- 613 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilir misin Neye Benzersin? Devekuşuna!
"Deniliyor: Devekuşuna demişler, "Kanatların var, uç." O da kanatlarını kısıp "Ben deveyim" demiş, uçmamış. Fakat avcının tuzağına düşmüş. Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş. Hâlbuki koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef etmiş. Sonra ona demişler, "Madem deveyim diyorsun, yük götür." O zaman kanatlarını açıvermiş, "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş. Fakat hâmisiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş.” (Lem’alar)
Ve yukarıda anlatılan durum, işine geldiği gibi hareket eden insanlar için de geçerli değil mi? Bununla birlikte aleyhine işleyişe karşı da: "EY GAFLETE DALIP ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna! Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, ta avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez."(Sözler)
Müslümanlığımızı tartışmasız şekilde ifade etmemize rağmen, inancın beynimiz ve kalbimizce algılanışı, hayata uygulanışı açısından tezatlar içindeyiz, Kur’an ve Sünnet penceresindeki Müslümanlık ile Müslümanca yaşam ile bize yerleşen ve halıhazırdaki hal ve etvarımızdaki Müslümanlık arasında bir uçurum var. Bu uçurumun ortaya çıkardığı zıtlığı devekuşu gibi davranarak telafi etmeye çalışıyoruz.
Allah muhafaza şüpheli bir inkar, belki var veya yok itikadı ile kurtarılmaya çalışılıyor. Buna meşkuk küfür deniyor yani devekuşluluk gibi bir şey. Hatta Lem’alar risalesinde yine:
"Aynen onun gibi, kâfir, Kur’ân’ın semâvî ilânâtına karşı küfr-ü mutlakı (tam bir inkar anlayışını) bırakıp meşkûk(şüpheli) bir küfre inmiş. Ona denilse: "Madem mevt (ölüm) ve zevâli (yokluğu)bir idam-ı ebedî (son) biliyorsun. Kendini asacak olan darağacı göz önünde. Ona her vakit bakan nasıl yaşar, nasıl lezzet alır?" O adam, Kur’ân’ın umumî vech-i rahmet (rahmet yüzü) ve şümullü (her şeyi kapsayan) nurundan aldığı bir hisse ile der: "Mevt(ölüm) idam(son) değil; ihtimal-i beka (uhrevi ölümsüzlük ihtimali)var." Veyahut, devekuşu gibi başını gaflet kumuna sokar-tâ ki ecel onu görmesin ve kabir ona bakmasın ve zevâl-i eşya (yok oluşlar) ona ok atmasın!
Elhasıl, o meşkûk(şüpheli) küfür vasıtasıyla, devekuşu gibi mevt(ölüm) ve zevâli (yokluğu) idam (son) mânâsında gördüğü vakit, Kur’ân ve semâvî kitapların îmânün bi’l-âhiret’e dair kat’î ihbârâtı(semavi kitaplardaki uhrevi hayata dair haberler) ona bir ihtimal verir; o kâfir o ihtimale yapışır, o dehşetli elemi (acıyı ve hüznü) üzerine almaz. O vakit ona denilse, "Madem bâki (sonsuz) bir âleme gidilecek; o âlemde güzel yaşamak için tekâlif-i diniye (dini emir ve vecibeleri) meşakkatini çekmek gerektir." O adam şekk-i küfrî cihetiyle der: "Belki yoktur. Yok için neden çalışayım?" Yani, vaktâ ki o hükm-ü Kur’ân’ın verdiği ihtimal-i beka (ahret ihtmali) cihetiyle idam-ı ebedî (sonluluk) âlâmından (eleminden)kurtulur ve meşkûk küfrün verdiği ihtimal-i adem (belki ahret yoktur) cihetiyle tekâlif-i diniye meşakkati ona müteveccih olur; ona karşı küfür ihtimaline yapışır, o zahmetten kurtulur. Demek, bu nokta-i nazarda (bu bakış açısında), mü’minden ziyade bu hayatta lezzet alır zannediyor. Çünkü tekâlif-i diniyenin (dini emir yüküm ve sorumlukarı) zahmetinden ihtimal-i küfrî ile kurtuluyor ve âlâm-ı ebediyeden( nihayetsiz elemleri), ihtimal-i imanî (ihtimale dayalı iman ile)cihetiyle kendi üzerine almaz. Halbuki bu mağlâta-i şeytaniyenin (bu şeytani bir hile ve oyundur) hükmü gayet sathî (yüzeysel) ve faydasız ve muvakkattir(geçicidir)."
İşte birçoğumuz belki farkındayız veya farkında değiliz böyle bir ihtimalli inanç üzerine kendimizi aldatıyoruz.
"Hele vakit erken, hayatı biraz yaşalım, dünyanın kuralı böyle, böyle gelmiş böyle gider, zaman değişmiş, sonra bakarız…" gibi savunma taktikleri, dindar gördüklerinin kusurları üzerinden kendimizi aklama gayretleri ölüm öncesi ve sonrası gerçeğini değiştirmez.
Herkes de benim gibi deyip, gafil davrananların ve yaşayanların çokluğu bizi yanıltmasın. Vallahi mezara attıktan sonra hepsi arkasını dönüp gidecek.
Devekuşuna, devekuşluluk fayda getirmemiş bize de getirmez.
Ölüm kapına gelmeden, Müslüman olduğumuzu hatırlayalım, müslümanca yaşayalım.
"Kalp temizliği var." deme inan bunu yemiyorlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.