- 960 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
AZRAİL !
Sormuslar Hocaya:
-Cenaze taşınırken tabutun ne tarafında bulunulmalı,önundemi,arkasındamı,sağindamı,solundamı? diye.
Hoca şöyle bir kasılmıs cevap vermis:
-Tabutun içinde bulunmayinda neresinde bulunursaniz bulunun!
Kıssadan hisse:
Genç adam hazır hissediyordu kendini.Tabutun içinde olmak düşüncesi de çok fazla korkutmuyordu.Mezar içinde kalmak ta...
Bir seferinde bir kitapta okumuştu,adamın birisi ölüme hazırlanmak adına,mezar kazdırmış arada bir girip kazdırdığı çukura,gözlerini kapatarak saatlerce öldüğünü hayal edermiş.O zamanlar çok etkilenmişti ve hiç unutmamıştı.Belki bir gün kendiside böyle bir şey deneyebilidi...Yıllar önce aklına koymuştu aslında.Mezarlıkta bir gece geçirmeyi.
İlk defa gecenin bu saatinde bir mezarlığa gidiyordu.Mezarlığa giden yolda in cin bile top oynamıyordu.Sanki tüm insanlar hatta,tüm canlılar uykuya dalmıştı.Ağaçların yapraklarında bile tam bir ölüm uykusu sessizliği vardı.
Acaba geri mi dönmeliydi.Ne kadar çabuk tırsmaya başlamıştı.Bir an kendisinden utandı.Oysa ki kendinden ne kadar emindi.Sabaha kadar mezarlıkta oturup tefekküre dalacaktı.
Hatta sabah namazını mezarlıkta eda edecekti.:
----Yuh bana!Ne kadar ödlekmişim bende...
Mezarlığın giriş kapısından besmele çekerek girdi ve mezarlığın içinde şaşkın ve ürkek bakışlarla ilerledi yavaş yavaş.Dikkatini ilk çeken kimi mezarlk taşların çok gösterşli, kimilerinin ise sade ve daha az dikkat çekici olmasıyd.Yüksek ve görkemli olanlar apartman,diğerleri ise gecekonduydu sanki...
Sabah ik işi aylardır evinin darlığından şikayet eden ve dubleks ev diye tutturan annesine,
Mezarlığı ziyaret etmesini tavsiye edecekti...
Ay çok cömertçe saçıyordu ışığını bu gece...Zaten gözleride alışmıştı karanlığa.Mezar taşlarının büyük harflerle yazılan yazılarını okuyarak uzaklaştı giriş kapısından.
Hava soğuk değildi ama hafif bir titreme başlamıştı vücudunda.Üşüyordu...
Başının döndüğünü hissettiğinde çok geç olmuştu.Yığılıp kaldı bir anda...Gözlerini açtığında kendisini yerde buldu.Biraz zorlanarak oturdu.Mezar taşındaki yazı tam karşısındaydı şimdi.
Kendine ait bir toprağı
olsun isterdi,
Sonunda muradına erdi
Kim demiş kırmızı ışıkta
geçilmez diye? rahmetli geçerdi
Ruhuna okuyun bir Fatiha...
Gülsün mü?
ağlasın mı ?
Bir tuhaf olmuştu genç adam...Ayağa kalkmak için davrandı olmadı.Kendisini çok güçsüz hissediyordu.İçinden Fatiha suresini okuyup sesli bir biçimde Amiiin dedi.
Arkasından bir elin omuzuna dokunmasıyla mezarlığının içini çınlatacak bir çığlık attı.Dönüp bakamadı arkasına.Kimi bu buz gibi elini omuzuna dokunduranYok yok hiç hazır değildi ölüme.Bu arkasındaki azrailse yandığının resmiydi...
Daha namaz,oruç borçları vardı.Anne ve babasından helallik almayalı kimbilir kaç sene olmuştu.Ya arkadaşları ve akrabaları,onlardan da helalik istemeliydi...
Daha neler neler eksik kalacaktı yaşadığı ömre ait...Daha çok erkendi ölmek için.Yarın ve sonraki günler,daha dikkatli bir yaşam sürecek ve Allah’n huzuruna varmak için daha ciddi ön hazırlıklar yapacaktı.Bir yıldırım hızıyla düşündü,planlar yaptı bir çırpıda.
Omuzunu daha bir kavradı meçhul elin sahibi...
Adeta sarstı genç adamın omzlarını:
----Hadi uyan!
Dedi ve ekledi annesi :
---İşe geç kalacaksın...Kaç sefer dedim sana gece yarılarına kadar televizyon izleme diye...
Ölmemişti...
asude_vuslat