Dışarıda yağmur, yağıyor, gök gürültüsü, ve şimşekler çakıyor.
Uzunca dinledim, yağan yağmuru.
Doğa yıkanıyor kirinden arınıyor dedim, ne güzel Allah’ım rahmetini bereketini eksiltme
Birden kırlar geldi aklıma
Tabiat şimdi boş her yer kuru. Yağmurun sesi aldı götürdü beni şöyle geçmişe doğru.

Düşledim baharı bahçelerde açan gülleri bin bir türlü çiçekleri
Ve bir sabah gün doğarken çiçekler güller neşeli, çiğ düşmüş üzerlerine .
Şebnemler gül yaprakları arasında uyandırıyor gonca gülleri sanki dudaklarına verilmiş bir damla su
Yada gözyaşı gibi
Büyükçe bir bahçede pek çok gül fidanı hepsinin rengi ayrı hepsi başka güzel
Açılmışlar rengarenk ve kokuları sarmış her yeri.
Birden beliren genç bir kız şarkılar mırıldanarak gelmişti yanlarına kokladı okşadı gülleri .
En güzeleliniz hani deyip birkaç gülü kopardı dalından.
Şaşkındı goncalar neler oluyordu, canları yanmıştı biraz,
Çok geçmeden bir yere yerleştiler sersemlemişlerdi.
Genç kız hala bir şeyler mırıldanıyor sizler dalında güzelsiniz ama vazom dada bir başkasınız deyip içine su doldurdu
Titredi gonca güller bu da neydi şimdi su içinde yüzüyordu vücutları .
Bir müddet sonra canlandılar suya alıştılar ,
Bakındı etrafına burası da nesri böyle diyerek,
Büyükçe bir yerdi çok güzel mobilyalar vardı, muhteşem perdeler camları saklamış tı ,dışarısı görünmüyordu bile of dedi ne sıkıcı yer hem havasız hem de güneş görmüyor
Ah şimdi dışarıda olmak vardı güneşle ısınmak rüzgar la oynaşmak çiçeklerle sohbet etmek doğanın tadını çıkarmak,
Bu ne şimdi ya sanki hapis olduk biz, güya vazoda da güzel mişiz
Ah hür olmak varken bu güzellik neye yarar
Yağmur hala yağıyor ara sıra şimşekler çakıp gök gürlüyor
Sanki yukarıda kavga var yine bir başka güzel gökyüzünün kavgası şimşeklerin kızıl bir alev gibi uzayıp gitmesi.
Yağmura hasret toprak nasılda yutuyor yağmur suları nı bazen dereler olup akıyor bazen de alamadan öfkesini her yeri yıkıp gidiyor
Rabbim ne olur afatsız ver yağmuru da,
Afatsız bereketli yağmurlar olsun.
AYŞE KARAN