- 698 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOKUMA HATASI
Her yol gönüle gider. Gözyaşları gönlün tükenmez çağlayanlarıdır. Umudun da, umutsuzluğun da mekânıdır. Yönlerin birleştiği tek yöndür gönül. Birbirine paralel doğruların da kesiştiği yerdir gönül. Paralel doğrular kesişmez kuralına inat. Her çare gönül içindir.
Çünkü hayat gönle bağlanmıştır. Tırmanan ve çıkan, gönlün baharında buluşmanın hazzını tadar. Gönül kâbedir, gönül gerçeklerin tekidir.
Dost, dost gönlün ürünüdür. Gösteriş için dostluk, fayda için düşmanlıktan daha kötüdür. Vicdan bahçesinde dostluk, her mevsimin çiçeğidir. Bahçenin hüneri hiç solmamasıdır.
O halde güzelliklere koşmalı. Çirkinliği yenenler güzelliğin aşığı olmuşlardır. Başlar göğe kalkık, derin bir huşu içindedir. Gönlü dost olanın her sabah yeniden doğması süreklidir. Onda fikir taze, ruh zindedir.
Allah mazlumu baştanbaşa kaplamıştır. Mazlumun her hali Allah’la bütünleşmiştir. Bu yüzden mazlumun ahı yerde kalmaz. Zulmeden, kahreden, adalet ve hakkaniyet cellâdı zalime karşı, mazlumun ahı kılıçtır.
Zalim kara vicdanının lekesi üzerinde anılarını yazar. Mazluma zulmedenin karası silinmez. En uzak köşeler, hakta birleşen, hakta oluşan dönemeçlerdir. İç içe, hislerle çatılmış hedefler, metotlar ve bütün âlem onun bir aracıdır. Sebepte, sonuçta, amaçta, duranda, yürüyende her şeyde o. Sen ey fani dünyanın fani yolcusu, çağlar boyu nereye varmak istiyorsun?
Güneş varsa, gölgeler de vardır. Kalp gölgesi ile birleşmez. Gölge aslın hayalidir. Hayal sonucun atığıdır. Allah’ın esirgeyen ve bağışlayıcı katında zalime merhamet edilmez. Mazluma zulmedenin cezası zalimi lanet yapar. Zalim lanetin aslı olur. Lanete bağışlama olmaz.
Mazlum zulüm çektikçe, semaya çekilir. Bu merdivenin sonunda rahmet, mağfiret ve cefa yolcusunun selameti, saadeti vardır. Zalim zulmettikçe alçalır. Mazlumun büyüklüğü zalimin alçaklığından doğar. Bu hal candan öteye taşır insanı.
Hani herkesin dilinden düşürmediği bir söz vardır:”Bu dava bitmez”diye. Doğrudur, insan yaşadıkça arzuları bitmeyecek, arzular tükenmedikçe de davalar devam edecektir. Korkarım ki bizimki boşuna bir emektir.
“Mağfiret benim anayasamdır” diyen Allah, insanı bir gülün gölgesinde saklar. O halde, nefreti içinde ezmeli insan, sevgiyi gönle tapulamalıdır. Hoşgörüyü, karakter olarak bedene yerleştirmeli. Kızınca bahar yağmuru gibi olmalı. Nefret etmeli ancak sevmek ihtirasından. İnsana insandır diye bakmalı.
Ve lakin ben, İnsanı insanla yan yana koyuyorum, seçemiyorum. Sanki bir kördüğüm. Hangisi o yüce mucize? Hangisi dokuma hatası belli değil.