Dersim'de kısa bir yolculuk
Bir zamanlar Dersim’de…
Uzundu yolu Dersim’in, otobüsten inince hayli yorgun düşmüş olurduk..Kokusu bile yeterdi ya toprağımın. Bizi merkezden köylere götüren minibüslere doluşurduk. 1993-1996 yıllarıydı o zamanlar…Minibüste teybe takılan kaset ve çalan ilk eser; Enver Çelık Çok Özledim Dersim Seni ardından Dağlara gel Dağlara ardından Düzgin Bawo ...tabi yaşlılarımız Ya Düzgin Ya Xizir diye eşlik ederdi hemen..Ne güzeldi o zamanlar…ardından Ferhat Tunç Alır Dağlar..E tabi şoförün gözünde gözlük, açık camdan sarkıtılan kol; zannedersin, en lüks arabayı kullanıyor.. Karakola yada arama noktasına yaklasılınca araba da, bu candan neşe de yavaşlar, kaset değişir; Hakkı Bulut başlar söylemeye, ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız, sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız…
Ne kadar tarifsiz bir özlem duyuyorum o günlere, kekik kokan dağlarına, kutsal berzuvalarına, ezilmeyen nergislerine, gözü yaşlı analarına, hep ağlayan Munzur’una,
Hasretim sana Dersim…
YORUMLAR
......Dersim, Dersim. Ezilmişi, acı çekmişi çok Dersim.Özleyeni ve özlem ile öleni çok Dersim.
Uğruna ağıtlar yakılan, türküler yazılan Dersim.
.....Sılaya duyulan özlem anlam bulmuş kısa ama sıcak paylaşımda.
.....Kutluyor ve saygılarımla selamlıyorum kalem ve türek sahibini.
Barf
Teşekkür ederim ilgi ve yorumunuz için.