Farid Farjad Ağlatsın ,Sen Yüreğimin Kemanısın Elnaz
hayrettin taylan
*Bir ışıksın, aşkın kendi bilinmez karanlıklarını aydınlatan.
Nefsin karanlığında kadınsal ışıltınla nefesine meftun ettin.
Siluetinin göründü, görülmemişlikte. Bir iz, bir naz, bir haz, bir hazırlıksız gidişin sesinde sustum.
Sensizlik ile uğraşan arınmışlık çiftçisi oluyor vicdanım.Ne ekersem ekeyim sen yeşeriyor.
-Oysa ayşe olarak ektim.Sırıklarını karşılayacak yüreğimle uzanıp sarılmanı bekledim.
-Ayşelendin yeşererek.Sarıldın aşk sırığına.İçimde tane tane arttın.
Hasılatı çok olan beyaz taneler içinde bekledim durdum içimde pişmeni.
....../Pusu kurmuş paslı ayrılıkların dibinde büyüyor taş çiçeği.Meyvesiz ağrıların oluyor.Tadına benzemiyor sözlü meyvelerin.
Her ısırılışta yüreği kanatan cümleler söyleyen özel bir meyve gibisin.Bu ısırılış elma gibi değildi.Adem’in elmayı ısırmasına benziyordu.
-Elma, o zaman kızarmıştı.İlk kez günaha neden olduğu için.Dünyan biricik erkeğinin ısırmasına dayanamamıştı yüreği.Yemyeşilken kırmızıya bürünmüştü elma.
-Havva’nın ısırığından sonra bütün elmalar, bütün almalara kırmızı algı olmuştu.Elmayı ısırmak ayrılıktı.En güzel yürekten uzaklayıştı. Aşkın tınısız sızısıydı. Bir kopuştu, en çok da en özellerden kovuluştu.
*Bana soyduğun kırmızın elmanın tadı kadar kalmış ömrüm.Hangi dilimde dilim sana kırmızı sözcükler uğurladı.
*Hangi dilime damlaların döküldün.Sen giderken , ben dilim dilim soyduğun , gözyaşlarınla yıkadığın elmayı yiyordum.
-Bari, bir dilim al yolda yersin, bu tadı sunan kaderin hatrına dedikçe sen artırmıştın damlalarını.
-Benim halimin elması henüz olgunlaşmadı.Ben artık , yalnızlığımı elma olarak kabul edeceğim.Ben artık, sensiz kaldığım her anın kırmızısını elmama sunacağım.
*Cennetimi senin can kırıkları oyunuyla hazlara bandırdığın kirli emellere teslim edemezdim.
*Permalarımı saran hüznün girdabından gidiyorum.Sen yoksun, sen aşka çakallık yap. Sen arzu perilerine hazır paketlenmiş anlarını sun.
-Bu tadın acemisi gibi öylece arkana bakıyordum.
Kerbela benimle başlıyordu.Şehit edilen yüreğimdeki Hasan’ın kızı gidiyordu.
-Kan revan kalışlar ağıtlarını yakıyordu.İsimsiz kalmış bütün acılar sarıyordu beni.
-Farid Farjad, kemanı ağlatıyordu. Ben ağlıyor, ben yazıyor, ben özlüyorumdum seni Elnaz.
*Damlaların çerçisiydim.Hüzünlerimi satıyordum sensizliğe.
Sensizliği yasakladım, kirpiklerime.Islanmak yasaktı senin için ağladığım yüzüme.Gün yüzünü göstermeyecekti acıların. Şimdi ağlayan kemanın telleri kadar ağlasıl bir haldeyim.
Çatlıyor , yüreğimin tüm senleri. Bağlanışım dili çözülüyor.
Çatlıyor veballerim. Yar sarmasını sunan sarılışını özlüyor amaçlarım
Bir sevda ömrü sen damlıyor yüreğimden…
....../ Ağlıyorum, İstanbul susuyor,yüreğimde kopan fırtına uzaklarını aydınlatan t’elleri koparıyor.
-Sensizliğin karanlığında, benli hayaller görünüyor.
Yalnızlık giyotinlerini bileyliyor.Kesiyorlar beni senden.Yoksun hiçbir yerde.
Başka kokuların muhaciri, başka tenlerin uzmanı, başkalaşmanın kayıp kendiyim.Bendimi aşan yoklukların kirli düşlerinde sensizliği içirdim sarhoş demlere.
Sensizliği yamalıyorum.Bıraktığın bohçanın içinde kalmış umutları açıp yıldızlara serdim.
-Ay yüzünle şem ışıltın arasında “ay ve şem”….
Hala Farid Farjad çalıyor.Bizi ağlatan parçasında keman deliriyor.
Bu sefer sensiz daha delice çalıyor .Beni eriten nağmelerin içindeyim.
....../Ah bir bilsen, bir bilsen sensiz ne haldeyim. Acınacak sözcüğü kurban edilirdi.
Oysa damlalarınla arıtıldım, kedersiz hayatlar evinde. Berrak bir sevdaya, içli bir deme yazıldım.
Bir ömür kendi kuytusunda , ben yaralı Yasuf….Uyanabilsem…
Çıldırmanın kurulu saati çalıyor.Aklim ile sevdam arasında binlerce tezat zincirleniyor.
*** Değer mi?***
İşte sensizliğimin bütün hücreleri ölümcülken bu soruya binlerce cevabım oluyor.
*Değer mi? Yüreğime değmişsin ki bu sorunun işaretinde boynum büklüm büklüm.
Soru işareti gibi boynu bükülüşün altında bir noktayım.Seni sevmenin cümlesinin sonunda konulmak için oradayım.
*Senin de yerine akan damlalarım yazıyor cümleleri.Mürekkebim artık onlar.Sen ağlamaya ara vermelisin Elnaz.
-Farid Farjad çalsın, ben ağlayayım.Dünya şairler yazsın diye böyle acıklı aşklara teslim edilmiş.
Şimdi sensizliğin viranlarında kıvranıyorum.Vicdanımın tutuklu kaldığı veballer hapishanesindeyim.
Şahdamarıma yakın bir serdesin. İçimden , benden, aşktan çok yakın bir ben’desin. Ben’lerimi aşılayan aşk filizinin yarınlar meyvesi gibi içimde tatlanıyorsun.
*Soluyorsun gülün gecesinde.Kırmızı satenli elbisen gibi görünmezliğinin şıklığı yansıyor odama. Gözlerimi siliyorum , görmeyesin diye.
*Bu ağladım, ağlayarak yaşadığım sen olamazsın.Sensizlik magma modunda.O kadar sensiz bir sıcağın içinde kahroluyorum.
Senden gitmenin matematiğinde açılarımı topluyorum.Tüm acılarımı kapatamıyor açıların. Bütün açıların toplamına siliyor damlalar.
*Ah be Elnaz…Aşk , ağlıyor.Kalk, sustur.Kalk, sarıl, okşa yeni doğmuş bir bebek gibi.Kalk,biraz umut , özlem sütünden emzir.
-Sevda yüreğinin salıncağında biraz salla.Dünyası sallanmış şairin gözlerinde fecirler görülsün.
Kalk, şiirimin içinde. İmgeler kadar derin bir sızısın.Bütün manalara sığmayan derin sevdan var.Filozofluğumun kapağını açan cümlelerin var .
Sana adayorum bütün söylenmemiş en güzel sözleri.
*Emanetimsin
Kimseler bilmese de sen kabul etmesen de .Bütün damlalarımın şahitliğinde ıslanan yüreğimi kurutmaya çekildim.
*Farid Farjad hep ağlatsın, ben severek yazayım seni Elnaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.