyük AVM lerin labirentlerinde kayboluyoruz zaman zaman .
En güzeli onunla dalga geçmektir. hatırlamak istemediğimiz kişi ve olaylarda Alzheimer oldum deyip kullanıp atmak ve gülmek .
Ve ona karşı beynimizi çalıştırarak silahlanmak .Sizde artısı da var.
selam ve saygılar ...
tacettin yıldırım
Aman Tacettin bey ; Allah korusun. Hemen kov adamı yanıbaşından ve bir daha da yaklaşmaması için gerekirse beylik silahını da kullanmaktan çekinme !
Gülemedim nedense, Ciddiye aldım nedir. Yok yok, gülümsemeye çalışacağım. Dostluğunuza güleryüz yakışır çünkü. Nice sağlıklı günlere inşaallah.
tacettin yıldırım
Değişen dünya ile hastalıklarımız da değişti. Aslında, belki, değişmediler... Değişen, sadece, isimleri oldu. Eski söylemleri, daha insaniydi galiba? Şimdi, daha bir sert, daha bir acımasız, daha bir tokat gibi oldu, isimleri...
Daha uzun bir süre, uzak durmalarını diliyorum, hepimizden...
Kaleminizi ve güne gelişiizi kutluyorum.
Saygılar, selamlar.
tacettin yıldırım
Can Abim.
Öncelikle bu enfes yazıyı okumakta bu kadar geciktiğim için özürlerimin kabulünü rica ediyorum.
Benim evde çocukların asker arkadaşı vardı misafir olarak. O bakımdan evde bilgisayara giremiyordum. Okulda ise bilgisayarı iş-güç amacı dışında kullanmamız pek hoş karşılanmıyor. O bakımdan ara sıra kaçamak yapıyorum ancak..Onda da bir yazı ya da şiir asıp hemen çıkıyorum. Yani anlayacağın sitede vakit geçirmeye zamanım olmuyor pek.
Yazın gerçekten de nefis olmuş. Usta işi olmuş. Öyle olunca da hakkettiği ödülü almış. Kutlarım.
Abi bu Mr. Alzheimer sanırım bana da uğradı. Özellikle yemek yaparken sol omuzum tarafında beliriyor. Buz dolabına yöneliyorum yağ almak için. Buzdolabının kapısını açıyorum. Kahvaltılıkları çıkarıp masanın üzerine koyuyorum. Bakıyorum ki daha çayı bile koymamışım ocağa...Çay koymak için kalkıyorum..Bir bakıyorum ki boş tencere ateşin üzerinde kıpkırmızı olmuş. O zaman hatırlıyorum buz dolabından yağ alacağımı..Dönüp yağ almak için tekrar buz dolabına yöneliyorum ve salçayı alarak tekrar tencerenin başına geliyorum. Bu arada buzdolabının kapısını açıp '' ne alacaktım'' diye düşünürken geçen zaman içinde soğuktan nezle, grip, anjin, farenjit artık ne kadar soğuk algınlığı hastalığı varsa hepsinden olmak da cabası...
Velhasılı kelam takma kafayı o kadar...Senden beterleri var....
Selam ve sevgilerimle.
tacettin yıldırım
Çağımızın hastalığını anlatan beynimizin çalıştırılması gerektiğini vurgulayan güzel bir paylaşımdı.Arabayı park ettiğimiz yerde bulamamak hepimizin başına geliyor.Bilhassa büyük alışveriş merkezlerinde oto park çift katlı olunca bizde birinci kata bıraktığımız arabayı ikinci katta ararsak acaba bizdemi o hastalığa yakalandık diye düşündüm..Paylaşımınız için teşekkürler.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım
çok insanlık dolu çok insanca
ve her konuyu olduğu gibi bu öyküdeki kounyu
ince ince içimize işleyen bu kaleme selam durulu
ve o kalemi tutan elleri öpülür...
her dem saygımdasın Abi can
tacettin yıldırım
güldürürken düşündüren düşündürürken eğiten sımsıcak insancıl erdemli bir yürek
tebriklerim günün yazısına hayata kattıgınız sevgi yürekli cümle güzelliklere iyi ki varsınız şanssınız Tacettin dost..:)
sevgim saygım selamlarımla..
tacettin yıldırım
Yazın Çandarlıya uğradığımda , arkadaşlarınızla okey oyununuzu seyrediyorum.Taş dizerken,atarken şahane takip ediyorsunuz.Alzaymır olmadan,olmuş gibi yazmak zor.Siz,zaten zorun üstesinden kolayca gelen arkadaşımsın.
Akhisar'daki eniştem dediğiniz gibi.Yeğenim bankadan maaşını çekip babaya veriyor.On dakika sonra,ben bankaya gidip maaşımı çekeyim diyor.Baba biraz önce maaşını sana verdim ya,diyince
Hayır ben senden maaşı almadım diyor.
Arkadaşların yazılarına pek bakmadığımiçin,sizin güzel yazınız da gözden kaçırmışım.
Özür dilerim.Usta kaleminizi kutluyorum.
Sağlıcakla kalınz...
tacettin yıldırım
günün yazısı ve alın yazısı bir araya gelmiş..öncelikle tebrik ederim..başarılarınız daim olsun sevgili Komutan ' ım..alın yazısı dedim..zira başta devrenizle tazelediğiniz anılar da bir zamanların yaşanmışlığı idi..ondan sonra neler neler yaşadınız da böylesi güzel anılara imza attınız..insan yine de arkasına baktığı zaman ( güzel anılar bıraksa da ) bedeninin yavaşlamasına, ihtiyarlamasına anlam veremiyor..eski günlerin hayali gözlerde tüllenince gönüllerde bir hüzün yaşanıyor..hele hele artık vücud yavaş yavaş fire verip, hastalıklar kendisini hissettirince insan hazan mevsimini yaşadığını müşahade ediyor..hazan mevsimi de olsa insan, insanlığı elinden bırakmamalı..teşekkür etmesini de bilmeli, özür dilemesini de..insanlık sizden çook şeyler öğrenecek..işim bitti demeden hak edene hakkını iade etmek için gideceği yere geç kalmayı göze alan, siz değerli Komutan ım, sizden öğreneceğimiz daha çook şey var..Allah sizin gibileri çok etsin..Ömrünüz bereketli olsun inşallah..Alzheimer ın yap dediğini yapmayın, yapma dediklerini yapın..size çok iyi bir tiyo vermiş..söylediklerini dikkate alsanız iyi olur..tebrik ve saygılarımla..sağlıcakla kalınız..
tacettin yıldırım
Uzak olsun desek de aslında en yakınımızda en yakınlarımızda var.
İçindeki dersiyle değerli bir paylaşım.
Teşekkürler,saygılar.
tacettin yıldırım
Değerli Tacettin ağabeyim...
Yaşam sana borçlu bence...
Çünkü yaşamın içinden herkesin farkedemeyeceği konuları cımbızla çekip samimi cümlelerin eşliğinde okuyucuya ulaştırmayı en iyi yapanlardansın...
Alzheimer sizden ve tüm sevdiklerinizden uzak olsun diyerek...
Saygımla...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım
Bu adam seni bellemiş ikide bir yoluna çıkıyo ha
Dost sakın face ekleme bizede musallat olur
Her zamanki akıcılık ve üslupla kaleme alınmış dopdolu makalenizi gönülden kutluyorum dost
siz konuştuğunuz aklınıza gelen her cümleyi yazsanız makale olur
sevgiyle kal
OZANMERDAN tarafından 1/24/2013 4:38:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
tacettin yıldırım
Abi güldürdün beni yahu. :))
Bana kalırsa bay Alzheimer senden korksun. :)
tacettin yıldırım
ah efendim dedim yazıyı okuyunca ..çağın hastalığı diyelim buna yaşlılıkla alakası var deselerde ben buna pek inanasım gelmiyor ben beni bildiğim için ..yani bedenin bununla bir alakası yok gibi gibi..ruhla alakalı..nenem 94 yaşında vefat etti ve tarihti sanki kadın..dedelerimde öyle..temiz hava bol gıda derler ya..yedikleri içtikleri doğal ve süt bal kaymak ve doğal et .ve acı görmüşlersede hayata tutunurken ruhlarını hiç yaşlandırmamışlar ..ben ve benim gibilerin ruhu o kadar yaşlıki şu hem teknolojinin sürümlerinden ve aldığımız gıdalardan.... unutkanlık başlayınca ne oluyor gülesen dedim..kendine gel ..şimdi hiç bir şeye aldırmadan yaşıyorum..herşey beni çok üzerdi..el alemin dertleri derdim olurdu..ne zaman ki tek başıma kaldım baktımki dört elle sarıldığım kişilerin hayatlarında yerim yok..herkes kendi aleminde bunu anlamak ve kendime gelmek son bir yılın içinde oldu..iş işten geçmiş olsada artık benim için yarınlarım vardı..bana değer verene değer vereceğim diye yeminim var artık..ve beynimi boşalttım..bunun için yazdım işte yaşadıklarımı..beyni boşaltmak ve başımı da yastığıma koyarken şükrediyorum ve bol bol dua ediyorum...görelim mevla neyler neylerse güzel eyler diyerek...
çok çok güzeldi..dediğiniz o delikanlı cevizden hiç hoşlanmazmış sabahları ceviz yiyorum..akşamları kara üzüm..geç de olsa aklım başıma yeni yeni geliyor:))
gerçekten erdemli bir insansınız..salih ömrü boyunca unutamaz sizi artık
kaleminiz daim olsun ve de yüreğiniz
tacettin yıldırım
bende kaybetmiştim arabayı, sinema çıkışı! hatta işin garip tarafı arabayı bulmuş sonrada çıkışı bulamamıştım, bütün çıkışlar kapalıydı , bunalıma girdim, otoparkta 7 kez tur attım, kimsecikler yoktu, görevli filanda görünmüyordu, en son bir tanesini görüp sordum, bir tanesi açıkmış, hele şükür çıkabildim:)))
tacettin yıldırım
Sürükleyici çok güzel bir anlatımla sunduğunuz yazıyı beğeniyle okudum.
Düşündürücü aynı zamanda ders verici idi.
Bu hastalık sizden ve herkezden uzak olsun.
Çağımızın hastalığı oldu.
Sağlıklı bir yaşam diliyorum komutanıma.Selam saygılar efendim.
tacettin yıldırım
yüreğinize saglık komutanım çok etkili bir çalışma hayran oldum okurken
kaleminiz hep çağlasın
saygılarımla
zaralıcan
tacettin yıldırım
Gerçekten sıcacık bir yazıydı.
Allah sağlıklı uzun ömürler versin komutanım.
Selam ve saygımla.
tacettin yıldırım
Çok özür dilerim hocam bağışlayın ne olur :( geciktim yine :((
Allahım esirgesin hocam :(( hikayenin içinde hastalığı tanıtırken çözümünüde vermişsiniz perdeli olarak okura.
Okumalı, yazmalı, özellikle beyin jimnastiği bol bol yapılmalı.Bilmeceler, tersten okumalar, ...
Hafizayı sürekli hareket halinde tutmalı...birincil önlem bu hastalık için.
Malesef son 5 yılda ailemden 2 kişiyi bu hastalığa kurban verdim :(
godolu, hormonlu sunnii gıdalarla bırakın şehirde hayatını idam ettirenleri artık kendi sebzesini, meyvesini yetiştirene bile ulaştı...çünkü gübreler , ilaçlar hepsi sentetik...:(
Allahım esirgesin hocam.Dilerim sandığınız gibi değildir.
Teşekkürler bu anlamlı paylaşım için.Selam ve en derin hürmetlerimle.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım
Çok güzel anlatmışsın çağımızın hastalığını kaçınılmaz olacak belki beynimizi çalıştırmaz okuyup yazmazsak tabiki okuyup yazmayan toplumuz sizin yazılarınızı ve şiirlerinizi özlüyoruz devamını
bekliyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum tacettin abim sağlıcakla kal.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım
Sayfanıza bir kaç kez geldim gittim,bir şey yapacağım diyorum ne yapacağımı hatırlamıyorum..şimdi hatırladım yorum yazacaktım...ne yazık ki unutkanlık çağın hastalığı...bir dostumla geçen gün bu konuyu konuştuk.."Öyle bir rahatladım ki..hiç bir şey düşünemiyorum,kuş kadar hafif hissediyorum kendimi.." dedi..tabi ki her şeyin fazlası zarar..özellikle unutkanlığın..paylaşımınızı kutluyorum..saygılar...
tacettin yıldırım
Çok duygulandım :(
insanlık dersi,ve O korkulu ruyamız hastalığa farklı bir bakış,anlatım yine okunası...
TEŞEKKÜRLER
tacettin yıldırım
Mağaza personelini şikayet edeceksiniz sanıp, (her ne kadar fazlasıyla hak etmişse de) üzülmüştüm. Sergilenen asîl davranış, nazarımda hikâyenin asıl konusunun önüne geçti dersem, yalan olmaz. Harika bir eğitim metodu!
Bu güzel yazı için teşekkür ediyorum, Tacettin Bey.
Selâm ile...
tacettin yıldırım
Ne güzel akıcı bir uslûpla anlatmışsınız bu baş belâsı hastalığı.Babam bu hastalıkla pençeleşerek öldü. Kardeşlerim ve ben de korkuyoruz yakalanmaktan. Babamın önceki dönemlerde yaşadıklarını bizler de yaşadıkça korku artıyor.
tebrikler gönülden,
bu güzel anlatıma,
selâm ve saygılar..
tacettin yıldırım
Abi ;sen komutan adamsın geldiğinde (alzheimer ) geri dön ileri marş niye demedim ,o zaman sıcaklardan aklına gelmedi herhalde.
Tebrik ederim saygılarımla.
tacettin yıldırım
Her zaman olduğu gibi, güzel bir anlatımla dle getirdiğiniz yazınızı,
beğenerek okudum.
Artık yaş kemale eriyor, bundan kaçış yok. Ancak yazınızda ifade ettiğiniz yapılmaması gerekenleri ısrarla yapmaya devam edersek muhakkak ki biz kazanacağız.
Yazınız sebebiyle sizi tebrik eder, sağlıklı günler temenni eder,
selam ve saygılarımı sunarım.
Asker öyle kolay kolay teslim olmaz!
tacettin yıldırım
Nekadar akıcı bir üslubun var ... bir çırpıda okuyuverdim.
Marmariste ben de vardım .gerçekten en mutlu günnlerimiz orada geçti, şimdi artık önümüzdeki güzel günlerin hazırlığını yapmak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz..
Otoparkta aracını bulamamanı anladımda, sonrası beni çok heyecanlandırdı, ne oluyoruz dedim...O konuştuğun adam seni listesine alasıya kadar daha çoooook kapılar gezip, nicelerini yazdıktan sonra , ömrü vefa ederse senin kapını çalacaktır. Sen, bu güzel yazı ve şiirlerinle bizleri buluşturmaya devam et, gerisini düşünme , seni o kadar çok seven var ki...Kutlarım seni..
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım
nefessiz okudum aman komutanım dikkat
o kadar güzel anlatmışsınız ki hepimize ders verdiniz saygı ve selamlarımla
tacettin yıldırım
Sıcak sımsıcak bir anlatımdı...
Bende zaman zaman bu Alzheimer başlangıcında mıyım diye düşünmüyor değilim :)
Hayat şartları kafamızı o kadar çok ve gereksiz şeylerle dolduruyoruz ki,küçük unutkanlıklar kaçınılmaz oluyor,büyütmemek lazım. ,
Ama o görevliye yapılan davranışın(övme) bu rahatsızlıkla uzaktan yakından ilgisi olmadığını,kıvrak zekanızla onu utandırmak istediğinizi düşünüyorum. Öyle olmasa adını hatırlamazdınız :)
Bu da ona iyi bir ders olmuştur...
Yüreğinize sağlık...
Saygımla...
tacettin yıldırım
:))))
Çok yaşayan nasıl anlaşılır?
uzun yaşamak çok yaşamak mı? diye sorarım bazen kendime.
Uzun yaşamak değil çok yaşamak,çok yaşamak dolu yaşamak,Tabula rasa da çizgiler çizmek,karalamalar yapmak,resim çizmek,notlar düşmek, kalemin ucu ile delikler açmak,güneş çizip kaş göz yapmaktır.
Hayat geçiyor.
Biz sadece anılar üretiyoruz.
Çünkü sadece anılar kalıyor.
Ve onlar "BİZ" demek.
hatıralar olmasaydı "biz" ne olurduk?
Kendini anlatan insan "anıları" nı anlatmaz mı?
Allah sağlık versin...
Halam köyde o hastalıkla yaşıyor.
Her otuz saniyede bir "hoş geldin" diyor
Tanımıyor,gezinip duruyor.
Fakat o halam,ve sevgimin bir ucunu tutuyor.
Yüreğimin bir köşesinde anılarımın oybatıldığı film sahnesinde ondan kareler ,görüntüler var,kahkahalar,bilmeceler var.
O haliyle bile kıymetli çünkü anılarımda değerli bir yer teşkil ediyor.
Selam ve saygı ile ellerinden öperim değerli ağabey..Kendine iyi bak.
tacettin yıldırım
yine çok güzel anlatımla anlatmışsınız
özletiyorsunuz yazılarınızı kardeşim.
aman siz o hastalığa tutulmayın şakadır o öyle biri yok inanın bol bol şiir yazın yazı yazın hatta bulmaca çözün beyni çalıştırın
bilseniz eşim çocukların oynadığı bilgi sayarda oyunlardan oynuyor kağıtları dizip ındiriyor neymiş beynini dinlendiriyormuş
saygımlasınız her daim
tacettin yıldırım
Allah korusun hastalıktan "Alzheimer" ile yaklaşık on yıldır uğraşıyoruz anneme musallat olmuş
Bazan bizi bile tanımıyor.
"Alzheimer" içimi burksa da, tebessüm ile okuduğum güzel bir yazıydı;
Saygımla hocam...
tacettin yıldırım
Değerli Tacettin kardeşim, nasıl bir disiplin sahibi ve de çelik iradeye sahip olduğunu buradaki herkes biliyor. Bence sen eşinin zılgıtını düşünerek boş vermişsin Alzheimer denen yapışkanı, Yoksa ona haddini bildireceğinden hiç kuşkum yok.
Buralara kadar ulaşan tebessümler için binlerce teşekkür...
Saygıyla...
tacettin yıldırım
Bir ara sana yapılan bir kamera şakası sandım...
Ama artık yaşlılığı kabul et..yani dinç görünsende yaş altmışı aştı..dedesin olacak o kadar..gülümsedim...
Güzel bir anlatım..kutladım selamlar
tacettin yıldırım
Güzel bir yazı okudum ama daha var okuyayım derken birde baktım bitiverdi.
Rabbim insanlarımıza yardımcı olsun ne diyelim..Yinede tedbiri elden bırakmamak lazım ..Teşekkürlerr..slm.saygılarımla.
tacettin yıldırım
Bence Alzheimer korksun sizden..Allah her daim sağlık sıhhat versin...Her yazınızı okumaya başladığım an acaba sonunda ne gibi bir süpriz var diye merak ederek okuyorum...Değerli kalem sevgili abim yine güzel bir yazınızı keyif alarak okudum.. Bu güzel paylaşımlar için bilhassa teşekkür ederim..Saygı ve selamlarımla
tacettin yıldırım
Çok hoş bir anı paylaşımıydı. Bu arada bu hastalık kimseyi kendisine adres yapmasın inşAllah. Öte yandan bu güzel anı öyküleri bir kitap yapma zamanı geldi diye düşünüyorum, ne dersiniz abi?
tacettin yıldırım
Allah esirgesin ağabey
bir sonraki yazında bize bu hastalıktan korunma yollarını daha iyi anlatırsın
beyni çalıştırmak tek çözüm değildir elbet ve yapmamız gerekenler vardır
bilgilendirici bir yazıydı
paylaşıma teşekkürler
saygı ve hürmetler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Komtanım o kötü hastalıktan korunma yöntemlerini yazmışya. Bulamaca çözmeyeceksin, okuyup yazmayacaksın, düşünmeyeceksin :)))
Eskiler'' işleyen demir ışıldar derler'' ya yalan ''işleyen demir aşınır'' en güzeli gamsız olacaksın kafaya takmayacaksın düşünmeyeceksin yan gelip yatacaksın
sevgiler
tacettin yıldırım
Alz adamın adı neydi ya unuttum ben bunamayamı başladım yoksa :)))))
Siz daha gençsizin ne unutkanlığı ne Alzheimer'i size değildiro başka Tacetttin'i arıyordur o unutmuş soyadını sizi bulmuş
Allah korusun Alzheimer dan herkesi. Güzel bir yazıydı demek ki kötü insanlar gibi yardıma ihtiyacı olana yardım eden iyi insanlarda var.
Tebrikler
Selam sevgi ve saygılar